Ali Türer
Sanıyorum 70’lerin sonuydu tanınmış bir sendikacı girdiği polemikte kinayede bulunmak için bir hikâye anlattı. Pazarda alışveriş sırasında bir vatandaş keklik satıldığını görür, satıcıya sorar: “Kaça keklikler?”. Satıcı “bu 50 lira” der, “bu ise 1000 lira”. Vatandaş merak eder “neden bu diğerinden o kadar pahalı?”. Pazarcı yanıtlar: “bunu keser yersin, ama diğeri özeldir. Kekliklerin bol olduğu bir yere bağlarsın, öter, öyle öter ki ötüşüne diğer keklikler gelirler, sen de dilediğin kadar avlarsın”.
Sonra bu sendikacı, yöneticisi olduğu konfederasyonda, daha sonra atıldığı siyasete öyle işler yaptı ki, yaptıkları anlattığı hikâyedeki kekliğin üstlendiği role öylesine benziyordu ki; arkadaşları adına “keklik” koydular.
Bugün HDP’nin sahip çıktığı “Türkiyelileşme” projesinin mimarı aslında Erdal İnönü’dür. Sayın İnönü büyük öngörü ve özveriyle Türkiye’de demokratik siyasette bölünmenin önüne geçmek istedi. Kasım 1991 erken genel seçimlerde Halkın Emek Partisi (HEP) üyesi 18 milletvekili Erdal İnönü’nün çabalarıyla SHP listelerinden meclise girdi. O gün o proje başarılı olsaydı büyük olasılıkla bugünler farklı yaşanacaktı.
Leyla Zana ve Hadip Dicle’nin yol açtığı yemin krizinin ardından Kandil savaş başlattı. HEP milletvekilleri SHP’den ayrıldılar. Bu ayrılmada “keklik” namıyla ün yapan eski sendikacının da önemli rolü oldu. Ardından HEP milletvekilleri meclis merdivenlerinde tekme tokat tutuklandılar. Jitem işe karıştı, cadı avı başladı, Hizbullah hortladı, faili meçhuller yaşandı.
Türkiye’nin siyasi tarihi kimlik savaşları tarihidir. Keklikler, bu savaşta etik kirlenmenin hem göstergesi hem müsebbibi oldular. 2010’dan bu yana “keklik” sayısında belirgin bir artış oldu. Kürt kökenli, Türk kökenli keklikler, dinciler, liberaller, soldan gelenler, sağdan gelenler, eski Marksistler; köşe kadılıları, olay yöneticileri (moderatör), milletvekili, oldular.
Aslında bu keklikleri de kendi içlerinde bir tasnife tabi tutmak lazım!
Kimileri var iyi yağdanlık, iyi örnek olsun diye olaya dâhil edilmişlerdir. Yaratıcılıkları sınırlıdır. Bütün maharetleri her devirde güçlü olana yamanabilme ve rüzgârın ne zaman yön değiştireceğini kestirebilme özelliklerinden gelir. Sınırlı yaratıcılıkları, sınırsız lafazanlıkları ile her devirde ayakta kalmayı başarmışlardır.
Kimi de son derece bilinçli, rolüne özel olarak hazırlanmış, parlatılmış, tetikçi haline gelmiş, ya da getirilmiştir. Önce müdürlük, genel müdürlük hatta valilik gibi belli görevlerde denenirler. Başarılı olurlarsa sonra kilit kurumların ve durumların başına getirilirler.
Kimi geçmişte büyük acılar çekmiştir, en yakınlarının katline tanıklık etmiştir. Ama huzuru güçlü olana payanda olmada bulmuştur. Güney Doğuda insanları sokağa çıkamaz, çocuklar ölür, evler taranır, ormanlar yanarken o çektiği acıların sermayesi ile köşesinde HDP’yi Sarayla iyi geçinmeye çağırır.
Kimi önce karşının kekliği olarak isim yapmıştır. Mesela dini duyarlığı yüzünden CHP’de milletvekilliği kapmıştır. Sonra farkına varır ki burada kendisine ikbal yok, alelacele kendini kullandırabileceği asıl partiye kapağı atar. Geçmişte verdiği fetvaların tam tersi “Hz Muhammet bugün sağ olsa” fetvaları vermeye başlar.
Üstlendiği sert kimlik politikasıyla muhalefet içinde gönüllü keklik rolüne soyunmuş bir de partimiz var. 7 Haziran seçimlerinden sonra damarlarında akan kanın sesine kulak verdi, demediğini bırakmadığı siyasetin, siyaseti kontrol etmesinin önünü açtı. Bu dünya etme bulma dünyası, siz bir ihanet yolu atçıysanız o yoldan pekâlâ bir gün eski Başbuğun oğlu da gider, size de ihanet eder.
7 Haziran seçimlerinde HDP 80 milletvekili ile meclise girdi. Sorunların demokrasi içinde çözülme umudu bir kez daha güçlendi. Ama Saray bir kez öfkelenmişti, Kandil gelişmeyi kendisi için tehlikeli görmüştü. Seçimlerde 400 milletvekili vermeyen seçmen cezalandırılmalı, “Seni Başkan yaptırmayacağız” diyen parti bedel ödemeliydi. Cezalandırmanın şiddetine bağlı olarak güçlü olana biat sağlanacak; Kandil de ayrıcalıklarını sürdürecekti.
Güney Doğu yangın yerine döndü, 90’lı yıllara rahmet okutacak cadı avı da arkasından başladı. Pekâlâ, helikopterle taşınabilecekken askerler PKK’nın kontrolü altında tuttuğu vadiden geçirildi. Keklik haberi aldı, ama ne hikmetse 300-400 gerillayla pusu kurulduğundan istihbaratın haberi olmadı. O gün on altı asker katledildi; ertesi gün aynı yöntemle bir o kadar da polis. Murat edilen gerçekleşmiş, milliyetçi duygular coşmuş, tavan yapmıştı. Sokaklarda Kürt avına çıkılacak, ülkenin dört bir yanında HDP binaları talan edilecekti. Bir kez daha amaç hâsıl olmuş, demokratik siyaset şiddetle terbiye edilmiş, iki ay sonra gidilecek “kontrollü” seçimin yolu açılmıştı. Birileri alınan sonuçtan herhalde oldukça memnundur.
Keklikler Türkiye’de kimlik savaşlarında hep özel yer işgal ede geldiler. Fakat hiçbir dönemde oynadıkları rol bugünkü kadar uğursuz olmadı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024