Ahmet ALTAN
Güneydoğu’dan bir dostum aradı.
Dedi ki, “PKK’lı çocukları ölen Barış Anneleri geçen gün Çukurca baskınının olduğu yere gidip örtülerini attılar. Bizim burada gelenektir, en kanlı kavga bile kadınlar örtülerini attığında durur. Acaba bu jesti yapan kadınları Cumhurbaşkanı davet edip bir görüşmez mi? Barış için büyük bir adım olur. Siz acaba bunu söyleyemez misiniz?”
Kürt dostum, sanırım benim “kuvvetli ilişkilerim” olduğunu düşünüyor.
Öyle ilişkilerim yok, ne Cumhurbaşkanı’nı ne Başbakan’ı ne de bir iki istisna dışında hükümet üyelerini tanırım.
Doğrusu ya, böyle işleri telefonlarla, gizli kapaklı halletmeye çalışmanın da yazarlık ya da gazetecilik yapan insanlara çok uygun düştüğü kanaatinde değilim.
“Ben bu önerini yazarım” dedim, “sonra ne olur bilmem”.
Bence bu iyi bir öneri.
Burası “şiir çocuklarının” ülkesi, felsefe, roman, bilim değil ilk şiir kökleşmiş buralarda, duyguların epeyce coşkuyla bir biçimde ifade edildiği, duygunun zaman zaman aklın da önüne geçtiği bir coğrafya.
Duygular, jestler önemli bir yer tutuyor hayatımızda.
Biliyorum, savaş tamtamları sıkı bir şekilde çalınıyor.
Savaş büyüyecek diye sevinen çok insan var.
PKK’nın “savaş çıkartmak” için kararlı saldırıları karşısında kimse çıkıp da “devlet dursun” demiyor.
Ama “savaşa savaşla” cevap veriyorsanız, barışa da barışla cevap vermek gerekmez mi?
Kürt örgütleri, siyasetçileri, siyasi partileri çok anlamlı bildiriler yayınlıyorlar.
Barışı destekliyorlar.
Bütün ülkeyi yakacak bir iç savaş yangınını körüklemiyorlar, aksine yangını söndürmek için uğraşıyorlar.
Onlara Ankara’dan bir cevap gelmiyor.
Bu savaş, ancak Kürt halkının yardımıyla durur.
Kürt halkının önemli bir bölümü elini uzatıyor, bu eli sıkacak kimse yok mu?
PKK’nın yaptıklarına kızmak, bütün Kürt halkına kızmak anlamına mı geliyor?
Bu sorunu, sadece öfkeyle, intikam duygusuyla, tehditle çözemez kimse.
PKK yönetimi büyük bir hata yaptı bence, bu hatayı herkesten daha iyi gören Kürt halkının PKK’nın son eylemlerine karşı mesafeli duruşu barış için büyük bir fırsat yaratıyor bu ülkeye.
Türkiye’yi yönetme iddiasında olanlar bu fırsatı kullanmazlarsa çok pişman olurlar.
Kürt halkının ortaklaşa açıklamaları, Barzani’nin dünkü sert çıkışı, Öcalan’ı devreden çıkartan PKK yönetiminin savaşı tırmandırma politikasının gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını gösteriyor.
Ama eğer devlet de PKK gibi “sadece savaş istiyorum” diye tutturursa, barış imkânlarını hovardaca harcarsa, barışa fırsat tanımazsa, “çok öfkelendim, PKK’yı bitirene kadar savaşacağım” derse, PKK’nın düştüğü hatanın aynısına düşer.
Savaşla halledilebilecek bir sorun değil karşımızdaki.
Hadi PKK yönetimi bu gerçeği göremiyor, yıllarını dağlarda geçiren insanlar ülkeyi ve bu ülkenin gerçeklerini fark edemiyorlar, Türkiye’yi yönetenler de mi gerçeklerden koptu?
Silaha güvenmek “savaşı belki kazandırır” ama Kürt sorununu çözmez.
“PKK’yı yenerim, sorunu çözerim” diyen varsa büyük bir hataya yapar.
Savaşı bitirecek olan, iki halkın ortaklaşa belirleyecekleri “hakkaniyetli” bir çözüm bulmak, yeni anayasa yapmak gibi siyasi adımlar atarken iki halkın da “rızasını” almak ve gönüllerini kazanmaktır.
Bunun gerçekleşmesinin yolunu açacak olanlar bu ülkeyi yönetenlerdir.
Başbakan, sertliğe kendisini fazla kaptırmış bir görüntü veriyor.
Cumhuriyet, bütün tarihi boyunca Kürtlere “sert” davrandı, o “şedit” uygulamaların sonucu ne oldu, sorun çözüldü mü?
“Açılımı” başlatan Başbakan’ın, yalnız bırakıldığını düşünerek kişisel olarak “kızma, öfkelenme” hakkı var, bunu herkes anlıyor ama bir yönetici olarak “öfkeden” başka duygular olduğunu da şimdi yeniden keşfetmek zorunda.
Ama onun bunu becerip beceremeyeceği konusunda çok kuşkuluyum, “sert adam” imajını gerektiğinden fazla sevmiş bir hali var.
Onun için, bu yazıyı ezkaza gören birinin Cumhurbaşkanı’na “Güneydoğu’dan gelen” bu öneriyi söylemesini ve onun kendisine uzatılan bu barış elini gereken olgunlukla sıkmasını, o anneleri bir çaya davet etmesini ümit ediyorum.
Tabii, Başbakan da bu jesti yaparsa, hepimiz kendisine minnettar kalırız.
Davet edin o acılı kadınları.
Onlar, o korkunç kederlerini bastırıp başkalarının evlatlarını kurtarabilmek için “örtülerini” atıp “barış” diyorlarsa, siz de onlara “buyurun, bir çay içelim” diyebilirsiniz.
Hiç unutmayın, o annelere saygı göstermek kimseden bir şey eksiltmez, aksine yüceltir saygı göstereni.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018