Ali Türer
Onca yolsuzluk iddiasına, internette dolaşan onca ses kaydına, kurumlardaki tahribata, kışkırtıcı, kamplaştırıcı üsluba, tek adam yönetimine doğru gidişi gösteren onca işarete rağmen bu halk yerel seçimlerde iktidar partisine % 43,5 oranında desteği niye verdi? Muhalefet partileri ucuz bahaneler arkasına sığınmadan bu soruya anlaşılır ve geçerli cevaplar bulmalı. Tabi demokrasi içinde iktidar olmak gibi niyetleri, gelecek için iddiaları varsa.
Seçim sonuçları üzerinden yapılan bir analize göre, aldığı eğitim bakımından ancak ilkokul ve ortaokul mezunu olan 34 milyon seçmenin %75’i tercihini AKP’den yana kullanmış. Bu tespit Türkiye’deki siyasetin durumunu anlamak bakımından önemli bir ipucu olabilir.
Vicdanı olan, çocuklarına gelecek hazırlama gibi bir amacı olan eğitimli insanlar toplumun, ülkenin yaşadığı can alıcı sorunlara çözüm yolları ararlar ve bulurlar. Sonra da buldukları çözüm yollarını herkesin anlayacağı hale getirir ve paylaşırlar. Çağa uygun daha iyi, daha anlamlı yaşama, geleceği hazırlama yolunda halk iradesinin ortaya çıkmasına öncülük ederler. Olması gereken budur.
Ama bizim eğitimlilerimiz olan biteninin farkında olsalar da ne yazık ki yol gösterici olamıyorlar. Neden bu böyle? Çünkü devlet için, devletin bekası için eğitildiler. Aldıkları eğitim onları halktan uzaklaştırdı. Sorunları kalıcı biçimde çözmekten çok, halkın desteğini almakla ilgilendiler. Durumu olması gerektiği gibi sürdürmek için halk yardakçılığını (popülizmi) araç olarak kullandılar. Halkla olması gerektiği gibi ilişki kuramadıklarında, ona güven veremediklerinde de, dönüp halkı suçladılar.
Ülkem insanı kendini kurtarma vaadinde bulunanlara bakıyor, özde bir fark göremiyor. Bu nedenle zamanı geldiğinde oyunu günü kurtarmak için, istikrarı korumak için veriyor, değişim için değil. Çünkü değişimden korkuyor. Olan biten benim penceremden bakınca kısaca budur. Yerel seçimde AKP’ye oy veren seçmen, sandıktan çıkan sonuca bakarak bu gün geleceğini daha bir güvence altında mı görüyor? Hiç sanmıyorum.
Tartışma programlarına, gazete köşelerine bakın; iyi-kötü düşünen, ağzı laf yapan, yazdığı anlaşılan bir sürü bilim insanı, yazar, kanaat önderi göreceksiniz. Birçoğu gerçekten değerli insanlar. Bazen tek başına bu kadar doğruyu nasıl görüyorlar şaşıp kalıyoruz. Fakat birbirleri ile ilişkileri ya çok zayıf, ya da hiç yok. Neden? Çünkü her biri ayrı bir cumhuriyet de ondan.
Erdoğan liderliğinde AKP kabul edelim ki iyi bir kaos yönetimi, çatışma yönetimi örneği gösterdi. Yarattığı “paralel devlet” imgesi ile zayıflıklarını, zaaflarını avantaja çevirmesini bildi, etki alanını kontrol altına aldı, gücünü konsolide etti.
Rakiplerini mücadelede avantaj sağlayacağı mindere çekti. Başarıya götürecek yöntemi, muhalefetin benimsemesini sağladı. İnsanların güçlüyü, güçsüzü ayırt etmesi, istikrarın neye bağlı olduğunu görmeleri için anlamlı örnekler üretti, çağrışımlar yarattı. Etkili de oldu.
Devlet memurlarına kimin himayesi altında olduklarını hatırlattı. Amirlere itaat edilmediği durumlarda başa gelebilecekler ile ilgili anlaşılır, ibret verici örnekler sundu.
Meclisten geçirdiği görevden alma yasaları ile kurumların yöneticilerine seçim sonrasında durumlarının gözden geçirileceğini hatırlattı.
Yolsuzluk iddiaları ile internette paylaşılan dinleme kayıtlarını “paralel yapı” miti altında birer propaganda malzemesi, kendisine karşı üretilmiş karalama ürünü haline getirdi.
Twitter, Youtube yasakları ile bir taraftan eğitimli seçmenlerin birbirleri ile ilişkilerini engelledi, diğer yandan “kediye bak” yöntemi ile gündem belirledi, hedef saptırdı.
Seçim sırasında sandıklara en fazla “sahip” çıkan parti de AKP oldu. Sandıkları kontrol altında tutmasını bildi.
Daha az eğitimlilerden alınan iman tazeleyici oyla okumuşlara hadlerini bildirme gücü devşiren bir hükümet yetkilimiz, geçen gün muhalefet takımına, “ilim sahibi olabilirsiniz ama irfan sahibi değilsiniz” gibisinden bir laf etti. Seçim sürecinde kullanılan rakibi bozmaya, açığa düşürmeye, arkaya dolanıp puan kapmaya, tehdide, kışkırtmaya dayalı yöntemler; bu yöntemleri kullanan kurtarıcıların “irfan” düzeyi hakkında da aslında iyi kötü bir fikir veriyor.
Peki, muhalefet ne yaptı?
CHP’nin ve MHP’nin nasıl bir kent, nasıl bir Türkiye, nasıl bir gelecek tasavvuru var bilebildik, anlayabildik mi? Ergenekon gibi derin yapılarla dayanışma içinde olduğunu göstermekten, AKP karşıtlığı üzerinden oy avcılığına çıkmaktan başka ne yaptılar?
CHP bazı yerlerde (Mersin’de olduğu gibi) beceriksiz olanı, yıpranmış olanı değiştirmeye cesaret edemediği için, bazı yerlerde de çıkardığı aday üzerinden oy arttırma gibi pazarda hayvan cambazlarının kullandığı basit hesaplarla yola çıktığı için kaybetti. Kahvehane dedikodularından başka halka bir şey söylemediği ya da söyleyecek sözü olmadığı için, sözünü halka götürecek, seçmenine sandık başında güven verecek örgütü olmadığı için kaybetti.
Ankara’da, İstanbul’da belediye başkan adayları belediye meclisinde CHP’ye verilen oydan çok daha fazla oy aldılar. Demek ki bu illerde seçmenin bir kısmı adaya güveniyor ama CHP’ye güvenmiyor. Acaba neden?
CHP’nin belediye başkanlığını kazandığı Eskişehir, Aydın aslında muhafazakâr geçmişi ile tanınan iller. Ama bu illerde insanlar yaşantılarını olumlu etkileyen işler yaptıkları için CHP’li mevcut Belediye Başkanlarına oy verdiler, bu başkanlara sahip çıktılar. Genel seçimde CHP bu illerden aynı oyu alabilecek mi? Sanmıyorum. Demek ki insanlar yaşantılarına olumlu bir katkı yapacağına inansalar CHP’ye oy verebilecekler. İnanmıyor diye bu insanları suçlamaya hakkınız var mı?
CHP yolsuzluk üzerinden, dinleme kayıtları üzerinden siyaset yaptı, miting alanlarında Başbakanı baş çalan, baş hırsız ilan etti. Bu söylem, Başbakanının insanları kamplaştırma siyasetine su taşımaktan başka bir işe yaradı mı?
Bu iki partinin siyasi birliği, huzuru, adaleti, sosyal adaleti güvence altına alacak nasıl bir anayasa, nasıl bir seçim yasası, nasıl bir siyasi partiler yasası, nasıl bir hukuki yapı istediklerini, Kürt sorununu nasıl çözeceklerini, yerel yönetimleri nasıl güçlendireceklerini, katılımcılık için, sivil toplumun güçlenmesi için ne yapmak istediklerini biliyor muyuz?
BDP’yi ise yalnızca Kürt sorunuyla, Öcalan’ın geleceği ile ilgili konular heyecanlandırıyor. AKP BDP’den aldığı üstü örtülü destekle, çözüm sürecinin ruhuna ters düşecek şekilde kurumsal yapıyı tahrif etmeye, Putin’in yönetim tarzını ülkeye yerleştirmeye devam ediyor.
Liderinin serbest kalmasını sağlayacak bir adım karşılığında Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yolunda destek vermeye hazırlanan bir Kürt hareketi ile Türkiye’deki bazı sol hareketleri buluştursanız muhalefetteki boşluk dolabilir mi?
Bir zamanlar Erdal İnönü’nün düşündüğü birleşik sosyal demokrat parti arayışı gibi, Tarhan Erdem’in “Demokratik Cumhuriyet Programı” gibi; Liberalleri, sosyal demokratları, demokratları, solcuları, bilim insanlarını bir araya getirecek, yerel yönetimleri güçlendirme yolu ile Türkiye’de siyasi birliği sağlamaya çalışacak bir siyasi yapı ortaya çıksaydı. Bu yapıya sonradan BDP dâhil olsaydı, o zaman bu muhalefetteki boşluk dolabilirdi. CHP geleneğine soğuk muhafazakâr ve mütedeyyin kesim içindeki kimi laikler, liberaller bile böyle bir oluşuma omuz verebilirdi.
Ama kabul etmek gerekir ki kurtarıcı geleneğe dayalı siyasi kültür içinden böyle bir siyasi oluşumun ortaya çıkabilmesi çok kolay değil.
Öcalan’ın işaret ettiği yolda ise bu hiç mümkün değil.
Çünkü Öcalan bir Mandela değil. Kürtler için de değil, Türkler için de değil. Öcalan Türk modernleşmesi içinde tanık olduğumuz “Halaskar” prototipinin Kürt modernleşmesi içindeki bir versiyonu sadece. Binlerce masum insanın hayatını kaybettiği bu kirli savaşta devletin olduğu kadar Öcalan’ın da sorumluluğu var. Kaldı ki korporatif bir yapı içinden olsa olsa bir cephe çıkar, birleşik kaynaşmış bir siyasi hareket değil.
İnsanlar kurtarıcı siyasal iklim koşullarında iktidara gelebilecek olanda belli davranış kalıpları arıyorlar. O davranış kalıplarına sahip olan siyasi yapıya destek oluyorlar. Daha fazla karmaşa yaşamamaları için, ellerindekini koruyabilmeleri için, yarına dönük plan yapabilmeleri için bu gerekli.
Buna karşı siz ne yapıyorsunuz, insanlara ne umut veriyorsunuz?
Mevcut olanda ne gibi bir değişiklik ön görüyorsunuz? Bu değişikliğin insanların hayatını cehenneme dönüştürmeyeceğinin bir garantisi var mı? İnsanları gelecek için heyecanlandıracak vizyon, misyon ve heyecan sizde var mı? Dün büyük günahkâr ilan edilip içeri atılanın bu gün büyük kahraman olarak dışarı çıktığı bu ülkede; siz bu kadar dağınık ve perişan bir görüntü sergilerken ileride hesabını soracağınız bir yolsuzluk için insanlar güvenip de sizin arkanızdan niye gelsin?
Burada sorunlu olan, sorumlu olan kim, size oy vermeyen insanlar mı?
Bazı siyasi partiler için bir kazanımdan söz edilebilir belki, ama bu günübirlik bir kazınımdır sonuçta. Bu gün için kazandıranın, yarın için kaybettirmeyeceği ne malum. Türkiye’nin kaybettiği bir sürecin kazananı olmaz, bu böyle biline.
Peki, kazandığımız hiç bir şey yok mu? Bu seçim sürecinde geleceğe umut ile bakmamızı sağlayacak hiç güzellik yaşanmadı mı? Yaşanmaz olur mu, yaşandı.
Bu seçimlerde bir sürü genç kadın, muhtarlığa, belediye meclislerine, belediye başkanlıklarına aday oldu. Hangi partiden olursa olsun erkek egemen siyasete değen bu kadın eli beni heyecanlandırdı.
Bir de İstanbul’da “gezi parkı” deneyimi içinden bir grup genç çıktı, etrafına yirmi beş bin insan topladı. Sandıklarda yapılmak istenen Ali Cengiz oyunlarına el koydular. Etkili de oldular. Ankara’da laptopunu kapan mağdur olduğunu düşündüğü partiye koştu. Siyasal yaşamda böyle bir olaya ilk kez tanık olduk. Gençler yerel seçimde sandıklara sahip çıktılar.
Enseyi karartmaya lüzum yok, bugün bu gençler sandığa sahip çıkmasını bildilerse yarın Türkiye’ye sahip çıkmasını da bilirler. İşte aradığımız umut, tam da burada.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024