Ali Türer
16 Mart bu ülkede öğretmen okullarının ilk kurulduğu tarihtir. İlk öğretmen okulu 16 Mart 1848’de Darülmuallimin-i Rüşti adıyla kuruldu. Mesleki kimlik algısı gelişmemiş bir toplum olduğumuzdan bu günü hatırlayan çıkmadı.
Mesleki duyarlılıkla değil dini duyarlılıkları ile hareket ettikleri için Hükümet edenlerden bir beklentimiz yoktu. Mesleki eğitimin önünü açma bahanesi ile Sünni eğitimi on yaşına çekmenin derdindeler. Çocukları daha ergenlik dönemine girmeden, henüz değer yargıları kendine göre oluşmaya başlamadan dindar aileler yardımıyla kontrol altına alabilsinler ki AKP’nin siyasi geleceği güvence altına alınabilsin. Bütün dertleri bu. Ama hiç değilse sendikalar hatırlayabilirdi. Onlardan da hatırlayan çıkmadı.
Neden öğretmenler günü 16 Mart’da değil de; 24 Kasım da kutlanır. Mustafa Kemal’in Millet Mekteplerinin “Başöğretmeni” olmayı kabul ettiği 24 Kasım 1928’in öğretmenler günü olarak kutlanmaya başlanması 12 Eylül Darbesi’nden hemen sonradır (1981). Bu, bağımsız öğretmen hareketini zayıflatma, öğretmenlerin hareketlerini kontrol altına alma amacıyla dayatılan bir şeydi. Aynı zamanda bu, öğretmenin sistem içinde mesleki kimliği ile değil, “Atatürk ilkeleri, Atatürk milliyetçiliği” temelinde “tek tip insan yetiştiricisi” olarak devlet memuru kimliğiyle tanımladığının somut bir göstergesiydi. 12 Eylül darbesiyle örgütü kapatılan, kanadı kolu kırılan öğretmen hareketi bu dayatmaya karşı çok fazla direnemedi. Kabullendi.
Bu gün 16 Mart’ı ne hatırlayan var ne de hatırlatan. Öğretmenlik mesleği açısından yüz kızartıcı bir durum. Merak ederim Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” dediği gün neden sağlık çalışanları günü olarak ilan edilmez. Herhalde akla gelmediği için.
Devleti yöneten elit, demokratik hak aramaları, kitlesel talepleri; varlığını borçlu olduğu siyasi birliği tehdit eden bir güç olarak görüldü hep. Çünkü kendi dışından geliyordu. Rakiplerinin elini güçlendirebilirdi. Bu yüzden zaten sorunlu olan öğretmen hareketini zayıflatmak için elden gelen ne varsa yapıldı. 24 Kasım’ın öğretmenler günü kabul edilmesini de o günlerdeki siyasi elit’in bir savunma mekanizması olarak görmek yanlış olmaz.
Peki ama bu ülkenin öğretmenleri demokratik, güçlü, birleşik bir örgütlenmeyi neden bir türlü başaramadılar? Asıl sorgulanması gereken bence budur.
Öğretmenlerimizi de devlet için insan yetiştirmek üzere, devlet memuru olarak yetiştirdiğimiz için olmasın. Bu yüzden var oluşlarını borçlu oldukları devletin nasıl daha iyi yönetilmesi gerektiğine ilişkin düşünceleri ile kümelendiler hep. Hep geçmişte yaptıkları siyasi eylemleriyle öğündüler. Demokratik, mesleki kazanımların hükümet edenlerin insafına bağlı olmasının da; kolayca geri alınabilmesinin de, mesleki statüdeki gerilemenin nedeni bence budur.
Demokratik öğretmen hareketi üzerinde şekilleneceği, geleceği “ortak paydaları” bir türlü oluşturulamadı. Bunun yerine her siyasi bir araya geliş, kendi kutsal mabedini yarattı.
Önce bir birine güvenen üç beş kişi arasında temel politikaların belirlendiği sığınaklar oluşturulacak. Sonra bu sığınaklarda oluşturulacak politikalara biat edecek belirli bir kitle yaratılmaya çalışılacak. O kitleye dayanarak planlanan vurgunlarla örgütsel yapı içinde belirli bir konum elde edilmeye çalışılacak. Diğer sığınaklar içinde bağlaşıklar aranacak. Birileriyle ortak politikalar yürütülmeye çalışırken; öte yandan düşmanlarla amansız bir mücadele içinde olunacak. Bütün bu ilişkiler içinde güç yettiği oranda örgütün politikası belirlenmiş olacak. Ortaya çıkan ideal “demokratik örgüt” modeli bu!
Herkes sığınağında mutlu, mücadeleci, kararlı, tavizsiz, kahraman, ilkeli, onurlu… Atılsın sloganlar, yapılsın basın toplantıları, eylemler. Birkaç önemli çıkış dışında daha çok küçük, etkisiz, geniş kitlelere umut vermekten çok, umut kıran; eylem düşkünü birkaç aktivisti mutlu etmeye dönük yürek yoran işler. Kendine siyasi rol biçen örgüt üyesini tatmin ediyor mu ediyor, hareket ihtiyacını gideriyor mu, gideriyor. Bir yanda örgütler küçülür, etkisizleşirken; öte yandan öğretmenlik hükümetin insafına kalmış; öğretmenin toplum içindeki saygınlığı gerilemiş, öğretmenlik ayağa düşmüş, ne gam.
Çeşitli siyasal yapıların öğretmen hareketi içindeki kollarının koorperatif biçimde bir araya gelmesi biçiminde oluşmuş model örgütlenmelerle Türkiye’de demokratik öğretmen hareketi güçlenemez. Bu koşullarda öğretmen başı dik dolaşamaz.
Fakat demokratik öğretmen hareketi de dahil, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların sağlıklı bir biçimde oluşmamasının; toplumumuzun içinden geçtiği modernleşme sürecinin kendine özgü koşullarından kaynaklanan kültürel nedenleri var. Bunu görmek gerekir.
Eğitiminizi mesleki kimlik sahibi birey yetiştirme temelinde değil de; siyasi birliği ayakta tutacak elit devşirme temelinde örgütlerseniz; ortaya böyle kendini siyaseten tanımlayan devlet için adamlar çıkar. Türkiye’de sivil toplum örgütü olma iddiasıyla ortaya çıkan örgütlenmelerin çoğu, mesleki temelde oluşan değil; o alanda siyaseten bir araya gelenleri temsil eden örgütlerdir. Bu nedenle hemen hepsi birer siyasi parti gibi davranırlar. Temsil ettikleri insanların, mesleki, ekonomik, eğitimsel ihtiyaçlarıyla; mesleklerin onurunu, statüsünü yükseltmekle daha az; siyasi mücadeleyle daha fazla ilgilenirler. Kendi aralarında siyasal arenadaki partiler arasında gözlenen rekabete eş değer sert bir rekabet, bir mücadele yaşanır. Türk-iş ve DİSK gibi konfederasyonların başına geçmiş her isim daha sonra milletvekili olmuştur. Bütün bunları kurtarıcı yetiştirmeye, tek tip insan yetiştirmeye dönük eğitim anlayışının somut ürünleri olarak görmek gerekir.
Türkiye demokratik öğretmen hareketi bizce bugün üç temel kaldıraç üzerinde yükselecek ortak payda ile kendini yeniden ifade edebilirse, kendine özgü moral dayanakları bulabilir, kitleselleşebilir. Bunlar: Ana dilde eğitim, Laik eğitim, Demokratik Eğitimdir.
Demokratik öğretmen hareketi Batı Trakya’da da olsa Güney Doğu Anadolu’da da olsa, örgütü kapatılma tehdidi altında da olsa, talep edilen yerde anadilde eğitimi savunmalıdır. Çünkü bu, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine, Çocuk Hakları Sözleşmesine bağlılığın da, demokrat olmanın da, eğitimci olmanın da olmazsa olmaz koşuludur. Bundan taviz verilemez. Bu örgütsel bir araya gelişin olmazsa olmaz koşullarından biridir. Ayrıca bu, yaygın muhafazakar kaygıların tersine halkı birbirine düşürmez. Tam tersi anadilde eğitim, birbirinin kültürel haklarına saygı duyma yoluyla halklar arasındaki güvensizliği gidermenin; ülkede birliği beraberliği, huzuru sağlamanın; nihayet ulusal birliği güçlendirmenin biricik yoludur, politikasıdır.
Bir araya gelişin olmazsa olmaz ölçütlerinden bir diğeri ise “Laik eğitim” olmalıdır. Din derslerinin zorunlu olmasına karşı durmak, herkesin inancını dilediği gibi yaşamasına, inancına özgürce sahip çıkmasına, inancını savunma hakkına saygı duymak anlamına gelir. İnanç özgürlüğünün laiklik yoluyla güvence altına alınmasını istemek, her demokrat öğretmenin görevi olmalıdır.
Eğitimin demokratik olmasını savunmak da demokrat öğretmen olmanın bir başka olmazsa olmazıdır. Demokrat öğretmen her türlü “tek tip insan yetiştirme” projesine karşı çıkmak durumundadır. Milli eğitim yasasında yer alan “Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasî ve ideolojik telkinler yapılmasına” eğitim sisteminde asla izin verilmeyeceği anlayışına da, toplum içinde kin tohumları eken milliyetçi, dini içeriğe de karşı çıkmak durumundadır.
Siyaset ve ideoloji, örgüt içinde bir araya gelişin temelinde yatan belirleyici öğeler olmaktan çıkmalıdır. Öğretmen hareketi “eğitimin kalitesini yükseltmek” ve “üyelerinin ekonomik, demokratik haklarını korumak” zemininde kalmaya özen göstermelidir. Ancak eğitimi temel eksen yapar, eğitim ile ilgili sorunların çözümüne müdahil olan, program geliştirmede inisiyatif alan bir yaklaşım içinde olursa; üyelerinin statülerini yükseltmeyi ekonomik, hukuki sorunlarına çözüm aramayı temel alan bir hareket tarzını benimserse ülkeye damgasını vuran genel ve birleşik bir öğretmen hareketi olma yolunda ilerleyebilir.
Gerçekten bağımsız, sivil demokratik bir öğretmen hareketinin ortaya çıkması tümüyle geleneksel ideolojik yapı ile dayatılan eğitim anlayışının öğretmelere biçtiği rolün dışına çıkılabilmesi ile mümkündür. Bu öğretmen hareketinin çağdaşlaşma, başka bir deyişle normalleşme yoludur. Bu yapılabildiğinde devletin demokratik yeniden yapılanması, çağdaşlaşması, normalleşmesi yolunda da öncülük yapılmış olacaktır.
Gelecek sene 16 Mart’ı umarım bir hatırlayanımız çıkar.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024