Yıldıray OĞUR
Yıl. 2002. AK Parti henüz "İslamcı" diktatörlüğü kurmamış.
13 yaşındaki Seda Nur Tezcan ortaokul son sınıftayken örtünüyor ve ertesi gün okula başörtülü gidiyor. Başörtülülerin üniversiteye bile alınmadığı, “başörtülüler üniversiteye girsin ki arada özgür düşünmeyi öğrensin, modernleşsin” demenin en ultra liberal pozisyon olduğu günler…
Başına gelecekleri bildiği için tanınmış bir sivil toplum aktivisti olan annesi Demet Tezcan ve dilekçesiyle gidiyor okula. Birkaç derse giriyor.
Sonra derslere alınmıyor. Ama yılmıyor, her gün derslere girmeyi deniyor. Alınmadığı dersler için tutanak tutturuyor. Koridorlarda dolaşıyor. Olmayacağını anlayınca depresyona giriyor, hastalanıyor.
İki yıl sonra ortaokulu dışarıdan bitirebiliyor. Sonra Lise. Yine başörtüsü yasak. Aynı durumda olan başörtülü kızlar için açılmış alternatif bir eğitim kurumuna devam edip, liseyi de dışarıdan bitiriyor..
Üniversite sınavına ise başörtüsüyle girmeyi başarmış Seda Nur ama üniversitelerde hâlâ yasak sürmekteymiş.
Bu arada hâlâ faşist İslamcı diktatör AK Parti iktidarındayız, arada hatırlayalım.
Makedonya’da okumaktan başka çaresi yok. İç savaştan çıkmış Makedonya’da teyzeler amcalar onun hayat tarzına daha saygılı çünkü.
Bir yıl hazırlıktan sonra nihayet Türkiye’de başörtüsü yasağı kalkıyor.
Şimdi İstanbul Üniversitesi’nde Mütercim Tercümanlık okuyor.
24 yaşında, biraz arkadaşlarından büyük.
Al Jazeera Sümeyye Ertekin’in haberleştirdiği bu hikâyeyi okuyunca herhalde Sezen Aksu şöyle demiştir:
“Onlar başını açacağına siz laik nefislerinizi terbiye edin öküzler...”
Çünkü onca laik hassasiyetler ancak yatıştırılabildi Sezen Hanım. Sizin
Mithat Can’ı özgürce yetiştirme hakkınızı, kızı için Demet Tezcan’a vermedi devlet. Hem de son 12 yılı AK Parti’nin devleti.
Siz oğlunuzu özgür iradesiyle bir süre cemaat kolejine bile gönderdiniz, ama entelektüel bir insan hakları aktivisti olan Demet Hanım’ın kızı başörtüsünü aile baskısıyla taktı.
Başına parti kapatma gibi başka belalar açmak isteyemeyen AK Parti de bu faşizan yasağı kaldırmak için 10 yıl bekledi.
Ortaöğretimde başörtüsü yasağını kaldırmak içinse 12 yıl.
Yani 12 yıllık AK Parti iktidarında Seda Nur Tezcan’ın 12 yıl boyunca hayat tarzına müdahale edildi.
Ama onu hayat tarzına müdahale olan bir yasağın kalkmasına, AK Parti’nin hayat tarzlarına müdahale etmesinden endişeliler şiddetle karşı...
Bir yasağın kaldırılmasına karşı çıkan özgürlük tutkunları levelina da geldik. Bundan sonra geriye başörtüleri kaçırıp işkenceyle öldürecek laik seri katil evresi kaldı…
Kendi yaşam tarzını normal ilan edip, başkalarını öyle yaşamıyor diye karanlık, geri ilan edecek kadar hoşgörüsüz, bir anne ve babanın evlatları hakkında doğru karar veremeyeceğini iddia edecek kadar küstahlar artık. Tabii din ve dindarlar hakkında Le Pen çizgisinde laflar edecek kadar da faşist.
Birleşmiş Milletler de dünyayı 2. Dünya Savaşı’na götüren bu çocuğu projelerinin nesnesi yapmak isteyen ideolojilerin faşizan temayüllerini bildiğinden,
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne net biçimde yazmış; Devlet anne babanın çocuğa yol göstermek konusundaki hak ve ödevlerine saygı gösterir.
Ama yıllarca AİHM’de yargıçlık yapmış CHP milletvekili için dindar ailelerin ve dindar bir hayat tarzının yol göstermesi mümkün değil.
Şöyle demiş: “Ancak bu yol gösterici rol çocuğun iradesini hiçe sayarak ve çocuğun üstün yararına ne ölçüde hizmet edeceğine bakmadan, küçük kızı tesettüre sokmak hakkını vermiyor.”
AİHM’de Leyla Şahin kararına imza atıp yıllarca başörtülü kızlara mahkemenin yolunu nasıl kapattığını da böylece üzülerek anlıyor insan. Neyse ki dindar ailelerin evlerine birer laik yaşam koçu atanmasıyla ilgili bir kararı olmamış.
Çünkü baksanıza tehlike ne denli büyükmüş:
“Terbiyeli kız çocuk küçük yaşta tesettüre giren, iffetli, ev işlerinden anlayan, kocasına hizmet eden, ona çocuklar veren bir insandır. Tesettürle iffet arasındaki ilişki çocuğu kadınlaştırdığından küçük yaşta örtünen kız çocuğuna çocuk gelin yolu da açılmış olur.”
Off. Başörtüsünden çocuk geline uzanan karanlık yollar… Koalisyon güçleri gelip bu evlerin bahçelerine de uyarı atışları yapmalı.
Kadın seçmenlerinin yüzde 80’i başörtülü olan HDP’nin gidip CHP’den niye ona cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettiği de böylece anlaşıldı.
Aslında hep sevgiden bunlar. Çocuk sevgisinden. Çocukları o korkunç dindar ailelerinden daha çok sevip düşünmekten. Devlet, 9 ay karnında taşıdı, yedirdi, içirdi, büyüttü diye bir türbanlı anneye kızını teslim edebilir mi?
Teslim edersen böyle olur işte. Anne babası tarafından laik, Kemalist yetiştirilmiş çocuk büyüyüp AİHM yargıcı olsa bile kendi tercihi olmayan o formattan kurtulamaz.
Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun başörtülü kızlardan olumsuz etkilenmesinden endişe ettiği için yasağın kalkmasını adını kullanıp yargıya götürdüğü oğlu mesela. Küçük yaşta babasının siyasi showlarında bile meze olmasına devlet nasıl izin verir? Bir çocuk Eminağaoğlu’nun oğlu olup, mesela bir gün AKP gençlik kollarına yazılabilir mi? Bir başörtülü kıza âşık olabilir mi? O evde bu özgürlük ortamının olduğunun garantisini verebilir mi laik devlet?
Ailesi tarafından formatlanmış, kendisine seçim hakkı bırakılmamış başka insanların acı hikâyelerine bakmaya devam edelim.
İçinden bütün karanlıkları beyazlatan çamaşır suyuyla dolaşan laik teyze çıkan bir Gezici gazeteci. Şöyle yazmış: “9 yaşında bir çocuğa 'başörtüsüyle okula gidebilirsin' demenin tek dinci, tektipci, antidemokratik ve dolayısıyla ayrımcı bir uygulama olduğunu kavrayan az...”
Kavramak zor tabii “Sana ne” dese bir verecek cevabın yok çünkü. Yaşam tarzı dayatan, tek tipçi, bir yasağın kalkmasına ayrımcı, tek tipçi deyince size gülecek yakın bir arkadaşınız yok demek ki.
Gezi’de direnip bütün halatları koparmışsın. Artık müzakere, konuşmak falan da yok. Öyle kibarca kanundan, haktan girmeye, ben de başörtüsünü üniversitede destekledim diye sallamaya ne lüzum var. Doğrudan esas mevzuna gir, İslamofobini açıktan yaşa.
Nasıl olsa Sünnilere küfür serbest. Sünniler için Akit gazetesi yayını yapınca kimse seni ayıplamıyor. Onların yaşam tarzına karışmak da insanlık görevin zaten.
İşte dünya görmüş bir Hürriyet muhabiri. Üzümün çöpüyle, hakla hukukla uğraşmayıp esas hedef olan bağcıya girişmiş: “10 yaşında çocuğa bakıp tekamül etmiş kadın gören zihniyetin pespayeliği, her yerinden buram buram testosteron akan bir muhafazakarlık.”
Hepsi sapık bu dindarların zaten. 1400 yıldır. De kurtul işte. Marienne Le Pen’le bir röportaj yapıp Nepal’e gitmiş bile hissedebilirsin.
Dikkat yaş da sürekli düşmekte. Burada 9’a kadar düşürülmüş.Halbuki dinin yasaklarının insandaki hükümlülüğü büluğ çağında başlıyor.
İslamcı bir aktivistin kızı bile 13 yaşında başını örtmüş mesela. Kanun ortaöğretim değil, büluğ çağı yazsaydı keşke. Alsana şeriata bir adım.
Mesele kavramak, anlamak değil, engellemek, yasaklamak, hakaret etmek olunca öyle yaşı küçültüp pespaye bir sapık dindar oryantalizminden örnekler vermeden konuşmanın ne gereği var.
Ve en açık sözlüsüne geldik. Sünnilerin kafasını kesecek laik bir IŞİD’e sınırları aşıp koşacak bir nefretle Meclis köşelerinde yasama denen kibar faaliyetler içinde harcanan vekile.
“7. Yüzyılda Araplar 9 yaşında” diye başlayıp işlenmedik nefret suçu bırakmadığı cümlesini aktaracak değilim.
Güya Hz. Muhammed’e çaktırmadan hakaret ederken, lafın aynı yüzyılda yaşamış bir Arap olan Hz. Ali’ye geldiğini ona söyleyecek bir dede çıkmıştır inşallah. Belki buradan tutulsa birileri onu da kınar.
Başörtüsü yasağının kalkmasını, anaokullarında mescidin serbest kalmasını “Kafa kesme hakkı ne zaman” diye veren, Esad aşkından IŞİD’le İhvan’ı birleştiren şaşılığın Türkiye’de devrimcilik solculuk diye harcanması sahiden ne çok acı var dedirtiyor. Halbuki bir bilseler nasipleri
Neo-Conculukta, Avrupa’da yükselen ırkçılıkta…
Kendilerine zerre dokunmayan bir yasağın kalkmasından bu denli yasakçılık, nefret çıkaran bu güruhu, bu yeni nesil nihilist laikleri görünce insan en azından başörtüleri ikna için oda kuran Nur Serter’i, “Kur'anda yok türban” diye yol arayan eski usul Kemalistleri özlüyor! İnsan sırf memleketin rakamlarına bakıp, politik davranıp susar, dindarların laik yaşam tarzına müdahalelerinde elinde argüman kalsın diye yaşam tarzına yönelik bir yasağın kalkmasını destekler, “e sen de din dersini zorunlu yapmaktan çıkar” demek için içine atar nefretini…
Birlikte yaşadığın, yaşayacağın milyonlarca insanın hayat tarzı, inancı, çocuklarını nasıl yetiştireceği hakkındaki bu küstahlığın, devletin yasağını savunma şımarıklığının sonunun en az bir 10 yıl daha AK Parti ve Erdoğan tarafından yönetilmek olduğuna şükredin bence…
Ya da bi kapatıp açın. Belki öyle düzelir…
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025