Melih ALTINOK
Taraf onca riski göze alıp Balyoz’un deşifre etmeseydi, kararlı yayınlarıyla bu olayın üstüne gidilmesi için kamuoyunda ciddi bir talep yaratmasaydı bugün yine havanda su dövüyorduk.
Darbe rejiminin tasfiyesi yolunda AK Parti’nin siyasi kararlılığını ve toplumsal desteği arkasında hisseden yargının duruşu da kuşkusuz takdire şayan.
İşte Türkiye demokrasisinin sivilleri, böyle bir fiili ittifakla ilk kez (Talat Aydemir olayı başkadır) bir darbe kalkışmasını Avrupa demokrasilerine yakışır şekilde “mahkûm” etti.
Balyoz darbe planlarının yapıldığı yıllarda Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök’ün itiraf niteliğindeki açıklamaları ortada. Sanıkların meşhur 35. Madde’ye atıf yaparak icraatlarını gerekçelendirme çabaları da. Davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan’ın “Sıkıyönetim planları neden rahatsızlık veriyor” kibri de...
Biliyorum CD gibi somut deliller konusunda da kamuoyunun kafası da epeyce karıştırıldı. Korkmayın yıllardır söylediğimiz şeyleri tekrar etmeyeceğim. Sadece darbe muhiplerinin de gerçekliğini kabul ettikleri CD’lerde yer alan kanıtların bile hukuken bugün sanıklara verilen cezalar için fazlasıyla yeterli olduğu söylemekle yetineceğim.
Kaldı ki ortadan kaldırmaya çalıştıkları demokrasinin nimetleri de, darbecilik için hafif, ancak hukuk açısından “ağır” cezalar alan sanıkların emirlerine amade. Yargıtay sürecini, hayır dedikleri referandumun kendilerine armağan ettiği Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını ve nefret ettikleri Avrupa hukukunun mekanizmalarını da sonuna dek kullanabilirler.
Anayasal düzeni değiştirmeye muktedir olmadıkları hâlde idam sehpasına gönderdikleri Deniz Gezmişler gibi, Adnan Menderesler gibi idam da edilmeyecekler, aşağılanmayacaklar.
Dolayısıyla ortalıktaki demokrasi adına utanç verici feveranlara aldırmayın.
Bir mağduriyetten ötürü canları yandığı için falan değil isyanları. Ortadaki fevri, insani bir çıkış değil. Dertleri yine manipülasyon. Karar verilmiş, nerede, ne zaman, ne şeklide akıtılacağı bile planlamış gözyaşlarıyla bir kampanya yürütüyorlar. Yargıtay aşamasına kadar hükümeti, yerli ve yabancı kamuoyunu baskı atına almak istiyorlar.
Evet haklarıdır. Demokrasi dışına çıkmadan, orduyu falan göreve çağırmadan, hedef göstermeden propaganda haklarını sonuna kadar kullanabilirler elbette.
Ama bizler de demokrasi adına mutluluğumuzu ifade edebiliriz. Hatta darbe gibi demokrasi karşıtı edimlerin mahkûm edilmesine “sevinmeyi” istisna olmaktan çıkartmamız elzem de. Bu mutluluğu açıkça sergilemek, darbe karşıtlığının geçer akçe olduğu bir memleketin kapılarını açabilir. Türkiye böyle böyle darbecilik cezalandırılınca mutlu olan insanların yaşadığı bir ülke kategorisine terfi edebilir.
“Rövanşmış, düşene vurmakmış...” Kulak asmayın hezeyanlarına. Üstümüze bizim silahımızla canımızı almak için gelen “psikopatı” durdurduk sadece, üstelik de naifçe.
Şimdi de bu yargı kararını, askerî vesayetin tamamen tasfiyesi için şart olan siyasetin sorumluluğundaki yapısal dönüşümlerle taçlandırmak için çalışma zamanıdır.
Çalışırken başarınıza sevinmenizden rahatsız olanlara da, Aksiyon dergisinin harikulade kapağındaki şu sözlerle yanıt verin, yeter:
“Bir ihtilal daha yok!”
Ne kadar çırpınsanız da.
Ürkek Balyoz muhipleri
Balyoz sanıklarının ailelerinden gelen tepkileri anlamlandırmak zor değil. Zira insan babası katil bile olsa, onu savunur, sahiplenir, kurtarmaya çalışır.
Ama olmuş ve oldurulmamış her darbenin potansiyel mağduru solun ve Kürtlerin temsil tekelini ölümüne savunan çevrelerin mutsuzluğunu, telaşını, perişanlığını tarih yazacak.
“Solcu” gazetelerin, bu tarihî kararın ertesi günün “aileler cezalandırıldı” manşetleriyle çıkan anaakım medyanın simetrisindeki, ilk sayfadan “küçük görme” hâlleri unutulmayacak.
“Ergenekon Fırat’ın ötesine geçmedi ki” diye yalandan şikâyet ettikleri hâlde JİTEM davalarını görmezden gelip mahkeme önlerinde mağdur Kürtleri korucu başlarıyla bir başına bırakanların, en azından Cemal Temizöz’ün mahkumiyetini görmemesi de.
BDP’nin, mahkemenin Balyoz kararını CHP’den, MHP’den hatta askerden sonra yorumlaması onda da sitem etmesi de gözden kaçmayacak. Kuşkusuz, ANF’nin Balyoz kararına uyguladığı karartma da.
Bugün de sormak, sorgulamak hakkımızdır.
Hukukçular hatta Balyoz hükümlülerinin çalışma arkadaşı askerler bile “yargılama sürecinde bir sorun yok” derken, karar açıklanır açıklanmaz ilk söz hakkınızı “hukuki sorun varsa takipçisi oluruz” şovuyla kullanmanızın anlamı ne?
Hadi seçmenlerinize Temizöz’ü unutturmayı başardınız da, onları “Balyoz’da Kürtlere karşı işlediği suçtan mahkûm olan var mı” diye sorduracak hâle getirerek ne kazandınız?
Mağdur Kürtlerin bir kısmını “Balyozcuların olası darbesinin kendilerini etkileyemeyeceğine” nasıl inandırdınız, nasıl kıydınız “gerçeklik algılarına”?
Hakikaten, ulusalcılar, milliyetçiler tutarlı, darbe rejiminin kodlarıyla oynanıyor, rahatsızlar. Zanlı yakınlarının durumu da duygusal. Anlıyoruz.
Peki ama size ne oluyor arkadaş?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019