Olay  21 Temmuz 2013 tarihinde;Bursa’nın Osman gazi ilçesi Güneştepe Mahallesi’nde geçiyor;olayın patlak verme nedeni ise;at pisliği yüzünden  çıkan kavga;bir Roman’ın silahla ateş edip 16 yaşında ki genç bir kızı hafif yaralaması sonucu,iftardan sonra mahalle sakinleri  topluca sokağa dökülüyor, Romanların oturduğu evleri kalabalık  taşa tutuyor,bu yetmezmiş gibi Romanlara ait 10 at arabasını,bir otomobili  ve Romanlara ait barakaları ateşe vererek dehşet saçıyor kalabalık,çevik kuvvet polisinin devreye girmesiyle olay toplu bir faciaya dönmeden önlenmiş oluyor..

İşin garip yanı bu olay Şehrin merkezinde oluyor, nasıl oluyorsa polisin gözünün önünde Romanlara ait ekmek teknelerini oturdukları barakaları yakıyorlar ama polis müdahale etmiyor, tek teselli ise bu gariban insanların can kayıplarının olmaması.

Benim tuhafıma giden de bu olayı televizyonların birinci haber olarak geçecekleri yerde, sıradan bir habermiş gibi beşinci veya altıncı sırada görmelerinin yanında olayın detayına girmemeleri; bazı kanalların ise görmemesi,gazetelerin ise üçüncü sayfadan veriyordu bu olayı.Taraf gazetesi de üçüncü sayfadan verdi, hal bu ki bu olay sürmanşetten verilmeliydi.Haber olmak için Sivas’ta ki gibi insanlar yakılması mı gerekiyor..

Bazı gazeteleri ise hiç görmemiş veya kibrit kutusu kadar bir haber ile geçiştirmişti ayıp olmasın diye..Saldırı zamanının iftardan sonra yapılması manidar,haberi veren gazetede romanlara saldıranların vatandaş,diye tanımlarken ama Romanlara bu “vatandaşlık kavramını kullanmaması” benim dikkatimi çekti.Allahın bildiğini kulundan niye saklayacaksınız demiyor muyuz hepimiz “sen bir garip Çinğenesin gümüş zurna neyin” diye..

Roman Forum adına konuşan Hacer Foggo  Bursa da geçen olayın özetini açıklıyordu şöyle,diyor:

“Türkiye’nin her yerinde,her sokağında gün içinde insanlar birbirleriyle kavga ediyorlar.Ancak söz konusu Romanlar olunca iki aile arasında kalabilecek bu kavga Romanlara yönelik linç girişimine ve toplu bir saldırıya dönüşüyor.Bursa’da ki olay Roman Mahallesi değil de herhangi bir mahallede olsaydı iki aile arasında kalacaktı ancak söz konusu Romanlar veya Kürtler olunca olay başka türlü oluyor.” Diyor..Romanlara yapılan linç girişiminin bugünden ortaya çıkmış bir sorun değil; bu devletin  bir ötekileştirme politikasının  sonucu..

2003 yılına kadar aynen şöyle yazıyor,Milli Eğitim Bakanlığının İslam Ansiklopedisinde ve Türk Ansiklopedisinde Çingeneler için :”Hayvan ve çocuk çalıp satarlar,hırsızlık yaparlar,inançsızdırlar,nikaha ve sünnete itibar etmezler,buçuk millet olarak bilinirler.Hasis: pinti,cimri demek.Yüzsüz,arsız,çığırtkan” gibi ne kadar aşağılayıcı sözcükler ve varsa hepsini yüklemişler Çingeneler için .Böyle tanıtırsan Çingeneleri,verdiğin eğitimle, kaynakçanda gösterirsen işte necip Türk milleti de  bunu yapar.Meraklısına not:Çingenelerin tarihi ve kültürleri hakkında daha detaylı bilgi için dostum yazar Mirza Turgut’un ”Romanlar mı Çingeneler mi?Ezilmiş halkın öyküsü” adlı belgesel niteliğindeki bir kuyumcu titizliğindeki kaynağa bakılmasını öneririm.

Bu ülkede uygulanan ayrımcılığa linç kültürüne Hacer Foggo dikkat çekiyor ama eksik olanı biz tamamlayalım; buna Alevileri  de ilave etmeliyiz.Romanlar mütedeyyin insanlar  olsalardı  iftardan sonra saldırı olur muydu?Kesinlikle olmazdı araya şehrin ileri gelenleri devreye girer ve olay kapanırdı;hepimiz aynı safa duruyoruz,aynı duaya el kaldırıyoruz aynı camiye gidiyoruz,diyerek geçiştirirlerdi.Alevi,roman,gayrimüslim ve Kürt olunca işin rengi değişiyor.

Her ramazan da Aleviler ve romanlar nasiplerine düşeni alırlar; geçen ramazan ayında da Malatya’nın bir beldesinde olay olmuştu hatırlanırsa; oruç tutmayan bir Alevi vatandaşın kapısının önünde gece davul çalınmasını istemediği için,aile linç edilmek istendi günlerce basında yer aldı bu olay.

Bu saldırı Kürtlere, alevilere ve romanların dışında  dini bütün yaşayan insanlara olsaydı çok merak ediyoruz,başörtülü bacıma,kız kardeşlerime  saldırdılar diye her uzatılan mikrofonda en ufak detayına kadar inen başbakan bu olaya neden bir tepki göstermedi,ya Başbakanın  yandaş medyası niye bu olayın üstüne gitmedi,Erdoğan konuşmaya başlayınca yayın akışını değiştirip el gölgesiyle devreye giren , canlı yayına geçenler,niye görmüyorlar Romanlara yapılan saldırıyı?Duyarlı olmak ve haber niteliği taşıması için bir haberin, üstüne gitmenin kriteri toplu ölümlerin  olması mı gerekiyor, dalkavuk medya da?

Bu olayla bir şey daha tartışılmaz vaka olduğu ortaya çıktı.

O da basın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu tüm çıplaklıyla ortaya koymuyor mu?

Roman vatandaşlarımıza büyük geçmiş olsun..

Saldıranların vatandaş, saldırıya uğrayanların da vatandaş yerine konulmadığı bir memlekette insan odaklı bir siyasetin olmadığını bir daha, toplu katliamın eşiğinden dönen bir topluluğun yaşadığı linç kültürüyle tekrar hatırladık.

Eğer bu ülkede Müslüman,Sünni ve Türk değilsen sana yapılan her türlü insanlık dışı uygulamaları yaşadığın ülkenin devletinden sorma;kaderini sorgula,ben niye Müslüman,Sünni ve Türk olarak bu dünyaya gelmedim,diye.. Kendini sorgulaman yetmez seni dünyaya getiren annen ve babanı da sorgulamanın içine al.Hiç değişmiyor Türk,Müslüman ve Sünni olmayanların kaderi, iktidarlar değişse de.Hele bir de çoğunluk değilsen sana yapılanları sen fazlasıyla hak ediyorsun!.

Bu topraklarda faili meçhuller,yargısız infazlar gözaltı kayıpları,toplu mezarları,her çukurdan insan kemiklerinin çıktığı coğrafya da yaşananları,gayrimüslimlerin yaşadıklarına bir göz at da, neler görürsün neler,hiçbir şey yapamazsan da hiç değilse teselli olursun,bunları yaşatmadıkların için.

Burada Sünni olarak teröre kurban gidersen şehit olur,yaralı kalırsan gazi,devletin ideolojisine tabi olursan da seçkin vatandaş muamelesi görürsün.

Sana kim dedi Roman olarak dünyaya gel,hem de herkesin Müslüman, Sünni,Türk olduğu ülkede yaşa,diye..

Ya çoğunluğa uyarsın ya da bu diyardan gidersin..Biraz bu ülkenin tarihine bak, sana yapılanların başka kanlı olaylarını tarihin aynası gösterecektir tüm çıplaklıyla.

Yaşadıkların sürpriz değil Roman kardeşim.