Yıldıray OĞUR
4-5 Eylül 2014 tarihlerinde Galler’de toplanan NATO zirvesinde liderlerin gündemi IŞİD’e karşı kurulacak koalisyondu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı zirvede Türkiye, Suriye’de çözüm için sadece IŞİD’e değil, Esad’a karşı da operasyon yapılmasını ve mutlaka güvenlikli bölge kurulmasını, muhaliflerin silahlandırılmasını savunuyor, müttefiklerini bu konuda iknaya çalışıyordu.
Ama ABD’yle Türkiye arasında derin uçurumlar ortaya çıkmıştı. ABD, IŞİD operasyonu için bölgedeki en büyük üslerinden biri olan İncirlik’i kullanmak istiyordu ama Türkiye ancak şartları kabul edilirse buna yanaşacağını söylüyordu.
Bir hafta sonra 11 Eylül 2014 günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Cidde’de Suudi Arabistan, Türkiye, Bahreyn, Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanları’yla bir araya geldi.
Gündem yine IŞİD’e karşı askerî koalisyondu. Türkiye yine önerilerini ve çekincelerini masaya getirdi. Zirvenin sonunda yayınlanan IŞİD’le mücadele bildirisini tek bir ülke imzalamadı; Türkiye.
12 Eylül 2014 günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ikna için Ankara’ya gelmişti. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la hararetli toplantılar yaptı. Teknik kurullar toplandı, yine anlaşma çıkmadı.
Türkiye, ABD’nin taleplerine karşı kendi taleplerini ve önerilerinde ısrar etti. Esad’la mücadele, muhaliflere eğit-donat, güvenli bölge…Sonuç olarak İncirlik açılmadı.
Kerry Ankara’dan eli boş döndü.
Ne tesadüf, ertesi gün 13 Eylül 2014 günü The Wall Street Journal gazetesi sert bir başyazıyla çıktı. Başlık; “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil”
Daha da ilginç bir tesadüf ki aynı gün New York Times’in birinci sayfasında Türkiye’yi suçlayan bir haber yer almıştı.
http://www.nytimes.com/2014/09/14/world/middleeast/struggling-to-starve-isis-of-oil-revenue-us-seeks-assistance-from-turkey.html?_r=0
Haberde Türkiye IŞİD’in Suriye’den petrol kaçakçılığı yapmasına yardım etmek en azından göz yummakla suçlanıyordu.
Ama tuhaf bir haberdi bu. Suriye sınırında IŞİD’in Türkiye ile petrol kaçakçılığından bahsedilen haber tamamen Washington kaynaklıydı.
Haberin altında The New York Times’in Washington büro şefi David E. Singer ve Beyaz Saray muhabiri Julie Davis’in imzası vardı.
Obama’ya yakınlığıyla bilinen gazetenin Washington bürosunun iki önemli isminin imzalarını taşıyan haberde.
Bu çok ciddi iddia “Batılı istihbarat yetkilileri” “kıdemli yetkililer” “Obama’nın ulusal güvenlik ekibinden yetkililer” gibi adı verilmeyen isimlere dayandırılıyor, bu yetkililer de Türkiyeli yetkililerle bu konuda yapılan görüşmelerden bahsetmekten başka ayrıntıya girmiyordu. Şüphe, müphemlik ifade eden cümleleri muhakkak da Türkiye’nin IŞİD koalisyonuna katılma isteksizliğinden bahsedilen cümleler izliyordu.
Bu masabaşı haberin 3/2’si ise Washington’daki think tanklerden uzmanların görüşlerinden ibaretti.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük bağışçısı olduğu ortaya çıkan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (CSIS) Başdanışmanı Juan Zarate “Türkiye’yi IŞİD’e karşı net olmamakla” suçluyor, Irak Parlamentosu’na petrol konusunda danışmanlık yapan Brookings Doha’dan Luay el Hatib “Kaçakçılığın kilit ülkesi Türkiye” diyordu. Yine tek bir somut veri ortaya koymadan.
Heritage Vakfı’ndan James Phillips ise daha da ileri giderek “Buna göz yumuyorlar çünkü düşük fiyatlı kaçak petrolden kazanç sağlıyorlar, bundan çıkar sağlayan kayda değer sayıda Türk ve hatta belki de devlet adamı olduğundan eminim” gibi “belki”li “eminim”li iddialı laflar ediyordu.
Halbuki sadece Genelkurmay Başkanlığı’nın 2014 yılındaki basın açıklamalarına bakmak bile bir yüzyıldır kaçakçılık yapılan Suriye sınırından petrol kaçıran kaçakçılarla Türkiye’nin devlet nasıl mücadele ettiğini görmek için yeterliydi.
Sadece Temmuz 2014 duyurularına bakalım:
30 Haziran: “Asi Nehri üzerinde ve yakın civarında, akaryakıt kaçakçılığı maksadıyla kullanıldığı değerlendirilen, 12 farklı noktada 15 bin 400 metre uzunluğunda 11 adet boru hattı, 60 litrelik 50 adet bidon toplamda 3 bin litre akaryakıt ve iki adet sal tespit edilip kullanılmaz hale getirildi.”
1 Temmuz: “35 farklı noktada 32 bin 220 metre uzunluğunda 37 adet boru hattı ve 5 adet sal ele geçirildi.”
2 Temmuz: “Kara Kuvvetleri 2’nci Hudut Alay Komutanlığı sorumluluk sahalarında, Asi Nehri üzerinde ve yakın civarında, akaryakıt kaçakçılığı için sekiz farklı noktada 5 bin metre uzunluğunda sekiz adet boru hattı ve 13 adet sal…”
14 Temmuz: “Sınırın karşısında 40 tonluk 8 tanker, ikazlara rağmen faaliyetine devam ettirilmesi üzerine kullanılamaz hale getirildi.”
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 2014 yılında Suriye’den Türkiye’ye kaçak olarak getirilirken 79 milyon litre mazot/petrolün yakaladığını ve bu kaçakçılığa karşı yoğun bir mücadele verildiğini, neredeyse bitirildiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı sözlerine “Ayıp ve yazıklar olsun” diyerek başlamıştı.
Bu sözlerin muhatabı ise Rusya Devlet Başkanı Putin’di.
Putin, uçağını düşüren IŞİD’le petrol ticareti yapmakla suçlamıştı.
Rakamlar veren Erdoğan, Putin’i de iddiasını ispat etmeye çağırdı.
Herhalde Putin, danışmanlarına “Bana Türkiye-IŞİD ilişkisine dair kanıt getirin” deyince, onlar da gidip koskoca New York Times diyerek bu haberi koydular.
Kimbilir, belki de iki gündür Rus kanallarında döndürülen Bilal Erdoğan’ın ciğercideki pozu de önüne getirilmiştir de eski bir istihbaratçı olan Putin bu tongaya düşmemiştir.
Allah’ın işine bak. Aynı gün ABD Hazine Bakanlığı da IŞİD’in petrol satışına yardım ve ortaklık ediyorlar diye başta Suriye rejimi ve ona yakın iş adamları olmak üzere, aralarında Rus şirketler ve
bankalarının da olduğu 10 kurumu daha yaptırım listesine aldığını açıklamasın mı?
https://www.treasury.gov/press-center/press-releases/Pages/jl0287.aspx?utm_content=buffer35da2&utm_medium=social&utm_source=twitter.com&utm_campaign=buffer.
Herhalde bundan bir yıl önce IŞİD’in petrol ticareti konusunda birinci sayfasına büyük bir haber yapan New York Times’in Washington’daki tepe yöneticileri Hazine Bakanlığının bu çalışmalarından habersizdiler. Yoksa koskoca gazete ve onlara konuşan üst düzey yetkililer IŞİD petrol kaçakçılığı bahsinde sadece Türkiye’den bahsederler miydi?
Hem de Türkiye’nin IŞİD koalisyonu konusunda ABD’yle anlaşamamasından bir gün sonra.
Yanlış anlaşılmaya ne kadar da müsait. Yani el âlem koskoca New York Times tetikçilik yaptı desin?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sessizlik neden en büyük tehdittir?
25.06.2025 - “Marg bar Amrika!” nereden çıkmıştı?
21.06.2025 - Türkiye’de legal siyaset yapmak mı, İsrail’in proxy örgütü olmak mı?
18.06.2025 - Mesele dış politika ve güvenlik, aptal!
16.06.2025 - Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?
15.06.2025 - Greta’nın büyüklüğü bizi küçültür mü?
11.06.2025 - İzmir Limanı’ndaki hamallar greve gittiğinde..
8.06.2025 - Kürtler Türkiye’ye ne zaman gelmişti?
4.06.2025 - Bir grevin anlattığı
2.06.2025 - PKK’nın sahiden silah bıraktığının delili…
1.06.2025
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
cemalasan
*Bu son yaklaşımların iki yönü var,birincisi içe dönük mesaj,ikinciside dışa dönüktür,İçte sivil anayasanın yapılmaması ve yapılsa bile onaylanmaması için çaba sarfedilmesi,referandumdan olumlu çıkmamasını sağlamak, ben yaptım ne yapalım diyerek günah keçilerini şimdiden suçu yüklemek,ikinciside buna paralel AB girmemek için elinden geleni yaparak almıyorlar daha ne yapalım demek içindir.Gerisi teferruattır.