Ali Türer
Akıl nasıl tutulur?
Eğitim programlarından evrim kuramını çıkarıp yerine yaratılış kuramını koyarsın, çocukların eline de hadis kitaplarını tutuşturursun, akıl tutulur. Bu programı 15 yıl daha sürdür, al sana hem kindar hem de dindar bir nesil!
Bu nesille sonra nereye gidersin orası karanlık.
Asıl vahim olanı görmez de programlardan “Atatürkçülük” konularından bazıları çıkarılıyor diye feryat ediyorsan senin de aklın tutulmuştur.
Akıl başka nasıl tutulur?
Düşünce ile eylem arasındaki farkı ortadan kaldırırsan ya da silikleştirirsen; karşıt düşünceyi “teröre destek oluyor” diye içeri tıkarsan akıl tutulur. Sen cinlik yaptığını sanabilirsin, ama sadece onun ki değil giderek seninki de tutulur, çünkü beslenebileceğin bir akıl kalmaz ortada.
Sözcüklere kafana göre yeni anlamlar yükler ya da sözcüklere gücünden öte bir ağırlık verirsen akıl yine tutulur. Hukuk, adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi, vicdan, kardeşlik gibi kavramlara davanın gölgesini düşürür, bu kavramları siyasallaştırır araçsallaştırırsan, insansızlaştırırsan akıl tutulur.
Şiddetin, terörün ve baskının ipleri elde tutma aracı olarak kullanıldığı yerde, dava uğruna şehit düşmenin özendirildiği, yaşam yerine ölümün meşrulaştırıldığı, teröristin de devleti yönetenin de dava için, din için, millet için insana kendini feda etmesini önerdiği yerde akıl sağlıklı işlemez, işleyemez.
“İnsan kendi çıkarını gözetir, kendisi için neyin iyi olduğunu bilir” öyle mi? Peki, bunu nerede, nasıl öğrenecek o insan? Akıl yürütmek için gerekli bilgiye nasıl ulaşacak? Bilgi edinme yollarını, kanallarını nerede bulacak?
Eğitim dogmalara dayalı sürdürülür, iletişim kanalları kontrol altında tutulur, öteki basını susturulur, farklı düşünen içeri atılırsa; yargıcı, savcısı tarafsızlığını, bağımsızlığını yitirmişse, hukuk araçsallaşmışsa nasıl olacak bu iş. Buradan kamuoyunda “sağduyu” gelişir de “ortak akıl” ortaya çıkar mı? Ortaya çıkana “demokrasi” denir mi?
Tek adam yönetimine yol açacak değişiklik meclisten geçince, toplumun yarısından bir fazlası tarafından da kabul edilince bu demokrasinin zaferi mi olur?
Peki ya diğerleri, ağır basan iradeye zorla boyun eğmek zorunda kalan yaşam biçimleri ne olacak, onların gidecek bir yeri var mı? Farklı olanın kendini ifade edemediği, düşüncesinin, enerjisinin hesaba katılmadığı yerde demokrasi aramak akıl tutulması değilse nedir?
Demokrasi kavramını çoğunluğun kararına indirgeyen de, “tek kılavuz deney olmalı, akıl bizi yanlış yola çekebilir” diyen de akıl tutulması içinde değil midir? “Göklerden gelen bir karar vardır” sloganının peşine takılan bir topluluğun aklını kullandığı söylenebilir mi?
Akıl ancak, doğru yaşama yolunu, nesnelerin gerçek doğasını keşfetmek için sahip olduğu bilgi ile deneyimi kullanılabildiğinde işlevini yerine getirme fırsatını bulur.
Bunu da ancak bir uzlaşma arayışı içinde gerçekleşebilir.
Akıl kendini baskı altında hissetmiyorsa, özgür ve tarafsız işleyebiliyorsa, yürütücü kontrol kendi elindeyse, vicdanın sesine kulak verebiliyorsa, doğruyu karşıt düşüncede de arayabilme olgunluğunu gösterebiliyorsa, sorgulamayı, şüpheciliği (kendisi dâhil) elden bırakmıyorsa, yeterli kanıt bulana kadar kararı erteleyebiliyorsa, sabırlı ve titiz işliyorsa ancak o zaman doğru yolu bulma fırsatı bulabilir.
Ayrıca doğruyu yaşamın içinde sürekli sınamayı da elden bırakmaması gerekir.
Oy çokluğu çıkış yolunu da gösterebilir, aklı esir de alabilir.
Akıl bir kez tutulmaya görsün, artık aklı tutulana da, aklı elinde tutana da bir iyilik, hayır getirmez. Gözüne at gözlüğü takılmış dolap beygiri gibi olduğun yerde bir süre döner durursun. Sonuç mutlaka çöküntüdür.
Akıl ancak demokrasi içinde, laiklik gözetiminde ve hoşgörü ile uzlaşma eşliğinde yeşerir. Üretici yaratıcı yönünü ancak böyle gösterebilir. Böyle bir aklın getirisi, kuşkusuz yüksektir.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024