Mücahit BİLİCİ
Bugün Türkiye bir yeniden uluslaşma süreci yaşıyor. Samsun’dan çıkılan bir yol yeniden yürünüyor. Eskiden Türklüğe dayalı bir ulus inşası yaşanırken bugün Müslümanlığa dayalı bir ulus inşası sözkonusu. Türk olmak için koşulan Müslümanlık şartı, bugüne kadar itilip kakılıyor; hakikatte bastırılırken nominal olarak bir zorunluluk gibi tutuluyordu. İlk kez devlet milli kimliğin Müslüman kanadını ana kimlik edinmeye başlamış görünüyor. Ulus devlet formu kendine Müslüman bir içerik buldu ve İslamcılık, devlet ile bu imkân karşılığında eklemlenmeye başladı. Laik Türk’ten Müslüman Türk’e geçişin ritüalize olması açısındankurucu bir iradenin, bir ulu önderin, bir kurtuluş anlatısının görünür hâle gelmesi gerekiyordu. Ve geldi. Bugün yaşadığımız büyük fotoğrafta böyle bir süreç göze çarpıyor.
Her uluslaşma süreci, kendi dışına karşı bir disiplinlenme ve safları sıklaştırma ameliyesi gerektirir. Dışarıya karşı ayrışmaya dayalı bir kimlik billurlanması, ötekiye karşı bir benlik oluşumu sürerken içeriye karşı da bir saflaşma ihtiyacı doğabilir. İki anlamıyla saflaşmada,bir iç düşman, bünyeye kaçmış bir yabancı cisim gibi harice atılmak veya ezilip nötralize edilmek istenir. İç düşman, dış düşmandan belki de daha elverişli bir siyasal oyuncaktır. Çünkü dış düşmana olan düşmanlık basit bir hamaset veya retorik seviyesinde kalırken, iç düşman linç edilmekten, toplama kamplarına kapatılmaktan kurtulamaz.
Gülen Cemaati bünye içinde bünye özelliğini yani bir tür (eskiden imtiyazlı) azınlık statüsünü hesaba katmadığı ve bu gerçeklik ve algıyı kıramadığı için bugün popülerçoğunluğun siyaset meydanında linç edilmeye muhatap ediliyor. Toplumdaki mümküntüm zaaf ve sorunların kaynağı ve yegâne sebebi olarak bir tür günah keçisine çevriliyor. Gülen Cemaati’nin siyasal olarak meşru cezalandırılmasının, topyekûn bir yoketmeteşebbüsüne dönüşmesinin ne demokratik ne de İslami bir izahı vardır.
Her uluslaşma süreci birtakım kurbanlar verir. Her milliyetçilik dâhili ve harici düşmanlar bulmak ve üretmek zorundadır. Ermenilerin katledilmesinden Kürtlerin inkârına kadareski devletin homojenleşme ve uluslaşma teşebbüsü ne kadar yanlışlar ve tehlikeler barındırıyorsa, bir Müslüman ulus inşasında da benzer riskler olabilir.
Denebilir ki dindar Müslüman nasıl olur da laik despotlar gibi zulüm yapsın? Eğer muhatabını yeteri kadar şeytanlaştırırsa yapabilir. Buna bir misal kendine İslam Devleti diyen IŞİD zalimleridir. Hadi başlarındaki adam dış güçlerin ve İslam düşmanlarının ajanı olsun. Peki, emrinde kan dondurucu zulümler işleyen ve mesela masum Ezidileri katleden militanlar nereden geldi? Kosova’dan Çeçenistan’dan Türkiye’den Kürdistan’dan, Amerika’dan İngiltere’den neden bu kadar vahşi Müslüman çıkabiliyor? Neden Müslümanlar kendilerini kullanmak isteyen güçlerin eline kendilerini oyuncak, onların emirlerine kendilerini asker ederler? Bence bugün asıl sorulması gereken soru budur.
Şiiliği şeytanlaştıran Sünniler, Sünniliği şeytanlaştıran Şiiler niye bu kadar çok var? Neden Müslüman devletler İslam’ı, dinî hassasiyetleri devletsel menfaatlerine alet etmekten çekinmez ve utanmazlar? Neden dış düşmana karşı milli kahraman kesilenler (mesela Suriye’de) içerideki zulümlere seyirci kalırlar?
Neden gayrimüslimin Müslüman’a olan zulmüne gösterdiğimiz tepkinin onda biriniMüslüman’ın Müslüman’a olan zulmüne gösteremiyoruz? Sünni’nin Şii’ye, Türk’ün veya Arab’ın Kürd’e yaptığı zulüm görmezden gelindi.
Belki de hepimiz farkında olmadan milliyetçi olduk: Çoğu Müslüman bugün itibariyle kendi mezhebini milliyet edinmişe benziyor. Müslümanlar İslami bir milliyet mesabesine indirip onun milliyetçisi oluyorlar. Müslümanlar uluslaşmanın heyecan ve coşkusunu yaşarken,uluslaşmanın yolaçabileceği etnik temizlik ve riskleri de dikkatle sorgulamalılar.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025