Ahmet ALTAN
İşler çığırından çıkınca hergele gençlerin işi matrağa vurup bir tekerlemeye dönüştürdükleri “Çevik Bir, Tayyip İki” lafı dilden dile gezerken yavaş yavaş da bir gerçeğin anlatımını yansıtmaya başlıyor.
Çevik Bir’in “laikçi” 28 Şubat’ından sonra Tayyip Erdoğan’ın “dinci” 28 Şubat sürecine giriyoruz.
Çevik Bir’in derdi laiklik değildi.
Tayyip Erdoğan’ın derdi de din değil.
Biri “laiklik” kavramını bir başka gerçeği saklamak için kullanıyordu, diğeri de “din” kavramını bir başka gerçeği saklamak için kullanıyor.
Laikçi 28 Şubat yakın tarihin en büyük soygunlarından birinin paravanıydı.
Dinci 28 Şubat da, Avrupa Birliği yolundan ayrıldıktan sonra bütün vizyonunu kaybeden, büyük sorunları çözmekte çaresiz kalan bir adamın “başkanlık” koltuğuna oturana kadar“vizyonsuzluğunu ve yetersizliğini” gözlerden saklamak için bir paravan.
Çevik Bir “laiklik” sopasını dindar insanların kafasına vurmak için kullanıyordu.
Tayyip Erdoğan da din sopasını “muhafazakâr” bir hayatı benimsemeyenlerin kafasına vurmak için kullanıyor.
Çevik Bir, kendisine benzemeyeni aşağılamaktan bir cumhurbaşkanlığı çıkartmayı planlıyordu.
Tayyip İki de, kendisine benzemeyeni aşağılamaktan bir “başkanlık” çıkartmayı planlıyor.
Bir’in yaptıklarının da İki’nin yaptıklarının da toplumsal bir karşılığı yok.
Tayyip Erdoğan, opera ve bale salonlarına mescit koyacakmış.
Siz bu ülkede herhangi bir dindarın, bir muhafazakârın “opera ve bale salonlarında mescit olmazsa dinimi yaşayamam” dediğini duydunuz mu?
İslam tarihi boyunca “operada mescit olsun” diye bir tartışma yaşanmış mı?
İnsanlar, Don Giovanni operasının antraktında mescide namaz kılmaya mı koşacaklar?
Kuğu Gölü’nün balerinlerini seyrederken seyircilerin aklı bir yandan da kılacakları namazda mı olacak?
Obuaların akortları arasında abdest mi alacaklar?
Bütün dürüst dindarlara soruyorum, siz hayatınızda böyle bir saçmalık duydunuz mu?
Bu, gerçekten dinî bir ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor?
Eğer bir tek aklı başında Müslüman “evet, bu önemli bir ihtiyaçtır” derse bütün söylediklerimi geri alacağım.
Çevik Bir, “her caminin yanına bir opera salonu kuracağım” deseydi ne kadar saçma olurduysa bu da o kadar saçma.
“Laiklerin” her caminin yanında bir opera salonu istemeleri ne kadar akla uygunsa, Erdoğan’ın her operaya bir mescit istemesi de o kadar akla uygun.
Aynen Çevik Bir gibi Tayyip Erdoğan da aslında “kendi gücünü” kendisine benzemeyenlere göstermek, her türlü saçmalığı gerçekleştirebileceğini kanıtlayarak kendisini desteklemeyenleri aşağılamak, gerçek sorunları gözlerden saklamak için bir saçmalıktan diğerine fırlıyor.
Manasız tartışmalarla hem toplumu yoruyor, hem gerginliği arttırıyor, hem de toplumun enerjisinin heba olup gitmesine neden oluyor.
Bu, bir “güç delirmesi” bence.
AKP’nin âkil adamları da “ne oluyor” diyemiyor bir türlü ama sonunda onları da bunaltacak Erdoğan.
İlk isyan sinyali Diyarbakır’daki AKP’lilerden geldi.
Uludere’yi çözme, operaya mescit yap.
Memleketin sorunu ne, Erdoğan’ın sorunu ne?
Elbette bu ülkede kendilerine benzemeyen insanları aşağılamak ve cezalandırmak isteyen“muhafazakârlar” da vardır, “intikam saatinin” geldiğini düşünenler de vardır, operaya mescit yapıp “güçlerini göstermek” isteyenler de vardır.
Ama Erdoğan’ın sandığı kadar kalabalık mıdır bu insanlar?
Barış ve huzur içinde, saygı görerek, işlerini güçlerini yapıp, inançlarını özgürce hayatlarına yansıtarak yaşamak isteyen muhafazakârlar böylesine bitmeyen bir gerginliği, kaçınılmaz bir toplumsal çatışmanın taşlarının döşenmesini istiyorlar mı?
Sanmıyorum.
2007’deki “başörtüsü” krizi sırasında Anadolu’yu dolaşmıştım, muhafazakârların çoğunluğu “bu da nereden çıktı” diyorlardı.
Anayasa’nın değişmesini beklerken böyle bir krize takılarak anayasayı ertelemeyi uygun bulmuyorlardı.
Toplumun başta Kürt meselesi olmak üzere çok ciddi sorunları var.
Alevi sorunu var, Kıbrıs sorunu var, Avrupa Birliği sorunu var, iş kazalarında ölen binlerce işçi var.
Bunların hiçbiriyle ilgilenmiyor artık Erdoğan.
“Kürtajı yasaklayacağım, sezaryeni durduracağım, operaya mescit, Çamlıca’ya cami yapacağım” diyor.
Toplum başka bir yana gidiyor, Erdoğan başka bir yana.
Erdoğan, gittiği ters yola kalabalıkları da sürükleyebileceğini sanıyor ama bence yanılıyor.
Çevik Bir de öyle sanıyordu, 28 Şubat’tan sadece üç yıl sonra 28 Şubat’ın “düşman” ilan ettikleri iktidara geldi.
Erdoğan’ın 28 Şubat’ının da benzer bir sonuç yaratmayacağını kim biliyor?
Koca bir toplum bir adamın manasızlıklarına bu kadar esir düşmez.
“Muhafazakâr olmayanları aşağılayacağım” derken keyfî hareketleriyle bütün toplumu aşağılamaya başladı Başbakan.
Operaya mescit.
Dünya çalkalanırken Türkiye’nin hükümetinin meselesine bak.
Tayyip Erdoğan siyaset tarihine geçecek diye bekliyorduk, galiba “Tayyip İki” olarak mizah tarihine geçecek.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018