Ali BAYRAMOĞLU
'Zamana zaman vermek' ya da barış için 6 yıl
Beyaz Afrikalılarla görüştüğünüzde, aklınıza gelen ilk soru kaçınılmaz olarak şu oluyor: Ekonomik ve siyasi kaynakları tekeli altında bulunduran yüzde 10'luk beyaz azınlık çözüm fikrine, rejimi değiştirme aşamasına nasıl gelmişti? Bu kritik aşamayı Dave Steward birden çok faktörle açıklıyor.
Frederik Willem de Klerk 1989'da Güney Afrika cumhurbaşkanı olduğu zaman 1993'de Nobel Barış ödülünü alacağını, ertesi yıl makamını hapishaneden çıkardığı ve birlikte ödül aldığı Mandela'ya devredeceğini muhtemelen hayal bile edemezdi. Boerlerin hakim partisi Ulusal Parti'nin lideri Klerk, Güney Afrika'nın yaşadığı barış ve çözüm öyküsünün Mandela'yla birlikte başaktörüdür.
Önceki gün görüştüğümüz Klerk'in cumhurbaşkanlığı döneminde sağ kolu ve kabine şefi olan Dave Steward, Güney Afrika'da çatışmanın çözülmesinde kuvvetli ve kararlı liderlerin öneminin altını ısrarla çiziyordu.
AKLA GELEN İLK SORU
Beyaz Afrikalılarla görüştüğünüzde, aklınıza gelen ilk soru kaçınılmaz olarak şu oluyor: Ekonomik ve siyasi kaynakları tekeli altında bulunduran yüzde 10'luk beyaz azınlık çözüm fikrine, rejimi değiştirme aşamasına nasıl gelmişti?
Bu kritik aşamayı Steward birden çok faktörle açıklıyordu: 'Alternatif yoktu, çatışmalar ülkeyi allak bullak ediyordu, beyazlar olarak hakim konumumuzu sürdüremeyeceğimizi biliyorduk. Ayrıca beyaz azınlık kendileri olmadan siyahların ülkeyi yönetemeyeceğini de biliyordu, değişim olsa da bir tür gücü koruyacaklardı.
MANDELA FAKTÖRÜ
Nelson Mandela başka önemli bir faktördü. Beyazlara güven verecek şekilde davrandı. Ekonomik olarak da apartheid sistemi sürdürülmez noktaya gelmişti. Güney Afrika'ya yönelik yaptırımlar etkili olmaya başlamıştı. Önemli faktörlerden birisi meşruiyet meselesiydi, beyazların içinde farklı eğilimler doğuyordu, Berlin Duvarı'nın yıkılması bu açıdan hayati bir rol oynadı. Reformlar ve müzakereler beyaz kamuoyuna yol aldırdı, öylesine ki, beyazlar içinde hiç bir değişime yanaşmayan kitlenin oranı yüzde 30'lara indi…'
ÇATIŞMANIN KAZANANI YOK
Steward'ın bu açıklamalarını, Türkiye'de siyasi jargonuna tercüme edersek durum şu: 'Tarafların, özellikle hakim tarafın çatışmanın tahribatını ve kazananı olmayacağını görmesi, toplumsal değişim ve meşruiyet, dünya konjonktürü ve dış dinamiklerin yönlendirici etkisi…'
Bu, dünyanın her yerinde böyle oluyor, aynı bugün bizde olduğu, tartışıldığı gibi… (Türkiye'de de değişim karşısında her zaman, ne olursa olsun kesin ret tavrı alan yüzde 30'luk bir 'Türk beyaz' kitlesi olması ve değişimin onlara rağmen, onları da kuşatacak biçimde yaşanması ne kadar ilginç). Toplumlar ağır çatışmaları sırtlarında çok uzun süre taşıyamıyorlar, eninde sonunda konuşarak, müzakere ederek çözme yoluna gidiyorlar.
Güney Afrika'da değişimin böyle bir duyguyla, bir bakış değişiklikliğiyle başladığına şüphe yok.
Klerk'in, cumhurbaşkanı seçildikten bir süre sonra ilk demokratik adımları atmaya karar vermesi bu değişimin işaretiydi. İlk adımlar, Apartheid karşıtı partilerin faaliyetlerine müsaade edilmesi, Mandela'nın serbest bırakılması, sürgünlere dönüş imkanı verilmesi ve Apartheid yasalarından açılan davaları için af çıkarılması oldu.
Kendi dilimizle 'açılım politikaları' diyelim…
ÖNCE HAZIR OLMAK GEREK
Bu politikaları uzun ve karmaşık bir müzakere süreci takip etti. Cap Town'da görüştüğümüz Hakikat ve Uzlaşma Ensitüsü direktörlüğünü yürüten Fanie du Toit, Güney Afrika müzakere ortamını şöyle açıklıyordu:
'Önce hazır olmak gerek. Bizim ortak zeminimiz uzlaşmaydı. Uzlaşma birlikte yaşamaktan, tahammül ederek yaşamaktan farklı bir şeydir. Üç noktada uzlaşma sağlamıştık. İlki karşılıklı bağımlılığın sindirilmesiydi, yani sen kazanırsan ben de kazanırım. İkincisi bir ilkeydi, buna göre herkes mutlaka masada olacak, her mesele mutlaka masaya getirilecekti. Üçüncüsü, barış politikalarının mutlaka herkese değmesi, herkesin bunu deneylemesi, bu politikalardan herkesin yararlanması konusuydu….'
ADIM ADIM ŞEKİLLENDİ
Türkiye'yi düşünüp hemen umutsuzluğa kapılmamak gerek. Fanie du Toit'ın anlattığı bu zeminin bir anda meydana gelmediğini, adım adım ve aşama aşama şekillendiğini özellikle belirtelim.
Nitekim Güney Afrika'da 1990'da başlayan müzakereler ile 1996'da kabul edilen anayasa arasında tam 6 yıl var. Müzekereler ilk faslı oluşturuyor, ikinci fasılda anayasa, son fasılda yüzleşme ve affa işaret eden Hakikat Komisyonları var.
G. AFRİKA'NIN BARIŞ YOLU
Güney Afrika'nın barış yolunu madde madde, özetleyelim:
1. Mandela'nın serbet bırakılmasının ardından Klerk hükümetiyle AUC arasında 1990 yılı içinde ilk üç tur müzakere yapılır. İlk tur müzakereler, kısmi af, apartheid'e karşı mücadele edenlere dokunulmazlık verme ve güvenlik mevzuatını elden geçirme kararlarıyla sonuçlandı. İkinci tur müzakerelerden hemen önce AUC silahlı mücadeleyi durdurduğunu açıkladı ve bu durum anayasaya dair ilk görüşmeleri mümkün kıldı. Üçüncü turda silahlı mücadelenin kesin olarak sona erdiğini bildiren Malan anlaşması imzalandı. 1991'den itibaren ise taraflar görüşmelerde anayasanın ve anayasa hazırlık sürecinin gerektirdiği ilkelerin çalışmasına yoğunlaştılar.
2. Bu çalışmalar esnasında Güney Afrika'da her şeyin yolunda gittiğini sanmamak gerekir. Tersine, ülke 1992-1994 arasında yeni çatışmalarla, yeni bir şiddet dalgasıyla tanışmıştır. Müzakere karşıtı grupların tahrikleri, siyasi boşlukla birlikte başlayan yerel egemenlik kavgaları, özellikle siyah kabileler, yerli halk arası çatışmalar, Zulular ve Bantular arasındaki olaylar, 1992 Haziran'ında 48 kişinin can verdiği Boipatong katliamı gibi vahşetler, müzakere masasındaki tarafların birbirini tedbir almamakla, olaylara seyirci kalmakla suçlamasına kadar gidecektir.
3. Bu güven boşluğu iki kuvvetli liderin Mandela ve Klerk'in yoğun çabaları, siyah ve beyazları teskin ve ikna etmeleriyle, iradeleriyle aşılacaktır. Nitekim 1992 Eylül'ünde, Boipatong katliamının yarattığı endişeyle iki lider bir anlaşmaya varır. Buna göre anayasa, meşruiyet bakımından tüm grupların temsil edildiği seçilmiş bir meclis tarafından hazırlanacak, Milliyetçi Parti ve AUC ise geçici bir hükümet kuracaktı. Bu çerçevede İki parti 1993'te geçici anayasayı hazırlayıp, anayasa mahkemesine onaylattılar.
4.1994'te Mandela başkan seçildi, ulusal birlik hükümeti kuruldu ve meclis anayasa çalışmalarına başladı. Ve bu dönemde normalleşme de devreye girdi ve şiddet olayları önemli ölçüde sona erdi. Tam Temsil meşruiyetine sahip bir meclis anayasayı iki yıl içinde hazırlayacak, 1996'da yeni metin onaylanacaktı. O günden bugüne anayasaya uyuldu, hukuk üstünlüğü sağlanmış ve sivil haklar korunma altında tutuldu. Velhasıl çatışma çözüldü.
Güney Afrika öyküsünün çatışma, müzakere, anayasa faslının özeti bu: Uzun süre, uzun gayret, toplumsal ikna ve meşruluk, birlikte inşa ederek uzlaşma, toplumsal inşanın tüm aktörleri işin içine katması…
UZLAŞMA ARAYIŞI ÖNEMLİ
Dinamikler elbet farklı, ama tüm bunlar bize, 'zamana zaman vermek' gerektiğini, meşruiyet ve katılım meselesinin, gerçek bir uzlaşma arayışının ne denli hayati ve kurucu olduğunu gösteriyor. Belki de bizim barış sürecimizdeki sabır ve yaygın uzlaşma sorunlarına işaret ediyor.
Son fasılda yüzleşme ve affa işaret eden, Güney Afrika deneyiminin ruhunu oluşturuyor, cinayetlerin, katliamların, infazların itirafı, mümkünse affı üzerine oturan Hakikat Komisyonları var. Salı gününe…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025