Yıldıray OĞUR
Ardarda yaşanan konser iptalleri üzerine tarih üstü süper haklılık ve kar beyazı temizlik iddiasındaki ‘devrimciler’den biri yine o bilindik “haklı çıktık” tezini tekrarladı:
“Z kuşağı bilmez. 2000'li yıllarda 'bakın bunlar konserleri-şenlikleri yasaklayacak, kamusal alanda içkiyi yasaklayacak, kazanılmış hakları teker teker geri alacak' dediğimizde şimdinin çokça muhalifi, 'hayır o bizi AB'ye sokacak, vesayeti kaldırıp, demokrasi getirecek' diyordu.”
Z kuşağının 2000’li yılları hatırlamamak gibi haklı ve meşru bir mazereti var.
Ama akıl baliğken yaşadığı yılları hatırlamayan kuşağın mazereti herhalde yaşlılık olamaz.
Olsa olsa öngörü zannedip gurur duyduğu şeyin, aslında önyargı olduğunun farkında olmaması olabilir.
O önyargı 2000’li yıllarda yaşanmış olayları, 90’lı yıllarda yaşanmış zannetmek gibi hafızalarda zamansal sıçramalara bile neden olabiliyor.
Bugünkü AK Partili yılları, 90’ları överek yerme sporunun en popüler egzersizlerinden biri eski Türkiye’nin laik, eğlenceli günlerini hatırlatmak.
Sırf bu nostalji için “Old laik days” gibi popüler hesaplar bile var.
Bu alternatif anlatıya göre AK Parti’den önce Türkiye’ye dünya yıldızları akıyor, büyük konserler düzenleniyor, açık hava festivallerinde içkiler su gibi akıyordu. Ama AK Parti iktidara gelip bu eğlenceli Türkiye’nin üzerine turp sıktı.
Bu tezin delilleri Madonna, Metellica’nın 90’ların başında verdiği stadyum konserlerinin görüntüleri, ODTÜ stadyumunda eğlenen gençlerin videoları, One Love, Rock’n Coke Festivali hatıraları, belki biraz da İstiklal’in eski ağaçlı fotoğrafları…
Ama bu politik hafızayı biraz deşince karşınıza anakronik bir laik Kadir Mısıroğlu tarihinden başka bir şey çıkmıyor.
Mesela İstiklal Caddesi’nde tarih boyu hiç ağaç olmadı. Ta ki 1995 yılında Refahlı belediyenin caddeye ağaçlar dikmesine kadar. O ağaçları 2005 yılında da AK Partili belediye kaldırdı.
ODTÜ Bahar Festivali, sadece o 90’lardan kalma videoda kalmadı, her yıl Devrim stadında kesintisiz aynı konserler yapılıyor, bu yılki festival şehit haberleri yüzünden ertelenmişti, ama önceki gün başladı.

Türkiye’nin en büyük müzik festivali olan Rocke’n Coke ilk olarak 2003 yılında düzenlendi. Yani AK Parti’nin iktidara gelmesinden bir yıl sonra. Festival 2013 yılına kadar yani yine AK Parti iktidarının ilk 10 yılında kesintisiz yapıldı.
Coca Cola’nın sponsor olduğu Rocke’n Coke’un anti-kapitalist alternatifi Barışa Rock da 2003-2008 yılları arasında düzenlendi.
Türkiye’ye dünyanın en popüler müzik gruplarını getiren Efes Pilsen’in sponsorluğundaki One Love Festivali ise ilk olarak 2002 yazında yapıldı. Ama festival esas olarak 2003 yılından itibaren büyük bir organizasyona döndü ve 2017’ye kadar her yıl sürdü.
90’lar hatırası zannedilen Madonna konserlerinin ilki 1993 yılında yapıldı ama Madonna 19 yıl aradan sonra 2012’de tekrar Türkiye’ye gelip konser verdi.
İlk kez 1993’de Türkiye’ye gelen Metallica, 1999, 2008, 2010, 2014’de dört kez daha konserlerde Türkiye’deki hayranlarıyla buluştular, bunun üçü yine AK Parti iktidarı yıllarındaydı.
Onedio sitesinin derlediği “ülkemizde gerçekleşmiş 24 efsane konser” listesindeki 24 konserden 20’si AK Parti’nin iktidar yıllarında düzenlenmiş.
Onedio’nun listesinden birkaç örnek: Roger Waters (2006), Justin Timberlake ( 2014), Rihanna ( 2013), Prodigy (2009), Limp Bizkit (2011), Red Hot Chili Peppers (2012), The Offsping (2005), The Cure (2005), Elton John (2011), Bon Jovi (2011), Lana Del Rey (2013), Justin Bieber ( 2013), Rammstein (2010)…
Listeyi daha da uzatmak mümkün.
Muhalif U2 ilk kez Türkiye’ye 2010 yılında geldi. 1995 yılında kaybolan Fehmi Tosun’u, 1997’deki albüm kapağına koyan U2, Tosun için şarkı söyledi, Bono Tosun’un eşiyle buluştu.
Muhalif Galli grup Manic Street Preachers de ilk kez 2012’de Türkiye’de sahne aldı, “If you tolarete this”i seslendirdi.
Şili’nin ünlü devrimci grubu Inti- illimani Pinochet darbesine karşı 1975’de yaptığı meşhur “El Pueblo unido jamas sera vencido”yu Türkiye’de ilk kez ancak 28 yıl sonra 2003’de verdikleri konserlerinde söyledi. Grup daha sonra defalarca Türkiye’de sahne aldı.
Grup Yorum bile tarihinin en büyük konserini 2012’de 25. yıldönümünde İnönü Stadı’nda verdi.
Kasetleri yıllardır yok satan Civan Haco ilk kez 2003’de Şivan Perwer ise 2014’de Türkiye’de şarkıların söyleyebildi.
Kürtçe konserlerin de çok uzun bir tarihi yok.
90’larda hayal olan bu konserler, 1999’da yapacağım dediği için bile Ahmet Kaya’ya çatal bıçak fırlatılan Kürtçe klipler yine ancak 2005’lerden sonra mümkün olabildi.
Türkiye Eurovision Şarkı Yarışması’nı ilk kez 2003 yılında, ilk kez İngilizce katıldığı bir şarkıyla kazandığında da, 2004 yılında Eurovision’a İstanbul ev sahipliği yaptığında da, TRT Eurovision’a Athena, Sibel Tüzün, Hadise, Kenan Doğulu, Manga, Yüksek Sadakat, Can Bonomo’yu seçip gönderdiğinde de iktidarda AK Parti vardı.
İlk Onur Yürüyüşü 2003 yılında İstanbul’da yapıldığında da…
2015 yılına kadar kesintisiz yapılan Onur Yürüyüşleri, 7 Haziran seçimlerine giderken AK Parti gençlik kollarının hazırladığı bir seçim broşürüne iktidarın hoşgörüsünün bir delili olarak bile girmişti.
Ama tarih üstü süper haklı devrimcinin hafızasından silinmiş bütün bu ilkler tabii ki iktidarın “yılgın hoşgörüsü”nün eseri değil.
Türkiye, 2002’den sonra krizden çıkarak zenginleşti, milli gelir 2013’de 13 bin dolarla kadar çıktı, Türkiye dünyayla daha entegre hale geldi ama esas olarak bütün bu ilkler AK Parti’nin uzun yıllar boyunca izlediği kapsayıcılık siyasetinin eseriydi.
Peş peşe başlayan açılımlar da bu kapsayıcı olma çabasının bir sonucuydu.
Örneğin 2011 yılında seçimlerden yüzde 49’la çıkmış iktidar Meclis’teki bütün partilere eşit sandalye vererek Meclis’te yeni anayasa komisyonu kurmuştu.
Kapsayıcılık, 2013 Gezi olaylarına rağmen 2014 yılında yayınlanan bir Dünya Bankası raporunda AK Parti iktidarının 2002- 2014 yılları arasındaki başarısı tarif edilirken seçilen üç anahtar sözcükten biriydi: “Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama ve Kurumlar”
AK Parti, bu kapsayıcılık sayesinde Fazilet Partisi’nden kopmuş yenilikçi hareket olarak ilk seçimde aldığı yüzde 34 oyu, 2007’de yüzde 47’ye, önce 2011’de ardından 2015 1 Kasım seçimlerinde yüzde 50’ye çıkardı.
2010 referandumunda ‘Evet’e verilen yüzde 58 oy AK Parti’nin 20 yıllık tarihinde bir seçimden aldığı en büyük destek hala.
Bu kapsayıcı politikaların terk edilmeye başlandığı 2015’den sonra AK Parti seçimlerde, ancak MHP desteğiyle yüzde 50’nin bir-iki puan üzerine çıkabildi.
Nihayet 2019 yerel seçimlerinde bu ittifak da seçimi kazandırmaya yetmedi.
Seçimlere bir yıl kala anketlere göre ittifakın oyu yüzde 40’ı ancak geçebiliyor.
2015’den itibaren oylarda yaşanan bu düşüş ile siyasi, kültürel, sosyal alandaki kapsayıcılığın bitmesi, iktidarın içine doğru kapanması ve yıllardır yapılabilen konserlerin, festivallerin yavaş yavaş sönümlenmesi herhalde sadece bir rastlantı değil.
Bu içe doğru büzüşmenin, milliyetçiliğe mahkumiyetin, daha muhafazakar parti, tarikat ve İslami grupların mahalle baskısına kolayca teslim olmanın son sonuçları belediye ve valilikleri konser iptalleri…
AK Partili Isparta Belediyesi’nin Gül Festivali’ne davet ettiği Melek Mosso’nun konserini Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi’nin gençlik kolları olan Anadolu Gençlik Derneği’n başını çektiği çevrelerin mahalle baskısıyla iptal etti. Eskişehir Valiliği, şehirde yapılacak AnadoluFest müzik festivalini yine bazı İslami dernek, vakıf ve cemaatlerin oluşturduğu Kardeşlik Platformu’nun baskısıyla yasakladı. bir K-pop grubunun konseri sosyal medya mücahitlerinin tepkileriyle yapılamadı.
İlginç olan iptal edilen etkinliklerin aslında öncesinde bizzat AK Partili belediyeler tarafından düzenlenmesi ya da valiliklerden izin almış olmasıydı.
Karşısında direnilemeyen mahalle baskılarına karşı bulunan pratik çözümler de ülkedeki sekülerleşme trendinin iptal edilemeyeceğinin bir ispatı.
Örneğin AK Partili Isparta Belediyesi, “Milli manevi değerlere zarar veren” Melek Mosso’ya alternatif olarak Gül Festivali’ne yerli ve milli Seda Sayan’ı davet etti.

Muhafazakar mahalle baskısıyla konser avcılığı yapanların işi hiç de kolay değil.
Çünkü Eskişehir’deki AnadoluFest’i iptal etmekle festivaller bitmiyor.
Eskişehir’de EskiFest, MilyonFest adlı başka festivaller de var.
Eskişehir’i ‘kurtarmak’ da yetmiyor.
Bu yaz sadece tek bir organizasyon şirketinin düzenlediği Türkiye’nin farklı şehirlerinde 10’un üstünde müzik festivali düzenlenecek.
Büyükşehirlerde duyulmasa da bu festivaller yıllardır yapılıyor.
Bu şehirler arasında Denizli, Samsun, Kayseri gibi AK Partili başkanları olan şehirler de var.

Mesela AK Partili bir belediyenin yönettiği Denizli’deki MilyonFest dün itibarıyla başladı.

Yağmura rağmen festival alanını dolduran her kesimden gençlerin nasıl eğlendikleri bu hesaptan izlenebilir.
https://www.instagram.com/stories/milyonfest/2847653291890203137/
Önümüz yaz Türkiye’nin her şehrinde üç yıldır pandemi yüzünden iptal edilmiş başka festivaller de yapılacak ve bu festivallerin önemli bir kısmında da ev sahibi AK Partili belediyeler olacak.
AK Partili belediyeler de eğer daha muhafazakar çevrelerden mahalle baskısı gelmezse gençlerin eğlenmesinden pek de rahatsız görünmüyor.

Zaten mesele muhafazakar, ahlakçı konser iptalciliğinden ibaret değil.
İlki kadar tepki çekmese de bir de milliyetçi konser iptalciliği, yasakçılığı var.
Bu iptalciliğin öncüsü iktidara alternatif olması beklenen muhalefet cephesinin aktörleri.
Hedefteki isimlerin başında Aynur Doğan geliyor.
1999’da Ahmet Kaya’ya yapılan ve faillerinin yıllardır özür dilemekten bitap düştüğü lincin tıpatıp aynısı Aynur Doğan için yapılıyor.
Gerekçe yine Almanya’daki bir konserde sahnede arkasında Öcalan resimleri ve PKK bayrakları olan bir fotoğraf karesi.
10 yıl önceki Türkiye’nin şartları, TRT’nin Öcalan resimli sahnelerden, Öcalan’ın mektubunun okunmasını canlı yayınladığı unutularak Aynur Doğan’ın önce AK Partili belediye tarafından afişleri asılan Derince’deki konseri iptal edildi, yine AK Partili Bursa Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı konseri iptal oldu.
Başını Zafer Partili ve İYİ Partili sosyal medya fenomenlerinin ve siyasetçilerin çektiği ve iktidar medyasının da destek verdiği linç ekibinin son hedefi İstanbul Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı Açıkhava’daki Aynur Doğan konserini iptal ettirmek.
Bizzat Ümit Özdağ ve ODA TV’nin başını çektiği iptalcilikle Trabzonspor kutlamalarına davet edilen, Trabzon asıllı ve sıkı Trabzonsporlu Yunanlı kemençe sanatçısı Matthaios Tsahouridis ve yıllardır Türkiye’de konserler veren Apolos Lermi’nin Trabzonspor kutlamalarında sahneye çıkması da engellendi.
Gerekçe iki sanatçının tarih sınavını geçememesi.
Özdağ, ODA TV’nin “Pontusçu” dediği Lermi’nin başka konserleri de iptal oluyor.
Kültür Bakanlığı’nın Türkiye’ye davet ettiği Ermeni keman virtüözü Ara Malikian’ın konseri de “Ermeni Soykırımı diyor” kampanyasıyla iptal oldu.

Yine benzer milliyetçi, ulusalcı muhalif çevrelerin yürüttükleri iptal kampanyasıyla Bursa Valiliği Mem Ararat’ın konserini, Muş Valiliği Metin-Kemal Kahraman’ın konserini iptal etti. Pendik’te Niyazi Koyuncu’nun vereceği konser de Koyuncu’nun 2013’de çıktığı Nevruz mitinginde sahnede arkasında Öcalan resimleri olduğu ifşasıyla iptal oldu.
Halbuki o konser yapıldığı yıl böyle haber yapılmıştı.

Muhafazakar iptalciliğe haklı tepkiler verenler, mesela Melek Mosso konseri iptaliyle ilgili Meral Akşener’in yaptığı gibi, muhalefetin de içinde olduğu bu milliyetçi iptalcilik dalgasını ise genelde görmezden geliyor.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025