Ali Türer
Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları Batı modernleşmesine yön veren düşünsel zenginlikten nasıl etkilendiler, bunun eğitim üzerindeki sonuçları ne oldu? Bugün konumuz bu.
Şerif Mardin Türkiye’de Batı siyasal düşüncesinden etkilenmenin, Batının ünlü siyasal düşünürlerinin eserleri yoluyla olmadığını, kamu idaresikuramcıları içinden çıkan17.-18. Yüzyıllarda ekonomiye devlet müdahalesi yolu ile Alman birliğini sağlamayı hedeflemiş “Aydın Despotizmi“ (Kameralizm) yoluyla olduğunu belirtir.
Hilmi Ziya Ülken ise, modernleşme döneminin ilk siyasi liderlerinden Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın o dönemde yaygın olan Romantizmden değil de, bu akıma yabancıIşık Felsefesi’nden (Lumiére) etkilenmiş olmalarını anlamlı bulur.
Bu akımın temsilcilerinden Condorcet’e göre ilerleme, ancak bilim ve teknolojiye inanmışaydınlar eliyle sürdürülebilir. Din, aydınlanmanın en büyük düşmanı, bilim ise kahramanıdır. Topluma inanç, Tanrı inancının yerini almalı, insanın milletine hizmeti Tanrı’ya hizmet olarak değerlendirilmelidir. Condorcet’e göre halk, cahildir, sonuçta ilkel ve pasif maddeden ibarettir. Aydınlar eliyle, yukarıdan aşağıya zihni kültür ile ona istenen şekil ve kimlik verilidir.
O dönemde “Ulema” her yeniliğe baş kaldırıyordu malum, o yüzden bu düşünceler ilaç gibi gelmiş olmalı Namık Kemal ile Ziya Paşa’ya.
Osmanlı-Türk düşün hareketi üzerinde etkili olmuşen önemli felsefe kuşkusuz Pozitivizmdir. Bu felsefenin kurucusu Auguste Comte’un, Condorcet’ten etkilenen isimlerden olduğunu da hatırlatalım.
PozitivizminOsmanlılardan Jön Türker’e, sonra Kemalist düşünceye yaygınlaşmasında, 1874’den 1910’a kadar Tıbbiyede ders vermiş Şakir Paşa’nın payı büyüktür. Gökalp’in düşüncesini oluştururken alabildiğine yararlandığı Émile Durkheim, Fransa’da Pozitivizmi sosyoloji alanında temsil eden isimdir. Tanner Timur’a göre pozitivizmin Türkiye’de etkisi, “pozitif bilime dayanan bir medeniyet arayışı” şeklinde ortaya çıktı.
Pozitivizm, toplumsal değişimin, bilimsel analizini ürettiğini iddia eder. Gerçeğin bilimsel olarak ele alınmasından yola çıkar, sonuçta olmasıgerekeni tanımlar. Olay ve olgular arasında neden-sonuç ilişkilerine dayalı yasalar, sabit bağıntılar kurar. Yaşamda var olan uyum rastlantısal değildir. Bütün bilim dallarında uygulanan yöntemler hep aynısüreçler etrafında gelişirler. Bunlar tümdengelim, gözlem, terim dizini, karşılaştırma, tarih ve soy zincirleri oluşturma olarak sıralanır. Pozitivizm, bu yaklaşımı inanç sistemi haline getirmiştir.
Pozitivizm olgu ve olaylarıkendine has özelliklerinden yasallıklarından yola çıkarak anlamayı, tanımlamayıreddeder. Olay ve olgular karşısında “niçin” diye sormaz; “nasıl” diye sorar. Cevabı da genel geçer evrensel yasallıklar üzerinden, gerekirci bir arayış içinde bulmaya çalışır. Bilimleri önem derecesine göre hiyerarşik sıralarken en üste Sosyolojiyi koyar.
Batıda pozitivizm, bilim ve teknolojideki gelişmelerin, yeni buluşların metafizik ve teolojik inançlarıderinden sarstığıkoşullarda ortaya çıktı ve gelişti. Ortaya çıkardığıanlayışve yöntemle bilimsel-teknolojik gelişmenin hızlanmasında önemli rol oynadı.
Osmanlı-Türk toplumsal değişimine yön veren düşünce ise, öykündüğü Batı’daki ekonomik, teknolojik gelişmeye açıklama olabilecek sihirli bir değnek buldu pozitivizmde.Hıristiyanlığa bulaşmamış olması, kendini bilime dayalı evrensel bir inanç sistemi olarak sunması, bilim ve teknolojiye dayalı ulus devlet arayışında kullanılabilir olması ona ilgiyi arttırdı. Cumhuriyetin kurucuları tarafından bilim ve fenne dayanan bir medeniyet arayışıiçin, ulus devlet için yol gösterici dünya görüşü olarak görüldü, benimsendi.
Pozitivizm bizde; aydın despotizmi, ışıkçılık gibi anlayışlarla birlikte, bilim ve teknoloji üretimi yerine İslamcılığı baskılamak üzere kullanıldı. Aynı zamanda kör bir siyasi çatışmanın da aleti oldu.
Modern eğitim içinden yetişen kurtarıcılar, pozitivizmin de etkisi ile toplumun kendine özgü gelişimini bir türlü kavrayamadılar. Buna kafa da yormadılar. Batı’nın kurumlarını kullanarak ulus devleti yukarıdan aşağıya halka rağmen şekillendirebileceklerini düşündüler. Pozitivizme,. İslâm coğrafyasında kalkınma-ilerleme (terakki) için bir hareket noktası olarak bakıldı.
Pozitivizmin eğitime etkisi de önemli sonuçlar doğurdu.
Türkiye’de eğitimin amacı, milli birliği sağlamak üzere insanı modern bilimi temel alan, batıl inancı ve metafizik manipülasyonu reddeden birey olarak yetiştirmek olmalıydı. Okul ve sınıf yönetiminde, çevre koşullarına önem verilmeliydi. Öğretmen-öğrenci ilişkilerinde objektif yaklaşım benimsenmeliydi.
Pozitivizmle örtüşen Davranışçı Yaklaşım içinde insan davranışları ölçülebilir ve değiştirilebilir olarak görüldü. İstikrar ve ilerleme için eğitime ideolojik müdahale şarttı. Fakat bir türlü umulan fayda ortaya çıkmayacaktı.
Avni Başman, M. Emin Erişgil gibi bazıaraştırmacılar, pozitivizmin eğitim sistemi üzerinde pragmatist bir etkiye yol açtığınıiddia ettiler. Özellikle Atatürk’ün modern eğitim düşüncesinde bu pragmatik etkiyi görmek de mümkündür. Fakat bu etkinin, sosyal, ekonomik hayata etkisi ne oldu diye sormak lazım.
Örneğin Fikret Kanat, İsmail Baltacıoğlu “işiçinde eğitimin” amaç değil araç olduğu, konusunda düşünce birliği içindeydiler. Sosyal okulun (İçtimai Mektep) amacı, Türk kimliği etrafında millet oluşturmaktı. Sonuç, daha fazla karmaşa, daha fazla istikrarsızlık oldu. Her ikisi de düşünceleri sonucu ortaya çıkan Köy Enstitülerinin hızlı gelişiminden ürktüler, korktular. bu okulların özelliklerini yitirmesini desteklediler.
Pastelozzi’nin yetiştirdiği eğitimciler Almanya’da eğitim sistemi içinde mesleki eğitim ile akademik eğitimi kesin olarak ayırıp, felsefeyi genel kültür olarak verip buradan Alman devletini ortaya çıkarırken, bizde aynı etki iki arada beynamaz kalmış, birbiriyle kanlı bıçaklı nesiller ortaya çıkardı.
Sürece bakarak bizde, pozitivizm ile gelen pragmatik etkiden çok, merkeziyetçi, geleneksel milliyetçi duruşa dayanak noktası aramanın öne çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Eğitim sisteminde mesleki kişilik sahibi, kendini gerçekleştirebilecek birey yerine, bireysel özünü kolektif bilinç içinde eritmiş vatandaş yetiştirmeye ağırlık verildi.
Bu akımlar sistemde istikrar arayışı için, siyasal amaçla kullanıldılar. Milliyetçi/İslamcı geleneksel merkeziyetçi yaklaşımları güçlendirmek üzere işe koşuldular. Sonuçta ortaya hep daha fazla karmaşa, istikrarsızlık, kuralsızlık, adaletsizlik ortaya çıktı.
Sonuçta olan, demokrasi, barış içinde birlikte yaşamaya oldu.
KAYNAKLAR
Hilmi Ziya Ülken, Millet ve Tarih Şuuru (İkinci Baskı, İstanbul: Dergah Yayınları, 1976), ss. 197-198.
Guy Samama “Agust Comte ve Pozitivizm ” Thema Larousse Cilt:1 (İstanbul: Milliyet Yayınları, 1994), ss. 424-425.
Süleyman Hayri Bolay, “Pozitivizmin ve Pragmatizmin Türk Milli Eğitimine Etkileri”, Türkiye 1. Eğitim Felsefesi Kongresi: Bildiriler-Müzakereler 5-8 Ekim 1994 (Van: 100.Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, 1995),
Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi (İstanbul: İletişim Yay.,1992), s. 83-85.
Taner Timur, Türk Devrimi: Tarihi Anlamıve Felsefi Temeli (Ankara: Sevinç Matbaası, 1968), s.116.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024