Ahmet ALTAN
Ordunun yürüyen bir dava konusunda hala muhtıra verebildiği bir ülke burası.
AKP hükümeti, zor bela kazanılmış mevzilerden geri adım attığı, milliyetçiliğe, tutuculuğa saptığı, Avrupa Birliği’nden uzaklaştığı anda ordu muhtırayı, siyasi iktidarın da, yargının da alnına çaktı.
Muhalefetten, iktidarın bu “gerilemesini” ve ordunun muhtırasını eleştiren ses çıktı mı?
AKP iktidarından nefret edenler, bu hükümeti, orduya böyle bir iktidar alanını yeniden açtığı için eleştirdiler mi?
AKP hükümeti de dahil bu ülkedeki bütün hükümetleri, bir türlü gerçek iktidar olamadıklar, küçük hesaplar ve büyük korkularla iktidarı sahiplenemedikler.
Hâlâ gerçek bir devlet yapısına kavuşamamış, hâlâ halkın iradesini yönetime bütünüyle yansıtmayı becerememiş bu toplumda, bütün bu rezilliğin ana damarını gösteren bir katliamın ipuçları ortaya çıktı geçen gün.
2000 yılında utanmazca “hayata dönüş” diye adlandırılan bir hapishane operasyonunda mahkûmları öldürmek için önceden planlar yapıldığı anlaşıldı.
Halka “hayata dönüş” diye sunulan operasyonun gerçek adı olan “Tufan”, zaten operasyonu düzenleyenlerin amacını da ortaya koyuyor.
Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin ölümüne yol açan o korkunç ve kanlı saldırının sorumlusu olarak bugün 39 tane er yargılanıyor yalnızca.
Sorumlu onlarmış.
Daha önceden bu operasyon için karar veren, bu operasyonun planlarını hazırlayan ve bu operasyonu yönetenler “sorumlu” değiller, düşünebiliyor musunuz?
Üstelik de bu operasyonun yapıldığı sırada başbakanlık koltuğunda “hümanist” Ecevit oturuyordu.
Görülüyor ki böyle “operasyonlarda” başbakanlık koltuğunda oturanların ideolojileri, kimlikleri, karakterleri hiç fark etmiyor.
Ülkeyi kim yönetiyormuş gibi görünürse görünsün “asıl yönetenler” istediklerini yapıyorlar.
Önceki gün, dönemin Adalet Bakanı Ahmet Sami Türk, “bu operasyonun daha önceden planlandığını bilmediğini” söyledi.
Bizim dün konuştuğumuz dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan ise, “nasıl bilmiyormuş” dedi, “bu operasyon Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlaştırıldı ve Adalet Bakanlığı’na bağlı savcılar tarafından yürütüldü.”
Mahkûmları öldürme kararını Milli Güvenlik Kurulu vermiş.
Sami Türk ise bu yeni açıklama karşısında, “Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararı almıştı” dedi.
“Tavsiye” kararı aldıysa böyle korkunç bir tavsiyeye neden uydunuz?
Ve daha dehşet verici soru.
Siz ne zaman bu kurulun tavsiye kararına karşı çıkabildiniz?
Bir de küçük bir hatırlatma yapayım, bu operasyonlar gerçekleşirken cezaevlerinden sorumlu bürokrat Ali Suat Ertosun’du, hâlâ HSYK üyesi olan Ertosun.
Hükümetler değişse bile hep bir yerlerde görev almış olan bir bürokrat.
Kendisine emanet edilen mahkûmlarla tutukluları öldürmek için Milli Güvenlik Kurulu’nda karar almış, bunun için planlar hazırlamış ve planlarını uygulamaya sokup hapishaneleri cehenneme çevirmiş bir devlet ve bu devletin yöneticilerini değil, sadece 39 askeri yargılayan bir yargı sistemi.
Milli Güvenlik Kurulu hâlâ duruyor, Ertosun hâlâ önemli bir görevde ve operasyonu planlayıp uygulayanların yargılandığı dava hâlâ o erleri yargılayarak sürüyor.
Hapishanelerdeki o ölümlerden Milli Güvenlik Kurulu’nun üyeleri de, ölüm planlarını hazırlayanlar da, uygulayanlar da sorumlu ama hiçbiri yargı önünde değil.
AKP’yi gerçekten eleştirmek isteyen biri ona şu soruları sorar.
Neden Milli Güvenlik Kurulunu kaldırmadın, neden Ertosun’u yıllarca önemli görevlerde tuttun?
Hâlâ iktidarında muhtıra verilebilen bir hükümet olduğu için MGK’yı kaldırmadı ve Ertosun’u görevde tuttu, bu yüzden de gerçek iktidar olamadı, tam olmak için adım atarken de siyasi hesaplar yüzünden gerileyip yeniden orduya yer açtı.
Bu ülkenin hükümetleri, ülkeyi yönetmekten değil “yönetememekten” suçlular.
İşbirlikçilikten suçlular.
“Görüntüdeki” bir iktidarın nimetleri için “görünmez bir iktidarın” sultasına girmeyi kabullendikleri için suçlular.
“Bu ülkede askerî vesayet bitti” diyenler, Balyoz muhtırasını bir okuyun, sonra da gidip on bir yıl önceki katliamın sorumlusu olarak kimlerin yargılandığına bakın.
Ve, “gerçek iktidar olduklarına” inanmaya başlayan AKP’liler…
Siz, “hayata dönüşün” sorumlularını, Rahip Santoro’yu, Hrant Dink’i, Zirve katliamının kurbanlarını öldürtenleri ortaya çıkartıp yargılatmadan, bu ülkede demokrasinin ve hukukun gereklerini uygulamadan “gerçek iktidar” falan olamazsınız.
“Oldum” diye babalanarak ortada dolaşır, muhtırayı da yersiniz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ümitliyim, çünkü…
26.05.2020 - Bir Cinayet, bir Cenaze
21.01.2020 - Bu akşam Pariste babam, Malraux ve ben şampanya içeceğiz
6.02.2019 - Biz söylemeyeceksek kim söyleyecek?
28.11.2019 - ÜÇ CAM KUTU
23.11.2019 - Kâğıttan flüt
11.11.2019 - Rüyalar ve milliyetçilik
21.03.2020 - Yargıdaki çöküntüyü tamir etmek elinizde!
25.09.2018 - Milliyetçilik ve Aydınlar
19.09.2018 - Şatodaki Çiçek
26.08.2018
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Ad Soyad Giriniz...
Ayhan Kardeş sende amma uzak görüşlüymüşsün be.Bravvo yani...
ayhan şeran
Harika bir yazı,ama biz bu günleri 10 yıl evvel görmüştük sayın Altan .Sana ve senin gibilere good morning derler.Senin zihniyetin ve bu düşüncedeki "yetmez ama evet" çiler sayesinde bu günlere geldik.Bunlar daha iyi günlerimiz.Kına yakabilirsiniz.Ağlayacak konumda değilsiniz çünki en büyük suçlulardan birisiniz.