Ahmet ALTAN
Ben öyle politikanın kılcal damarlarına hakim biri değilim, listelerdeki isimleri teker teker değerlendirip, ne oluyor, ne bitiyor karar veremem.
Daha genelden bakabilirim ancak.
Yeni anayasayı hazırlayacak parlamentoyu belirleyecek bu seçimlere giderken AKP’deki gelişmeleri Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki Meclis’te olanlara benzetiyorum biraz.
O zaman da Mustafa Kemal’le birlikte bir “heyet” yeni bir ülke kuruyordu ama sonunda o “heyetten” Mustafa Kemal’e biat etmeyen hemen hemen hiç kimse kalmadı ve Mustafa Kemal “tek adam” olarak yönetime egemen oldu.
AKP’deki gelişmeler sanki biraz buna benziyor.
İşe bir “heyetle” başlamışlardı ama bugün artık AKP, Tayyip Erdoğan’ın “tek adamlığını” tartışmasız biçimde kabullenmiş bir yapıya ulaştı.
Başkanlık tartışmaları başladığında, “başkanlığa” karşı çıkanlar partiyi ne kadar etkileyebilecek, göreceğiz.
Sanırım Erdoğan, “kadrolarını” başkanlık tartışmalarını öngörerek oluşturdu.
Seçime de bu hazırlıkla gidecekler.
CHP ise büyük bir sarsıntı geçirdi.
Açıkladıkları listeler, CHP’nin asla kımıldatılamaz sanılan “kadrolarını” kesip attı.
Bugün, Kılıçdaroğlu da dahil, CHP’de yerinden edilemeyecek hiç kimse yok.
Seçimlerin sonuçlarına göre bu partideki bütün taşlar yeniden oynayabilir.
Eski kadrolarla bir yere varmaları mümkün değildi, yeni kadrolarla ise sanırım ya büyük bir değişime ya da yokoluşa gidecekler.
Öyle kesin bir şekilde “bu parti siyasetten silinir” demek belki haksızlık olur ama ben bugünkü CHP’nin bir dahaki seçime girebileceğine, girse de bir mana ifade edebileceğine doğrusu çok ihtimal vermiyorum.
Benim açımdan CHP’de olup bitenleri en keskin bir şekilde gösterecek isim, Mehmet Haberal.
Haberal, 28 Şubatçı Süleyman Demirel’in “can-ı azizi” olan, sağ eğilimli bir Ergenekon sanığı.
“Derin devletin” adamı olmakla suçlanarak yargılanan biri nasıl oldu da CHP’nin içindeki itirazlara rağmen Zonguldak’tan birinci sıraya yerleşti?
Bülent Ecevit’in Haberal’ın yönetimindeki hastanede gün be gün tükenirken, hastaneden kaçırılır gibi çıkarıldıktan sonra nasıl iyileştiğini iyi hatırlıyorum, şimdi aynı Haberal’ı Ecevit’in seçim bölgesine yerleştirilmesi de doğrusu ya insana tuhaf geliyor.
“Müesses nizamın” temelini oluşturan Demirel’in bu kadar yakını olan, derin devlet üyeliğinden sanık bir ismi, itirazlara hiç aldırmadan aday yapan CHP, nasıl “yeni” bir parti olacak, nasıl hızla değişen bir ülkede o “değişime” uyum gösterecek?
Değişimi durdurmak isteyen bir gücün ağırlığını kabul eden ya da kabul etmek zorunda kalan bir CHP, tarihimizin en önemli değişim noktalarından birinden geçerken nasıl o değişimin parçası haline gelecek, daha da önemlisi nasıl o değişimin önderliğine adaylığını koyacak?
Bana pek mümkün görünmüyor.
CHP, bir yanıyla gerçeği ve değişimi görerek “ileriye doğru” hamle yapmaya çabalıyor ama bir yanıyla da “geçmişin” içine hapsoluyor.
Bu tıkanıklığıyla gelecekte kendine yer bulamaz gibi geliyor bana.
Buna karşılık BDP’deki bir isim ise bu parti açısından çok olumlu gözüküyor.
BDP’nin Şerafettin Elçi’yi aday yapması bu partinin politikalarında önemli bir değişimin işareti bence.
Elçi, bakanlık makamına ulaştığı halde “Kürtlüğünü” açıkça ifade etmekten kaçınmadığı için hapislere düşmüş, cesur bir adamdır, sadece “resmi ideolojiyle” değil PKK’yla da mücadele etmiştir.
Muhafazakâr ve dindar bir Kürt olan Elçi’yi adayları arasına alan BDP, Türkiye’ye değilse bile Kürtlere açılmak zorunda olduğunu fark etti bence, bu yeni dönemde sadece “bazı” Kürtlerin değil bütün Kürtlerin partisi olmak için harekete geçmesi gerektiğini anladı sanıyorum.
Bu da, BDP’nin gerçek bir siyasi parti olma yolunda attığı çok önemli bir adım olarak gözüküyor bana.
İlerde ne olur, aralarında ihtilaf çıkar mı bilmiyorum ama Elçi’yle birlikte Altan Tan’ı da listesine alan BDP’nin bu hamlesi, yeni Türkiye’ye ve Kürt coğrafyasına “siyasi yollardan” ağırlığını koymak için bir plan yaptığını düşündürüyor.
Hepimiz Türkiye’nin ve bu ülkede yaşayan insanların çok hızlı değiştiğini biliyoruz, yeni bir ülkeye, yeni bir rejime, yeni anlayışlara ihtiyacımız var.
Dilerim ki bütün partiler bu yeni döneme ayak uydururlar, neyin eskidiğini, neyin beklenildiğini anlarlar.
Anlayabilirler mi bilmiyorum ama ben bir dahaki seçimlere Türkiye’nin bambaşka kadrolarla, bambaşka bir atmosferde, bambaşka umutlarla gireceğini sanıyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ümitliyim, çünkü…
26.05.2020 - Bir Cinayet, bir Cenaze
21.01.2020 - Bu akşam Pariste babam, Malraux ve ben şampanya içeceğiz
6.02.2019 - Biz söylemeyeceksek kim söyleyecek?
28.11.2019 - ÜÇ CAM KUTU
23.11.2019 - Kâğıttan flüt
11.11.2019 - Rüyalar ve milliyetçilik
21.03.2020 - Yargıdaki çöküntüyü tamir etmek elinizde!
25.09.2018 - Milliyetçilik ve Aydınlar
19.09.2018 - Şatodaki Çiçek
26.08.2018
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Ad Soyad Giriniz...
ahmet bey sizi yillardir takip ediyorum okuyorum ama halen bu kurd meselesinde renginizi ögrenemedim. bence yeni bir makalede ahmet altan ne istiyor diye bir yazi istiyorum. saygilarimla merak eden biri.
muharrem
sessizliğin nedeni söyleyecek söz kaldımıki? eskiden terör saldırılarında hemen abd ye koşulur veya telefonla abd li yetkililer aranır ortak düşman terörle birlikte mücadele anlık istihbarat bbg evi gibi izliyoruz gibi demeçler verilir taaki 5 ay sonraki ikinci bir terör saldırısına kadar.şimdi hergün saldırıyorlar.
mehmet akar
sizin gibi aydın insanlar bu emmelektin toprakalrında nadir bulunur.dolayısıyla savaşa karşıtlığınız,sergilediğiniz cesaret ile çoğu insanı kendinize hayran bırakıyorsunuz.biliyorsunuz bu ülkede konuşmak,sorgulamak suç... ama ben yanmasam sen yanmazsan nasıl çıkar gerçekler aydınlığa..