Ahmet TAŞGETİREN
17-25 Aralık'ın hemen sonrasında Bugün gazetesinden yeni ayrıldığım günlerdi. FETÖ cenahı aleyhimde demediğini bırakmıyordu. Altınoluk dergisinin abone kampanyası çerçevesinde bir ekip olarak Anadolu konferanslarına çıkmıştık. Pamukova'da polis çevirmesi vardı. Minibüsümüz durduruldu ve kimliklerimiz istendi. Bir arkadaşımız kolay geçmek düşüncesiyle benim kimliğimi göstererek, “Ahmet Taşgetiren de burada, konferans a gidiyoruz” dedi polislere. Neyse kontroller yapıldı, yola devam ettik. Ben dedim o arkadaşa “Ne yaptın sen, ya o polisler Paralel Yapıdan olsaydı...” Gülüştük.
Şimdi nerede nasıl yapılar oluştuğunu daha net görebiliyoruz. O günlerde Emniyet'e düşen, karşısındaki insanın “Aidiyet”ini, Adliye'ye düşen hakeza ifadesini alan Savcı'nın, yargılayan Hakim'in “Aidiyet”ini dikkate almak zorundaydı.
Anayasa Mahkemesi'ne partimiz düştüğünde de biz, hangi hakimin hangi eğilimde olduğunu kaygıyla hesap ederdik.
Üniversitelerde başörtüsü kıyımı yaşandığı günlerde öğretim üyesinin “Aidiyet” alanı önemliydi.
Steril devleti başaramadık.
Peki “Fatura” neyin nesi?
Paralel Yapı'nın Yargı'da ve Emniyet'te yoğunluk kazandığı dönemlerde yürütülen operasyonların faturası o.
O yapının devlette böylesine bir nüfuz kazanması, onların kendi adamlarına yer açmak için yaptığı tasfiyelerin faturası.
Belli ki o yapı, bu gücü milletin kendilerine verdiği yetki ile elde etmedi. O dönemde Ak Parti, bu kadroları “hizmet alma” düşüncesiyle devreye soktu. Bunlar o düşünceyi kötüye kullandı ve bilinenler yaşandı. Bugün onların yaptığı Ak Parti'ye de “fatura” ediliyor. Ak Parti'nin mazereti “safiyane” hareket etmiş olması, “bunlara güvenmesi” ve o “güvenin kötüye kullanılması.”
O yapı öylesine kötülükler icra etti ve sonunda 15 Temmuz gibi bir cinayete kalkıştı ki, ona yönelik mücadele ile Ak Parti sorumluluğu ikinci planda kaldı.
Bu konuyu neden bugün açıyorum?
Bugün“devreye sokulan kadrolar”dan benzeri bir “Fatura”nın ortaya çıkması tehlikesini gördüğüm için.
Bugünün yargı mekanizması, bugünün Emniyet ve İstihbarat mekanizması, bugünün bürokratik kadroları acaba kimliğinizi “Güvenle” kendilerine teslim edeceğiniz nitelikte mi?
Yoksa benim devletten ihraç listemi hazırlayan rektör, kaymakam, vali, dosyamı ilgililere ileten istihbarat kurumu, ihracıma karar veren ya da hakkımda tutuklanma kararı çıkaran, üzerime şu veya bu damgayı vuran adam acaba hesaplı bir odağın operasyonunu sürdürüyor olabilir mi?
Bu kuşkunun boş olmadığını, en azından, birilerini “FETÖCÜ” diye yargılayan, mahkum eden Savcı'nın, Hakim'in “FETÖCÜ” çıkması ile görmüş bulunuyoruz. Bunun istisnai bir durum olmadığı da pek çok örneğin ortaya çıkması ile anlaşılmış bulunuyor.
Bunu dillendirmek kolay da üstelik. “FETÖ” kötülük sembolü ne de olsa.
Peki bugün “FETÖ'nün kötülüğü”nden yola çıkarak başka hesapları görmek üzere harekete geçen odakların bulunmadığından emin miyiz?
FETÖ'nün geçmişte icra ettiği kötülükleri, “Darbecilerle mücadele” gerekçesiyle tolere etmiştik. Öyle ki, o zaman “Emir komuta içinde şurada yer almış adamları darbeci diye yargılamayalım” dediğinizde “Sen darbecilere mi arka çıkıyorsun” diye boğulmayı göze almalıydınız. Kim tarafından, FETÖ'cü medya tarafından.
Diyelim bugün, “Ulusalcı”, MHP'li, ya da şu - bu gruptan, iktidarın “FETÖ kötülüğü” ile mücadele konseptini kullanarak, gelişigüzel tırpanlamalarla, rakip gördüğü alanları ele geçirme hesabı güdüyor olabilir mi?
Aynı zamanda bu hesabı Ak Parti iktidarına, Tayyip Erdoğan'a “Fatura” ederek, bir de bunlara bedel ödetmek gibi gibi bir planı uyguluyor olabilir mi?
Mesela bu faturanın, önümüzdeki halk oylamasında ödetilmesi planlanmış olabilir mi?
“Ak Parti döneminde ben bununla karşılaşmalı mıydım?” diye soran ve iletişim kurulacak makam bulmakta zorlanan insanlar, tam da böyle bir problemi dile getirmiş oluyorlar.
Bence şu sırada FETÖ operasyonlarında istihdam edilen insanlara daha bir dikkatle bakılmalı. Tasfiye dosyaları da en azından “Kul hakkı” hassasiyetiyle ele alınmalı. Bir de “Ahiret faturası” var çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025