Ali Türer
Avrupa Birliği aday ülke Türkiye için, son “ilerleme” raporunu yayınladı. Ağır eleştirileri var, fakat göçmen politikası ve terör ile mücadele konularında Türkiye’nin sırtı sıvazlanıyor. Galiba Huntington’un öngörüsünü biraz daha ciddiye alsak iyi olacak. AB kriterleri yerini kendini koruma kriterlerine bırakıyor gibi sanki Avrupa’da. Düşünme, hoşgörü, farklılıklara saygı (Atina ruhu) yerini aidiyet etrafında kendini korumaya mı (Sparta ruhuna) bırakıyor?
Türkiye’de, otoriterleşme ile gelen hukuksuzluk, askerileşme (militarizm), gelir adaletsizliği, yolsuzluk, seçim sistemi tahrifatı, muhalefeti, gazetecileri, basını abluka altına almalar Avrupa ülkelerini o kadar da çok rahatsız etmiyor gibi sanki. Fakat, “Yunanistan’a yan baktın” diye yaptırım uygulamayı düşünebiliyor. Hani AB, Türkiye’nin demokratikleşme yolculuğunda, geriye gitmeyi önleyici çıpaydı!
Azerbaycan ile Ermenistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ayrı ayrı başvurmuş, birbirlerini sivil halkı katletmekle suçlamışlar. AHİM ne yapmış: her iki başvuru için de ayrı ayrı “sivillere saldırmaktan vazgeç” tavsiye kararı almış. On iki gün birbirini boğazladıktan sonra Putin iki ülkenin dış işleri bakanlarını Moskova’ya çağırdı, oturumdan ateşkes çıkıverdi. Bu iş bu kadar da kolaymış.
Biliyorsunuz yeni normalde, EBA eğitim hayatımızın önemli bileşeni oldu artık. Fakat kapasitesi yeni artırımla bir milyon öğrenci ile sınırlıymış. Sınır aşılınca da çökmüş. Bu da bakanı pek memnun etti, biliyorsunuz, tuhaf bir durum.
Malum pandemi içindeyiz. Sağlık Bakanlığı 82 milyonluk ülkede Covit bulaşanları, bulaştıranları tespit etmek için kabaca her gün 100 bin test yapıyor. Testi pozitif çıkan hasta değilmiş, yeni öğrendik. Pek bir rahatladık. Açıklamanın kendisi değil aslında, bakanın bu açıklamayla kamuoyunu rahatlatacağını düşünmesi tuhaf.
Ekonomide pik yapıyoruz malum. Aldığımız borçları çevirmek için dışarıdan yüzde 6 faizle borçlanıyoruz dolarla. Amerika 0,6 ile borçlanıyormuş. Berat Bey’i dinleyince, bunun iyi bir şey olduğunu kabul edip, Amerika’ya “beter ol” demek geliyor insanın içinden, tuhaf.
Peki, “acıyı bal” eyleme önerisi ile halkımız kendine gelirken, yüksek faizle toplanan paralar nerelere harcanıyor dersiniz? İdlip’te, Libya’da, Suriye’nin kuzeyinde asker besliyoruz. Akdeniz de racon kesiyor, Kaplan Pençesi, Kartal Pençesi operasyonları yapıyoruz. Azerbaycan’a insansız hava araçları (İHA) veriyoruz. Bir de sarayın gün geçtikçe artan ihtiyaçları ile Sayıştay raporunda söz edilen kara delikler var.
Fakat geçen hafta Kuzey Kıbrıs’ta Maraş’ı açmayaydık, S 400’leri test için Sinop’a yollamayaydık iyiydi. Pek zamansız ve yersiz oldu bu, dolar yedi doksan üçü görüverdi. Madem işler pamuk ipliğine bağlı, neyine güvenip mantar toplamaya çıktın, demek geliyor insanın içinden ya, neyse.
Milliyetçi, Muhafazakâr ve dahi Ulusalcı muhalefetimiz sağ olsunlar, yerli ve milli duruş adına dış ilişkilerde iktidara her türlü desteği veriyorlar, takdir edilmeli bence.
Cumhurbaşkanı sopayı dışarıya gösterince destekleyeceksin, içeride kullanınca eleştireceksin, nereden baksan tuhaf bir durum.
“Bu ekonomiyi kim kurtarır” diye soruyor anketör, halkımızın yüzde otuz üçü ile yüzde otuz beşi “Erdoğan” diye cevap veriyor. Babacan bile Kılıçdaroğlu’ndan iki puan önde çıkmış. Bu işte bir tuhaflık yok mu sizce de.
Muhalefet seçim bekliyor! İstanbul seçimlerinde yaşananlar, HDP’nin son başına gelenler ortada. Muhalefet normal bir seçim süreci yaşayacağını sanıyor galiba? Meclis tıkır tıkır işliyor ya..
Solcular, Sosyalistler mi, ha onlar kendi dünyalarında, nostaljik takılıyorlar henüz. Yaşadıklarından alabildiğine şaşkın, hayallerinin boşa çıkmasından kızgın ve öfkeli, kendilerini dışlanmış hissettikleri
için de bir o kadar üzgün ve ümitsizler. Anıların gölgesinde, yaşadıkları karabasanın üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Devrim dediler olmadı, proletarya seslerini duymadı, bireysel mülkiyet karşısına toplumsal mülkiyeti koydular, o da yeni diktatörler yarattı. Ne eskisi gibi olabiliyor, ne de ayak bağlarından kurtulabiliyorlar, böyle olunca bildik jargon içinde avare kasnak gibi boşa dönüp duruyorlar.
Cumhur İttifakı’nın Başkanlık Rejiminin karşısına, milliyetçi, muhafazakâr, ulusalcı muhalefet Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi koyuyor. Bu tanımlamadaki “güçlendirilmiş” lafı, sistemi buraya taşıyanın kendileri olduğunun bir çeşit itirafı gibi aslında. Fakat Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile tam olarak ne kastediliyor, orası pek belli değil.
Araştırmacı Bekir Ağırdır yeni kitabı, Hikâyesini Arayan Gelecek’te bu iki seçeneğin karşısına Katılımcı Demokrasi’yi koyuyor. Sol buna kulak vermeli bence! Katılımcı Demokrasi aşağıdan yukarıya (yerelden merkeze doğru) nasıl kurulur, bunun üzerinde düşünmeli.
Uzunca bir süredir benim de kafamı meşgul ediyor bu. Buradan yeni bir gelecek projesi geliştirilebilir. Ortaklaşmaya dayalı, yeni üretim ilişkileri buradan, kapitalizm bu yoldan aşılabilir.
Yoksa ne mi olur: Tıpkı dünyada doğayı yok edenlerin, çevreciliği tatlı kâr alanı haline getirmelerinde olduğu gibi, Türkiye’deki yıkımın müsebbipleri de yaşanan karmaşayı fırsata çevirir, sahte umut olarak karışınıza dikiliverirler. Olmaz demeyin, olur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024