Yıldıray OĞUR
Yıl. 2002. AK Parti henüz "İslamcı" diktatörlüğü kurmamış.
13 yaşındaki Seda Nur Tezcan ortaokul son sınıftayken örtünüyor ve ertesi gün okula başörtülü gidiyor. Başörtülülerin üniversiteye bile alınmadığı, “başörtülüler üniversiteye girsin ki arada özgür düşünmeyi öğrensin, modernleşsin” demenin en ultra liberal pozisyon olduğu günler…
Başına gelecekleri bildiği için tanınmış bir sivil toplum aktivisti olan annesi Demet Tezcan ve dilekçesiyle gidiyor okula. Birkaç derse giriyor.
Sonra derslere alınmıyor. Ama yılmıyor, her gün derslere girmeyi deniyor. Alınmadığı dersler için tutanak tutturuyor. Koridorlarda dolaşıyor. Olmayacağını anlayınca depresyona giriyor, hastalanıyor.
İki yıl sonra ortaokulu dışarıdan bitirebiliyor. Sonra Lise. Yine başörtüsü yasak. Aynı durumda olan başörtülü kızlar için açılmış alternatif bir eğitim kurumuna devam edip, liseyi de dışarıdan bitiriyor..
Üniversite sınavına ise başörtüsüyle girmeyi başarmış Seda Nur ama üniversitelerde hâlâ yasak sürmekteymiş.
Bu arada hâlâ faşist İslamcı diktatör AK Parti iktidarındayız, arada hatırlayalım.
Makedonya’da okumaktan başka çaresi yok. İç savaştan çıkmış Makedonya’da teyzeler amcalar onun hayat tarzına daha saygılı çünkü.
Bir yıl hazırlıktan sonra nihayet Türkiye’de başörtüsü yasağı kalkıyor.
Şimdi İstanbul Üniversitesi’nde Mütercim Tercümanlık okuyor.
24 yaşında, biraz arkadaşlarından büyük.
Al Jazeera Sümeyye Ertekin’in haberleştirdiği bu hikâyeyi okuyunca herhalde Sezen Aksu şöyle demiştir:
“Onlar başını açacağına siz laik nefislerinizi terbiye edin öküzler...”
Çünkü onca laik hassasiyetler ancak yatıştırılabildi Sezen Hanım. Sizin
Mithat Can’ı özgürce yetiştirme hakkınızı, kızı için Demet Tezcan’a vermedi devlet. Hem de son 12 yılı AK Parti’nin devleti.
Siz oğlunuzu özgür iradesiyle bir süre cemaat kolejine bile gönderdiniz, ama entelektüel bir insan hakları aktivisti olan Demet Hanım’ın kızı başörtüsünü aile baskısıyla taktı.
Başına parti kapatma gibi başka belalar açmak isteyemeyen AK Parti de bu faşizan yasağı kaldırmak için 10 yıl bekledi.
Ortaöğretimde başörtüsü yasağını kaldırmak içinse 12 yıl.
Yani 12 yıllık AK Parti iktidarında Seda Nur Tezcan’ın 12 yıl boyunca hayat tarzına müdahale edildi.
Ama onu hayat tarzına müdahale olan bir yasağın kalkmasına, AK Parti’nin hayat tarzlarına müdahale etmesinden endişeliler şiddetle karşı...
Bir yasağın kaldırılmasına karşı çıkan özgürlük tutkunları levelina da geldik. Bundan sonra geriye başörtüleri kaçırıp işkenceyle öldürecek laik seri katil evresi kaldı…
Kendi yaşam tarzını normal ilan edip, başkalarını öyle yaşamıyor diye karanlık, geri ilan edecek kadar hoşgörüsüz, bir anne ve babanın evlatları hakkında doğru karar veremeyeceğini iddia edecek kadar küstahlar artık. Tabii din ve dindarlar hakkında Le Pen çizgisinde laflar edecek kadar da faşist.
Birleşmiş Milletler de dünyayı 2. Dünya Savaşı’na götüren bu çocuğu projelerinin nesnesi yapmak isteyen ideolojilerin faşizan temayüllerini bildiğinden,
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne net biçimde yazmış; Devlet anne babanın çocuğa yol göstermek konusundaki hak ve ödevlerine saygı gösterir.
Ama yıllarca AİHM’de yargıçlık yapmış CHP milletvekili için dindar ailelerin ve dindar bir hayat tarzının yol göstermesi mümkün değil.
Şöyle demiş: “Ancak bu yol gösterici rol çocuğun iradesini hiçe sayarak ve çocuğun üstün yararına ne ölçüde hizmet edeceğine bakmadan, küçük kızı tesettüre sokmak hakkını vermiyor.”
AİHM’de Leyla Şahin kararına imza atıp yıllarca başörtülü kızlara mahkemenin yolunu nasıl kapattığını da böylece üzülerek anlıyor insan. Neyse ki dindar ailelerin evlerine birer laik yaşam koçu atanmasıyla ilgili bir kararı olmamış.
Çünkü baksanıza tehlike ne denli büyükmüş:
“Terbiyeli kız çocuk küçük yaşta tesettüre giren, iffetli, ev işlerinden anlayan, kocasına hizmet eden, ona çocuklar veren bir insandır. Tesettürle iffet arasındaki ilişki çocuğu kadınlaştırdığından küçük yaşta örtünen kız çocuğuna çocuk gelin yolu da açılmış olur.”
Off. Başörtüsünden çocuk geline uzanan karanlık yollar… Koalisyon güçleri gelip bu evlerin bahçelerine de uyarı atışları yapmalı.
Kadın seçmenlerinin yüzde 80’i başörtülü olan HDP’nin gidip CHP’den niye ona cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettiği de böylece anlaşıldı.
Aslında hep sevgiden bunlar. Çocuk sevgisinden. Çocukları o korkunç dindar ailelerinden daha çok sevip düşünmekten. Devlet, 9 ay karnında taşıdı, yedirdi, içirdi, büyüttü diye bir türbanlı anneye kızını teslim edebilir mi?
Teslim edersen böyle olur işte. Anne babası tarafından laik, Kemalist yetiştirilmiş çocuk büyüyüp AİHM yargıcı olsa bile kendi tercihi olmayan o formattan kurtulamaz.
Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun başörtülü kızlardan olumsuz etkilenmesinden endişe ettiği için yasağın kalkmasını adını kullanıp yargıya götürdüğü oğlu mesela. Küçük yaşta babasının siyasi showlarında bile meze olmasına devlet nasıl izin verir? Bir çocuk Eminağaoğlu’nun oğlu olup, mesela bir gün AKP gençlik kollarına yazılabilir mi? Bir başörtülü kıza âşık olabilir mi? O evde bu özgürlük ortamının olduğunun garantisini verebilir mi laik devlet?
Ailesi tarafından formatlanmış, kendisine seçim hakkı bırakılmamış başka insanların acı hikâyelerine bakmaya devam edelim.
İçinden bütün karanlıkları beyazlatan çamaşır suyuyla dolaşan laik teyze çıkan bir Gezici gazeteci. Şöyle yazmış: “9 yaşında bir çocuğa 'başörtüsüyle okula gidebilirsin' demenin tek dinci, tektipci, antidemokratik ve dolayısıyla ayrımcı bir uygulama olduğunu kavrayan az...”
Kavramak zor tabii “Sana ne” dese bir verecek cevabın yok çünkü. Yaşam tarzı dayatan, tek tipçi, bir yasağın kalkmasına ayrımcı, tek tipçi deyince size gülecek yakın bir arkadaşınız yok demek ki.
Gezi’de direnip bütün halatları koparmışsın. Artık müzakere, konuşmak falan da yok. Öyle kibarca kanundan, haktan girmeye, ben de başörtüsünü üniversitede destekledim diye sallamaya ne lüzum var. Doğrudan esas mevzuna gir, İslamofobini açıktan yaşa.
Nasıl olsa Sünnilere küfür serbest. Sünniler için Akit gazetesi yayını yapınca kimse seni ayıplamıyor. Onların yaşam tarzına karışmak da insanlık görevin zaten.
İşte dünya görmüş bir Hürriyet muhabiri. Üzümün çöpüyle, hakla hukukla uğraşmayıp esas hedef olan bağcıya girişmiş: “10 yaşında çocuğa bakıp tekamül etmiş kadın gören zihniyetin pespayeliği, her yerinden buram buram testosteron akan bir muhafazakarlık.”
Hepsi sapık bu dindarların zaten. 1400 yıldır. De kurtul işte. Marienne Le Pen’le bir röportaj yapıp Nepal’e gitmiş bile hissedebilirsin.
Dikkat yaş da sürekli düşmekte. Burada 9’a kadar düşürülmüş.Halbuki dinin yasaklarının insandaki hükümlülüğü büluğ çağında başlıyor.
İslamcı bir aktivistin kızı bile 13 yaşında başını örtmüş mesela. Kanun ortaöğretim değil, büluğ çağı yazsaydı keşke. Alsana şeriata bir adım.
Mesele kavramak, anlamak değil, engellemek, yasaklamak, hakaret etmek olunca öyle yaşı küçültüp pespaye bir sapık dindar oryantalizminden örnekler vermeden konuşmanın ne gereği var.
Ve en açık sözlüsüne geldik. Sünnilerin kafasını kesecek laik bir IŞİD’e sınırları aşıp koşacak bir nefretle Meclis köşelerinde yasama denen kibar faaliyetler içinde harcanan vekile.
“7. Yüzyılda Araplar 9 yaşında” diye başlayıp işlenmedik nefret suçu bırakmadığı cümlesini aktaracak değilim.
Güya Hz. Muhammed’e çaktırmadan hakaret ederken, lafın aynı yüzyılda yaşamış bir Arap olan Hz. Ali’ye geldiğini ona söyleyecek bir dede çıkmıştır inşallah. Belki buradan tutulsa birileri onu da kınar.
Başörtüsü yasağının kalkmasını, anaokullarında mescidin serbest kalmasını “Kafa kesme hakkı ne zaman” diye veren, Esad aşkından IŞİD’le İhvan’ı birleştiren şaşılığın Türkiye’de devrimcilik solculuk diye harcanması sahiden ne çok acı var dedirtiyor. Halbuki bir bilseler nasipleri
Neo-Conculukta, Avrupa’da yükselen ırkçılıkta…
Kendilerine zerre dokunmayan bir yasağın kalkmasından bu denli yasakçılık, nefret çıkaran bu güruhu, bu yeni nesil nihilist laikleri görünce insan en azından başörtüleri ikna için oda kuran Nur Serter’i, “Kur'anda yok türban” diye yol arayan eski usul Kemalistleri özlüyor! İnsan sırf memleketin rakamlarına bakıp, politik davranıp susar, dindarların laik yaşam tarzına müdahalelerinde elinde argüman kalsın diye yaşam tarzına yönelik bir yasağın kalkmasını destekler, “e sen de din dersini zorunlu yapmaktan çıkar” demek için içine atar nefretini…
Birlikte yaşadığın, yaşayacağın milyonlarca insanın hayat tarzı, inancı, çocuklarını nasıl yetiştireceği hakkındaki bu küstahlığın, devletin yasağını savunma şımarıklığının sonunun en az bir 10 yıl daha AK Parti ve Erdoğan tarafından yönetilmek olduğuna şükredin bence…
Ya da bi kapatıp açın. Belki öyle düzelir…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025