Ahmet ALTAN
Gece yarısına doğru PKK Beytüşşebap’ı basmış, on askerle üç PKK’lı hayatını kaybetmiş, AFP ölü PKK’lı sayısının 20 olduğunu iddia ediyor ve geceyi bunca ölüyle kapatan Türkiye sabahı sanki böyle bir olay olmamış gibi karşılıyor.
Televizyonlar bambaşka programlar yapıyorlar.
1925’e, Takrir-i Sükûn günlerine geri döndük.
Medyanın uyguladığı sansürün nedeni de bildiğimiz o ezberlenmiş cümle:
“Terörün propagandasını yapmayın.”
Bu, bir terör olayı değil, bu bir askerî saldırı.
Biraz ötesinde Bolu Komando Tugayı’nın bulunduğu kasabaya PKK ağır silahlarla saldırıyor, on askeri öldürüyor, PKK militanları polis lojmanlarının önüne kadar geliyorlar.
Olanları halktan saklamak, gerçeği değiştiriyor mu?
Değiştirmiyor.
Sadece halkın bu olayların nasıl biteceğini sormasını, bu ölümleri bitirecek girişimlerin halk tarafından tartışılmasını önlüyor.
Ne olursa olsun ama halk bilmesin.
Bir hükümet, gerçekleri halktan saklamak istemeye başladı mı sorun büyük demektir.
Arka arkaya yaşadığımız bu acılarla ilgili çok soru duruyor ortada.
PKK artık kasaba merkezlerine saldırıyor.
Görünen PKK’nın saldırıda, ordunun savunmada olduğu.
Büyük kayıplar verildiği.
Ölen o on askerin hesabını kimden soracak bu halk?
PKK’yı suçlamak en kolayı ama PKK’yı suçlamak, lanetlemek sadece insanların gönlünü serinletiyor, o kadar.
Yaşadıklarımızın önlenmesine bir faydası yok.
Hâlbuki, Uludere katliamına kadar ortada görünmeyen PKK’nın şimdi birdenbire nasıl kasabalara girebilmeyi başardığını sormamız gerekiyor.
Bunun nedenini anlamamız gerekiyor.
Orduyu bu kadar savunmasız, PKK’yı böylesine gözükara kılan gerçekleri öğrenmemiz gerekiyor.
Beytüşşebap’ta kalabalık bir halk grubunun PKK’lıların cenazesini almak için toplanmasının neyin işareti olduğunu, bir dahaki seferde neyle karşılaşacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Biz bu ülkede yaşıyoruz.
Bu ülkenin sahibi burada yaşayan yetmiş milyon halk.
Bu soruların muhatabı da hükümet.
Yaşanan felaketleri önlemekle yükümlü olan o.
Uludere’den bu yana büyük bir değişim var, yaşananların askerî nedenlerini bilmiyorum ama büyük bir psikolojik kırılmanın herkes gibi ben de farkındayım.
Eskiden böyle olaylar olduğunda insanların AKP’nin bu sorunları çözeceğine dair bir ümidi olurdu ama iktidarın siyasetini ve dilini değiştirmesi, şiddete abanması, bu ümidi yok etti.
Kimsede böyle bir ümit yok artık.
Sessizlik, bu ümidi yeniden yaratmıyor.
Bu ümidi yeniden yaratacak olan hükümet, onun izleyeceği siyaset, yapacağı açıklama, ortaya koyacağı plan, hazırlayacağı demokratik anayasa.
Ama iktidar ne yapacağını bilmez gibi gözüküyor ve sadece sessizlikten, sansürden medet umuyor.
Kaç ölümü daha bu halktan saklayabilirler?
Kaç genç çocuk daha bu sessizlik içinde ölecek?
Bu medya ne kadar zaman daha halktan gerçekleri gizleyecek?
Güney sınırımız tam bir bela yuvasına döndü, Suriye ile savaşın eşiğinde duruyoruz, İran sınırlarımızda yeni bir askerî manevra başlatıyor, Irak Türkiye’yi tehdit ediyor.
Hatay bölgesindeki Suriyeli “mülteci” kamplarında neler olduğu hepimiz için bir sır, Şam’da gezdiği bir cezaevinde “muhalif güçlerin” tutuklu askerleriyle konuşan Robert Fisk, Independent gazetesine yazdığı haberde, Cezayir asıllı bir Fransız tutuklunun Hatay’daki kampa geldiğini, orada görüştüğü bir“şeyhin” etkisiyle Suriye’ye geçtiğini anlattığını söylüyor.
Mülteci kampları Suriye’ye militan gönderme merkezleri mi?
O şeyh kim?
Eğer Türkiye Suriye’ye silahlı muhalifler gönderirse, karşılığında Suriye’nin ve onun müttefiki İran’ın neler yapacağını düşünüyoruz?
Türkiye’nin Suriye’de bizzat çatışmalarda taraf olmasıyla, PKK’nın birden güçlenmesi arasında bir bağ var mı?
Suriye diktatörü Esed’e karşı olmak, onun halkına zulmetmesine karşı çıkmak adil ve hakkaniyetli bir davranış ama bu haklı tavrı Suriye’ye silahlı askerler gönderip savaşa taraf olmaya kadar uzatma hakkını hükümete kim verdi?
Meclis’ten habersiz ülke topraklarında yabancı silahlı gruplar barındırmak, onların sınırdan geçmesine göz yummak, hatta desteklemek yasalara uygun mu?
Yasalara uygun değilse, iktidarın yasaları çiğnemesini kim sorgulayacak?
İktidarın Suriye politikasıyla PKK’nın güçlenmesi arasında bir bağ varsa, daha kaç askeri ölüme teslim edeceğiz, iktidar bu askerlerin ölmesini önlemek için ne yapacak?
PKK’nın saldırıları hakkında istihbarat yok mu, istihbarat varsa gerekli önlemler alınmıyor mu, alınmıyorsa, bu önlemleri almayanlar kimler?
Böylesine çok soruyla ve ölümle dolu bir durumu medya hangi hakla halkından saklayabilir?
Bu sessizlik, iktidarı böylesine başıboş bırakmak daha fazla askerin ölmesine yol açmaz mı?
İktidarı eleştirmeyelim diye çocukları ölüme mi bırakalım?
Gene ölüm sarmalına düştü Türkiye.
Üstelik bu ölümleri medyanın insafsız sessizliği ve ağır bir ümitsizlikle yaşıyor bu toplum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018