Ahmet ALTAN
Bize İktisat Fakültesi’nde, dünyanın “sosyal mobilitesi” en yüksek ülkelerinden birinin Türkiye olduğunu okutmuşlardı.
“Sosyal mobilite” demek, “sınıf” atlama imkânlarının çok yüksek olması, fakirlikten zenginliğe yükselme ihtimallerinin önünde sert engeller bulunmaması demek.
Bizim gittikçe artan zenginlere bakarsanız, aralarında “kökten zengin”, şöyle beş altı kuşaklık zenginin pek olmadığını, “yeni zenginleri” reddedecek bir burjuva sınıfının da, burjuva değerlerinin de burada henüz “neşv-ü nüma” aşamasını geçemediğini görürsünüz.
“Fakiri zengin” etme mekanizması, bu ülkede “devlet” eliyle işletildiğinden, zenginlerin çoğu “devletçi” reflekslerinden, devlete bağımlılıktan kurtulmakta zorlanmıştır.
Şimdi zenginleşme “denetimi” devletin elinden çıktı.
Ama “sağlam bir iş ahlakı” ve bu ahlakı güvenceye bağlayacak yasaları henüz oluşturamadığımız için, “paranın” etrafındaki kavga da çok sert oluyor.
Ülkenin en ünlü ses sanatçılarından birinin “ticari ilişkiler” yüzünden vurulduğu söylentileri, şimdilerde kontrol altına alınmışa benzeyen “çek-senet” mafyalarının bir ara neredeyse her sokak başında iş görmesi, yeni yeni kapitalistleşmeye uğraşan bir ülkenin yaşadığı hercümercin işaretleri aslında.
Para etrafındaki bu fırdöndüyü her kurumda, her olayda görürüz.
Bütün askerî darbelerin de, bu darbelerin etekleri altında zenginleşmeye çalışan medyaya da biraz bu açılardan bakmakta yarar var.
Şu günlerde sahipleri Ergenekon üyeliğinden tutuklanan minicik ODA TV’nin bile “milyon dolarlık” televizyon alışverişlerine, siyasi destek bularak girmesi zaten bize para-medya ilişkileri konusunda epeyce fikir veriyor.
Devlete yakın olmanın, gazetecilere “sağlam” bir getirisi var bu ülkede.
Devlet-para-medya ilişkileri burada hep birarada var olmuştur.
“Parayı veren” medyayı kontrol etmek ister, bazen de kontrol eder.
Son olarak Fatih Altaylı ile Akif Beki arasında çıkan tartışma bu konuda somut bir örneği ortaya koyuyor.
TMSF’nin el koyduğu Sabah gazetesini yöneten Altaylı’ya, Başbakan Erdoğan’ın basın danışmanı telefon edip, “manşetin nasıl atılacağı” konusunda talimat veriyor.
Hürriyet gazetesinin de bu talimat doğrultusunda manşetini düzenleyeceğini söylüyor.
Altaylı bu talimatı dinlemiyor.
Önceki gün, bizim gazeteye bir açıklama yapan Akif Beki, özetle “yayın yönetmenleri bazen başbakanlık perspektifini almak için beni arardı, bazen de ben onları arardım. Fatih Altaylı da buna dahildir...
Ne ben buyurgan bir dil kullanırdım, ne de onlardan biri Fatih’in aktardığı şekilde posta koyardı,” dedi.
Beki’nin “konuşmalar olduğunu” kabul eden ama “böyle bir konuşma olduğunu” doğrulamayan açıklamasını, biz Altaylı’nın yazısını “manşeti değiştir Fatih” sözleriyle yayınladığımız haberin spotunda, biraz fazla “kestirmeci” bir kısaltmayla “evet oldu” diye vermişiz.
Bugün Beki’nin bu konudaki açıklamasını da yayımlıyoruz.
Bu “kestirmecilik” için ben de ayrıca Beki’den özür dilerim.
Ama bu, Altaylı’nın “tanıklar önünde” yaşandığını söylediği ve ayrıntılarını verdiği olayın vahametini azaltmıyor.
Başbakan, TMSF denetimindeki gazetenin yayın yönetmenini aratmış, ayrıca Hürriyet gazetesinin Altaylı’nın tarif ettiği biçimde haberi yayınlaması da, gazetelere bir talimat verildiğini kanıtlıyor.
Devlet, gazete, para ilişkilerindeki tek çirkin örnek bu değil.
Bugün, “basın özgürlüğü” için gösteriler yapan gazetecilerin bir kısmı, basına en fazla paranın dağıtıldığı 28 Şubat döneminde “üst düzey” gazeteciydiler.
Yönetimi ele geçiren ordunun nasıl para dağıttığını yakından bildiklerinden “darbelerin, Ergenekon’un” ortaya çıkmasından da pek hoşlanmadılar.
Bugün Yıldıray Oğur, İsmet Berkan’ın “Asker Bize İktidarı Verir mi” isimli kitabından bir anekdotu yazdı.
2004 yılında Aydın Doğan’la birlikte generallerin davetine “icabet eden” dönemin Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz, o görüşmeden sonra Berkan’a “kafayı yemiş bunlar, bıraksan darbe yapacaklar ama cesaretleri yetmiyor” demiş.
Generaller, “darbe yapmak istediklerini” gazetecilerden saklamak gereğini duymuyorlar.
Peki, gazeteciler bu “isteğe” direnen bir yayın politikası izliyorlar mı?
Darbe planlarının birbiri ardına hazırlandığı, generallerin hükümeti devirmek için plan üstüne plan yaptığı bir dönemde, gazeteciler gerçeği biliyor ama yazmıyor, darbeleri açığa çıkarmak için parmaklarını bile kıpırdatmıyorlar.
Şimdi ise “basın özgürlüğü” mitinglerine basın kahramanları olarak katılıyorlar.
Tamam, bir haksızlığa kurban gittiklerini düşündüğümüz Şener’le Şık’a sahip çıkalım ama bu “medya” özgürlüğe çok düşkünmüş, her zaman özgürlüğü savunduğu için bugün de özgürlüğe sahip çıkıyormuş gibi gerçek dışı görüntüler yaratıp sahtekârlık etmeyelim.
Sizin insanları samimiyetinize inandırmanız için, önce bütün gerçekleri açıklamanız gerekir, 28 Şubat’ı, Ayışığı’nı falan bir anlatın hele, ondan sonra konuşalım.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018