Ali Türer
Geçen hafta, Türkiye 12 Eylüle doğru giderken öğretmen yetiştirmede yaşanan çürümeyi konuştuk. Bu hafta Necati Eğitim Enstitüsü’nde 12 Eylül darbesini takip eden günlerde neler yaşandı, sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.
12 Eylül 1980 darbesi ile Sıkıyönetim Komutanlığı Necatibey Yüksek Öğretmen Okulu’na el koyar. 12 Eylül Necati Eğitim Enstitüsü’nü sınav döneminde yakalamıştır. O gün sınav için gelen öğretmen ve öğrenciler, sokağa çıkma yasağı yüzünden evlerine yollanılırlar.
Darbenin hemen ardından Necati Yüksek Öğretmen Okulu’nun başına daha sonra Korgeneral olarak Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığına kadar yükselecek, 2004 yılında emekliye ayrılacak Hava Kurmay Kıdemli Binbaşı Osman Nuri Solakoğlu gelecekti.
Solakoğlu okul yönetimini 15 Eylülde toplantıya çağırdı. Toplantıya eski okul müdürü Cahit Acar “müdür müşaviri” sıfatı ile katılacak, toplantı tutanağını Solakoğlu imzalayacaktı.
İlk toplantının gündeminde yapılamayan güz dönemi sınavları vardı. Toplantıda sınavların 20 Eylül 1980 Cumartesi saat 10’da yapılması kararı çıktı. Bütün öğretmenler soru hazırlamak için o gün sabah sekizde okulda hazır bulunacaklardı. Her sınav kurulunu oluşturan öğretmeler soruları birlikte hazırlayacaklar, sınav sonrasında da kâğıtları yine birlikte okuyacaklardı. Sınavlar şöyle yapılacaktı:
1. Sınav komisyonunda görevli öğretmenler komisyon odalarında saat sekizde hazır bulunacaklardır.
2. Komisyon çalışmasının başlama saatinden sonra komisyon odasına giriş çıkış yasaktır.
3. Sınavda cevap kâğıdını kullanırken öğrenciler, isim yazacakları bölgenin arkasındaki yerleri boş bırakacaklardır.
4. Cevap kâğıtları sınav sonunda, değerlendirilmeden önce, kâğıtlarda öğrenci isimlerinin olduğu yerler kesilecektir. Cevap kâğıtlarının okunması, cevap kâğıtları ve isimlerin bulunduğu parçalar kodlandıktan sonra yapılacaktır.
5. Başörtülü kız öğrenciler başörtüleri ile sınav salonuna alınmayacaktır.
6. İmtihan kâğıtları sınavın yapıldığı günden sonraki gün komisyon üyeleri tarafından birlikte okunacaktır.
7. İmtihan kâğıtları 9.00-12.00 saatleri arasında okunacak ve sonuç bir sirküler ile öğrencilere duyurulacaktır.
8. Komisyon odasına müdür Solakoğlu ve müdür müşaviri Cahit Acar’dan başkası giremez.
9. Sınav salonlarını bölüm şefleri denetler.
10. Bölüm Şefleri ve Müdür Yardımcısı sınav komisyonunda görevliyse, sınav salonlarında öğrencilerin başında aynı bölümden belirlenmiş öğretmenler duracaktır, öğretmenleri müdür müşaviri görevlendirecektir.
11. Bölüm şeflerine görev kâğıtları müdürlükçe verilecektir.
12. Öğrenciler sınavda soruların anlamadıkları kısımlarını yüksek sesle soracaklar, salonda görevli öğretmen, bütün öğrencilerin duyabileceği şekilde açıklama yapacaktır.
13. Bütün sınavlarda öğrenciler sadece kurşun kalem kullanacaktır, aksi hareket eden öğrenci kopya çekmiş sayılacaktır.
14. 3 yıllık öğrencilerin kış dönemi sınav programları Bölüm Şefleri tarafından hazırlanıp ilan edilecektir.
15. Kurulda alınan kararların ilgililere duyurulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. (15 Eylül 1980)
Her halde bir sınav, bu kadar “disiplinli” yapılır. Emir böyleydi, böyle olmasına da birlikte soru hazırlayacaksın, sonra bütün kağıtların öğrenci isimlerinin bulunduğu bölümü keseceksin, kotlayacaksın, kağıtları hep birlikte okuyacak sonra kesilen öğrenci adları ile birleştireceksin. 4500-5000 öğrencinin girdiği sınavlarda, kağıtların okunması ne kadar sürer siz düşünün.
Nitekim sınavda görev alan öğretmenlerin anlattıklarına bakılırsa, bir süre sonra kağıtların okuması için getirilen kurallar sulanmaya başlamış, emirler aynı kalmış, ama hocalar, işi bildikleri gibi sonuçlandırmışlardır.
Okul yönetiminin bir sonraki toplantısı kılık kıyafet durumlarıyla, bir de okula giriş çıkışların nasıl olacağı ile ilgilidir. Askerlerin en küçük disiplinsizliğe, lakayt tutuma seyirci kalacak halleri yoktur. Öğretmenlerin saç ve sakalları uzun olmayacak, sade olacak, kızlar aşırı makyaj yapmayacak, okulda öğrencilerin kimlik kartları yakalarında asılı olacak, öğretmenler ziyaretçilerini öğretmen odasında, öğrenciler ziyaretçilerini konferans salonu giriş kısmında kabul edeceklerdir.
Yönetim kurulunda alınan 24. Eylül 1980 tarihli 4. karar ise sınıfta derslerin nasıl işleneceği ile üniversite sınavlarından gelen yeni öğrencilerin bölümlere nasıl dağıtılacağı ile ilgiliydi. O yıllarda öğrenciler, üniversite sınavı sonuçlarına göre geniş alan yaklaşımı içinde FKB ve Sosyal Bilgiler bölümlerini kazanıp geliyorlardı. Sosyalcilerin öncelikle Tarihçi mi, Coğrafyacı mı, FKB bölümünü kazanlarının öncelikle Biyolojici, Kimyacı, Fizikçi mi olacaklarına okulda karar veriliyordu. Askeri sıkıyönetim koşullarında da kimin hangi alanda istihdam edileceğine öğrencinin ilgisine, ihtiyacına bakarak karar verilecek değildi herhalde. Okul sorunu şöyle çözdü:
- Dersler, 90’ar dakikalık 4 blok biçiminde ikisi sabahtan, ikisi öğleden sonra olacak şekilde işlenmek zorundadır. (Doksan dakikalık derse öğretmen ve öğrenci nasıl dayandı dersiniz?)
- Sosyal Bilgiler bölümüne kayıt yaptıran öğrenciler 2/3’ü Tarih ağırlıklı Coğrafya, 1/3’ü ise Coğrafya ağırlıklı Tarih okuyacak biçimde sınıflara dağıtılacaklardır.
- FKB bölümüne kaydolan öğrenciler eşit sayıda, Fizik-Kimya ve Biyoloji sınıflarına yerleştirilecektir.
- Öğrencilerin bu alanlarda hangi sınıflarda okuyacakları kura ile belirlenecektir.
- Yerleştirme sonuçlandıktan sonra öğrenciler aralarında karşılıklı becayiş (değiştirme) yoluyla değişiklik yapabileceklerdir.
- Bakanlığın emri gereğince öğretmen çocuklarına %5 kontenjan ayrılmıştır. Bu öğrencilerin ön kayıt yapabilmesi için gerekli evrak bakanlıktan istenecektir.
İstediği alanda okuyamayan öğrenci becayiş ile bunu sağlayamadıysa artık şansına küsecekti çaresiz. Ya da en iyisi hangi alana yerleştiyse o alanı sevmeyi bilecekti, başka çaresi yoktu bunun.
12 Eylül 1980 devirmesinin ardından Yönetim Kurulu sekiz oturum yaptıktan sonra, onca iş içinde bir de Necatibey Yüksek Öğretmen Okulu ile ilgilenmek yük haline gelmiş olmalı ki Albay Solakoğlu, okulu yönetmeyi Hava Kıdemli Yüzbaşı Yıldırım Özalpman’a bırakır. Öğretmen yetiştirme, bu tarihi eğitim kurumunda artık vekâleten görevlendirilen bir yüzbaşı gözetiminde yapılmak zorundadır.
Okul Yönetiminin 75 Nolu kararı ise Askeri Yönetim altında okulda işlerin nasıl yürüyeceğini belirler:
- “Öğretmen ve öğrencilerin bakanlık, sıkıyönetim ve okul müdürü tarafından tebliğ edilen emir ve bildirilere aynen uymalarını sağlamakla görevli yetkililer gerekli titizliği göstermek zorundadırlar.
- Ege ordu ve İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Isparta, Denizli, Burdur, Muğla, Antalya, Balıkesir sıkıyönetim komutanlığının 19 numaralı bildirisini tüm öğretmen ve öğrenciler okuyacaktır.
- Her öğrenciden emir ve kararları duyduğuna dair imza alınacak, bu imza listelerini saklanmak ise müdür başyardımcısının görevi olacaktır. (17 Kasım 1980’de alınan karar)
İşte 12 Eylül koşullarında Necatibey Yüksek Öğretmen Okulunda eğitim öğretim bu koşullarda sürmüştür. Başörtüsü sorununun ilk tohumları, Atatürkçülüğün ve Laikliğin yeni yorumu uyarınca 12 Eylül Darbecileri tarafından ekilmiştir.
Resim, Yazı ve Sanat Tarihi derslerine giren okulun kadim öğretmenlerinden Cevdet Atmaca’nın Osman Nuri Solakoğlu ile ilgili bir anısı oldukça ilginçtir.
12 Eylül Darbesi olunca Cevdet Atmaca artık emekliliğini isteme vaktinin geldiğini düşünür. Ne de olsa bu kurumda 30 yıldır görev yapmaktadır. Oysa Solakoğlu’nun Cevdet Atmaca ile ilgili planları başkadır. Cevdet Atmaca’yı en eski deneyimli öğretmen olarak kendine müdür yardımcısı yapar. Atmaca’ya bir de özel görev verir. İstihbarat almıştır, 1978’den sonra öğrenciymiş gibi gelip, okulda ortalığı karıştıranlar vardır. Cevdet Atmaca dosyaları inceleyecek öğrenciymiş gibi yapan bu provokatörü, varsa onu koruyup kollayanı mutlaka bulacaktır, görevi budur.
Cevdet atmaca, öğrenci olarak kayıt olanlar ile sınava girmiş diploma almış öğrencilerin karşılaştırılması üzerinden titiz bir inceleme yapar. Gerçekten de 12 Eylül dönemi arifesinde Cahit Acar’ın Müdürlüğü sırasında, Bursa’dan gelmiş, okulun öğrencisi olmadığı halde derslere, sınavlara girmiş ve diploma almış Sağ görüşlü birini bulur. Osman Solakoğlu Cahit Acar’ı bu olayla ilgili mahkemeye verir. Fakat mahkeme uzar, hükümetler değişir, bir sonuç çıkmaz. Olay kapanır, ya da kapatılır.
Bu olayda sorulması gereken bazı sorular vardır: Solakoğlu okulda böyle bir provokatör olduğu bilgisini nereden, nasıl almıştır? Bu vatandaşı kim ne amaçla okula yerleştirmiştir? Bu “sözde” öğrencinin yaşanan olaylardaki payı var mıdır? 12 Eylül öncesi yaşananlara ışık tutacak böyle bir olayın üstü neden kapatılmıştır, madem üstü kapatılacaktıysa bu olay neden kurcalanmıştır? Bu sorulara doğru yanıtla alabilseydik 12 Eylüle nasıl gelindiği ile ilgili de bazı ipuçları bulabilirdik belki.
Askeri Yönetim 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren yönettiği okulu 1 Ocak 1981’de önce Bakanlık Müfettişi Saim Erdem’e bırakacak, beş ay sonra ise yerine asaleten 12 Eylül sonrası ilk müdür Süleymen Leylak, 1 Mayıs 1981’de okula atanacaktır.
KAYNAKLAR:
Necatibey Eğitim Fakültesi arşivi, Necatibey Yüksek Öğretmen Okulu Yönetim Kurulu Karar Defteri.
TANIKLIK:
Cevdet Atmaca, Resim-iş ve Sanat tarihi öğretmeni, Ressam, Şair
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024