Mümtazer TÜRKÖNE
Son günlerde bu soruyu en fazla ciğeri yanarak ve feryad u figan ederek sormakta olan kişi Başbakan Erdoğan olmalı.
İşler iyi gitmiyor. İşleyen, iş gören ve Başbakan’ın önüne “sonuç” getirebilen bir hükümet aygıtı yok. Peş peşe yüksek perdeden sıralanan, herkesin “koskoca Başbakan söylediğine göre bir hikmeti vardır herhalde” diye akıbetini sabırla beklediği sözler anlamını, değerini ve ağırlığını kaybediyor. Başbakan’ın ağır ve abus çehresine rağmen ciddiyeti hızla tükeniyor.
Gözlerimizi yukarılara, azametli devletin tepesine dikerek korku ve endişe içinde öfke dolu şimşeklerin çakışını izliyoruz. Kolay değil, “yanlarına önümüzü iliklemeden yaklaşamadığımız” savcıları, yargıçlarıyla koskoca yargının altını üstüne getiren, saygı içinde hayatımızı emanet etmek zorunda olduğumuz polisleri, gök ekin biçer gibi kökünden tırpanlayıp sağa sola savuran dehşetengiz bir iktidar var yukarıda. “Yolsuzluk iddiası” lafını ağzına alanın, anasından emdiği sütü burnundan fitil fitil getiren bir iktidar. Yine de bir şeyler yolunda gitmiyor. Peki neler? Baktığımız yerden, yani aşağılardan görünmüyor. Bir de oraya çıkıp aşağılara bakmayı, olup bitenleri en tepeden yakalamayı deneyelim.
“Başbakanlığı dinleyenler, böcek koyanlar, Teftiş Kurulu’nun çok ciddi tespitlerine rağmen serbest bırakıldı.” diyor, birisi. Kim? Başbakan. Başbakan biliyor, Başbakan’ın hiç şüphesi yok, Başbakan’ın elinde belgeler var. Savcılığın salıverdiği, Mahkeme’nin serbest bıraktığı emniyet mensuplarının zindanlarda çürümesi, bir daha gün yüzü görmemesi lâzım. Ne derin bir acz, ne hazin bir iktidarsızlık. Koskoca Başbakan, hakkını arayamıyor, mahremiyetine girenleri içeriye tıktıramıyor.
Basit bir olay deyip geçiştiremezsiniz. Her önüne geleni “paralel” diye yaftalayan Başbakan’ın ucundan yakaladığı, “inlerine giriyoruz” lafının yegane mesnedi olan soruşturma, tuzla buz olup darmadağın oluyor. Koskoca Başbakan, sıra arkadaşını şekerini paylaşmadı diye öğretmenine jurnalleyen ispiyoncu çocuğun durumuna düşüyor. Galiba ortada bir böcek hiçbir zaman mevcut olmadı veya bulanlar tarafından konuldu. Yine de Başbakan’ın yerinde olsanız ne derdiniz? “Nerede bu hükümet?”
İdris Naim Şahin’in soru önergesine konu olan “emirname”, bütün hükümet organlarının içine girebilmek için bir “in” inşa etmekte olduklarının şeksiz-şüphesiz delili. Başbakan “inlerine gireceğiz” dedikten sonra, oturup bir “in” inşa etmek gerekmiyor mu? Sorunlar bitmiyor. “İrtica ile mücadele eylem planı” gibi, askerlerin marifeti olarak böyle bir “proje” hazırlansaydı, bu kadar kısa zamanda medyanın eline düşüp, hazırlayanları maskara eder miydi? Nerede bu hükümet?
12 yıldır devam eden bir iktidar. Karşınızda en ufağından bir rakip bile kalmamış. Evcil hayvan kulübesi kadar da olsa bir in tasarlayıp ortaya çıkartacak bir tek adam bile koca hükümetin içinden çıkmaz mı? Gelin kızmayın, öfkelenmeyin. Kaçmaktan kovalamaya fırsat mı kalıyor? İçişleri Bakanı, “iki milyar dolar”ın hesabını mı verecek, kısa bir süre önce kendi koltuğunda oturan selefinin her biri demir leblebi gibi sorularına cevap mı yetiştirecek, yoksa emirlerine uymayan polisleri sağa sola mı sürecek?
Havada son sürat giden Başbakanlık özel uçağından, Cumhurbaşkanlığı uçağına transfer yapılacak. Parti Teşkilatı’nın sağı-solu oynuyor. Başkası değil, Başbakan şikâyetçi. “Bir yıldır taraf olmayanlara” sesleniyor ve tehdit ediyor: “Bitaraf olan bertaraf olur.” Bülent Arınç’a “batsın dengelerin” diye ayar geçiyor. “Paralel” lafını ağzına hiç almayan hem partisindeki hem kabinesindeki “kahir ekseriyetle”, Başbakan ne yapabilir?
Başbakan adına vereceğiniz hüküm yine baktığınız yere bağlı. Bir sürü yeteneksiz, beceriksiz adam çevresini sarmış olabilir. Bir korkaklar ordusu tarafından kuşatılmıştır. Veya, o dev karizmasına boyun eğen, kendisine inanan tek bir dava adamı bile çevresinde mevcut değildir? Siz hangisini söylersiniz? Bütün devlet emrinizde, yargı yere serilmiş, arkanızda % 45’lik halk desteği ve onca medya gücü... Peki nerede bu hükümet?
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025