Ahmet ALTAN
Hayat bir tuhaf, yıllarca bu ülkede “laiklik düşmanı” ilan edilen, Anayasa Mahkemesi tarafından “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmakla suçlanan AKP’nin lideri Başbakan Erdoğan, Ortadoğu’da “laikliğin önemini” anlatan konuşmalarla süslediği muhteşem bir diplomatik zafer turu atıyor.
Mısırlı Müslümanlara, “laiklikten korkmayın” diyor.
Ortadoğu’da bir “çekim merkezi” ve “bölgesel bir süper güç” olmak için harekete geçen Erdoğan bence çok doğru bir strateji izliyor “Müslümanlık ve laiklik” konusundaki sözleriyle.
Türkiye, çoğunluğu Müslüman bir ülke...
Cumhuriyet tarihi boyunca “elitler” tarafından bir “eksi” olarak görülen Müslümanlık bugün Türkiye’nin en önemli “artılarından”, en büyük güçlerinden biri.
Ortadoğu liderliğine oynayabilmesini ve Ortadoğu’da güçlenerek Batı’yla eşit şartlara sahip olabilmesini bugün Müslüman kimliğine borçlu...
Peki, Müslümanlık nasıl böyle etkileyici bir “değer” oldu dünya siyasetinde?
Müslümanlığın yanına laiklik ve demokrasiyi eklediğinizde bir anda dünyadaki “nadir” ülkelerden biri haline geliyorsunuz.
Çünkü Müslüman ülkeler genellikle ya laik değil ya demokrat değil ya da hem laik hem demokrat değil.
Türkiye, “laikliği” inkâr eden bir “Müslümanlık” yarışına girse, böyle bir yarışı Suudi Arabistan’a ya da El Kaide’ye karşı kazanması imkânsız.
Kaybedeceği bir yarış bu.
Ama “laik, demokrat, Müslüman” ülke kimliğini benimsediği anda “rakipsiz” bir hale geliyor.
Bu “kimliğe” bir de “dünyanın ikinci büyüme hızına sahip ülke” tanımını eklediğinizde kaçınılmaz bir şekilde “gıpta edilen” bir yıldız konumuna yükseliyorsunuz.
Şu anda Türkiye’nin Ortadoğu’daki konumu bu...
Erdoğan da “laikliğin ve demokratlığın” altını kuvvetli bir şekilde çiziyor.
Kendine bir “imaj” oluşturuyor.
Ama sadece “imaj” yetmez, bu imajın gerçek olması da gerekir.
Erdoğan, Suriye diktatörü Esad’a seslenerek, “Kendi halkını katleden meşruiyetini kaybeder” diyor.
Bunu derken de binlerce Kürt’ü öldürmeyi hedefleyen bir “kara harekâtının” hazırlığını yapıyor.
PKK yönetiminin iyiden iyiye “akıl ve mantık” çizgisinden kopmuş gibi davranması, devletle “siyasete katılmayı ve Apo’nun serbest kalmasını” müzakere ettiği noktaya gelmiş olmasına rağmen bu müzakereden dönüp “savaşı şiddetlendirmesi” birçok insana “operasyon yapılmasın da ne yapılsın, her gün gidip polisleri öldürüyorlar” dedirtiyor.
PKK yönetiminin bir kitle savaşı çıkartmaya çalışıp her geçen gün biraz daha çıkmaza girdiği ve sıkıştığı doğru.
Bu doğru ama başka doğrular da var.
Türkiye’nin Kürt halkı hâlâ “haklarına” sahip değil.
Bir Türk, çocuğunu “anadilinde eğitebildiği” halde bir Kürt bunu yapamıyor, kendi anadilini “devletinin” resmî kurumlarında konuşamıyor, yerel özerkliğe sahip olamıyor, seçim barajıyla partisi sıkıştırılıyor.
Saydığım bu “hakların” PKK meselesiyle bir ilgisi yok.
PKK olsa da olmasa da bu “hakları” teslim etmeyen bir ülke, “demokrasi şampiyonluğuna” soyunamaz.
AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan, özellikle yüzde elli sekiz oyla kazanılan referandumda bu hakları teslim etmesini sağlayacak “meşru” bir destek buldu.
Halkın çok büyük çoğunluğu, üstelik de BDP’nin anlaşılmaz bir biçimde boykot etmesine rağmen bu referandumda “Apo’yla görüşülmesini” ve Kürt meselesinin demokrasi içinde çözülmesini destekledi.
Ama bu sorunlar hâlâ çözülmedi.
Bunları çözecek olan “sivil anayasa” hâlâ tartışmaya açılmadı.
Başbakan Erdoğan’ın bu sorunu çözecek “vizyona ve isteğe” sahip olduğu PKK-MİT görüşmelerinden belli; eee, niye çözmüyor?
“PKK bırakmıyor” diyebilirsiniz, iyi ama PKK “bırakmıyor” diye Kürtlerin, Türklerin ve bütün Türkiye’nin kaderi “PKK’nın eylemlerine” mi teslim edilecek?
PKK yöneticileri demokrasi istemezse, bütün Türkiye de demokrasiden vaz mı geçecek?
Sanırım Erdoğan bir “bölge lideri” olmanın tadını tattı bu gezisinde.
Ülkeye döndüğünde, Ortadoğu’da sahip olduğu imajı “gerçeğe dönüştüreceğini”, demokratik atılımlar yapacağını, Kürtlerin hakkını teslim eden yeni bir anayasayı derhal gündeme sokacağını umut ediyorum.
O “liderliği” ancak böyle hak eder ve ancak böyle yaparsa Esad’a “halkını katleden meşruiyetini kaybeder” deme hakkını kazanır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018