Alper GÖRMÜŞ
Serbestiyet’teki son yazımda (9 Mart), muhtemel bir erken seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 400’den fazla milletvekili çıkarma ihtimalinden söz edildiği günlerde olduğumuzu hatırlattıktan sonra, “Galiba muhalefet 14 yıldır ilk kez bir seçimden önce AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılamayacağını kabullenmiş görünüyor” diye yazmıştım.
Muhalefet, bu 14 yıl boyunca zaman zaman (özellikle seçim yenilgilerinden hemen sonra) nihilizm boyutlarına varan ağır umutsuzluk nöbetleri yaşadıysa da, her seferinde yeniden umutlanmayı becerebildi ve her yeni seçime “bu defa başka!” duygusuyla girdi.
Ben, muhalefetin bu umut-umutsuzluk gelgitlerini sürekli olarak gözlemledim ve konuya ilişkin çok sayıda yazı kaleme aldım. Fakat dediğim gibi, muhalefet, ilk kez bir seçimden önce AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılamayacağını kabullenmiş görünüyor ki, bu da yıllardır izlediğim nihilizmi iyice koyulaştırmış bulunuyor. Kanaatimce, “Bu baharda bir şey olacak ve AK Parti iktidardan uzaklaştırılacak” beklentisi de seçimden umudu kesmişliğin yol açtığı nihilist duyguların bir çıktısı...
9 Mart’taki ilk yazıda, bugünkü nihilizmin 14 yıldır yaşanan umut-umutsuzluk gelgitlerinin topluca gözden geçirilmesiyle daha iyi anlaşılabileceğini söylemiş, ardından da “yüzde 50’nin nihilizm tarihi”nin Gezi isyanına kadarki ilk bölümünü ele almıştım.
Bugün ise Gezi’den sonraki döneme bakacak, böylece bu kısa tarihi tamamlamış olacağız.
Çıkan kısmın özeti
AK Parti’nin 2007’deki beklenmedik seçim başarısıyla (yüzde 47) ilk kez akla gelen “Bu partiyi seçimlerde yenmek mümkün olmayacak mı” sorusunun yarattığı umutsuz hava, sonraki ilk seçimde (2009 yerel seçimleri, yüzde 38) kırılmıştı. Fakat onu yüzde 58’lik bir referandum (2010) ve yüzde 50’lik bir seçim zaferi izleyince (2011 genel seçimleri), umutsuzluk havası daha da ağırlaşmış bir biçimde geri dönmüştü.
Fakat “muhalif yüzde 50” henüz seçimlerden tam olarak umudunu kesmemişti. 2014’te yapılacak yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2015’te yapılacak genel seçimlerden birinde AK Parti tökezleyebilirdi. Umutlar, böylece bu üçlü seçim maratonuna çevrildi.
Gezi: Önce büyük umutlar, sonra karamsarlık...
Fakat 2014 beklenirken hiç beklenmedik bir şey oldu; 2013 yazının başında Türkiye çapında iktidara yönelik kitlesel bir kalkışma ortaya çıktı. Gezi, iktidarın uzun bir süre boyunca seçimle değişmesinin mümkün olmayabileceğini düşünenler için yeni bir umut dalgası yarattı. Gezi’deki olağanüstü enerji, kahreden bir umutsuzluktan kurtulma ihtimalinin yarattığı umuttan kaynaklanıyordu.
Fakat beklenen gerçekleşmez, AK Parti iktidardan uzaklaştırılamazsa, bu isyan, beklenenin tersine umutsuzluğu daha da artırabilir, “laik nihilizmi” daha da koyulaştırabilirdi. Gezi isyanı sırasında, 24 Haziran 2013’te kaleme aldığım “Selden geriye kalacak kum: Yoğunlaşmış laik nihilizm!” başlıklı yazıda bu ihtimalden söz etmiştim:
“Bu kadar büyük bir kalkışmanın (dahi) hükümeti devirmeye yetmediğinin görülmesinin, oradaki nihilizme varan koyu umutsuzluğu daha da artıracağı kanaatindeyim. Buna, sekiz ay sonraki seçimlerde muhtemel bir AK Parti zaferinin eklenmesi durumunda, umutsuzluk dayanılmaz boyutlara varabilecektir.”
Sekiz ay sonrası: Yine hüsran
Gezi’nin herhangi bir iktidar değişikliğine yol açmadan durulmasından sonra gözler tekrar 2014 ve 2015’teki üçlü seçim maratonuna çevrildi.
30 Mart 2014 yerel seçimlerine aylar kala patlayan 17-25 Aralık (2013) sürecinin etkisiyle, muhalif kesimlerde AK Parti’nin ağır bir yenilgiye uğrayacağına dair yaygın bir kanaat gelişti. Fakat seçmenler, 17-25 Aralık’ın Cemaat’in devleti ele geçirme operasyonu boyutunu yolsuzluk boyutundan daha önemli sayınca, bu seçimin sonucuna bağlanan büyük umutlar da yerini bulamadı: AK Parti böyle bir seçimde dahi yüzde 43’lük bir seçim başarısına ulaştı.
Aynı yılın yaz aylarında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri, CHP ve MHP’nin aynı aday üzerinde anlaşmalarıyla cılız bir iyimserliğe yol açtıysa da netice değişmedi: Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 52’lik bir oy oranıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin seçimle işbaşına gelmiş ilk cumhurbaşkanı oldu.
7 Haziran 2015 seçimleri ise, geçen yazıda değindiğim gibi, Mart 2009’daki yerel seçimlerden sonra (AK Parti: yüzde 38) “laik sosyoloji”nin gerçekten umutlandığı ikinci seçim oldu: Seçimlerin sonucunda AK Parti ilk kez tek başına hükümet kurabilecek milletvekili sayısına ulaşamadı, bir koalisyon hükümeti ihtimali belirdi.
Ne var ki muhalefet partileri aralarında anlaşıp bir koalisyon kuramayınca... İlaveten cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inisiyatifiyle AK Parti, koalisyon hesaplarına itibar etmeyince erken seçim kararı alındı. 1 Kasım 2015’teki erken seçimlerde AK Parti bir kez daha yüzde 50’yi buldu ve yüzde 50’lik muhalif blok, şimdiye kadar görülmemiş ölçüde bir karamsarlığa kapıldı.
Şayet, Milliyetçi Hareket Partisi ile Halkların Demokratik Partisi’ndeki gerileyişle ve bu partilerin barajın altına indikleri yönündeki tahminlerle birlikte bugünkü noktaya; yani, muhalefetin 14 yıldır ilk kez bir seçimden önce AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılamayacağını kabullendiği noktaya gelmiş bulunuyoruz.
Böyle bir ülkede böyle bir umutsuzluk
İktidarların seçimle el değiştirdiği birçok ülkede, iktidarlarını 30 yıl, 40 yıl sürdüren “kurumsal” partiler var ama, o ülkelerin hiçbirinde, iktidar partisini desteklemeyenler ülkelerinin “kurumsal” iktidar partisine Türkiye’deki kadar büyük bir hınç beslemiyorlar. O nedenle, oralardaki seçim umutsuzlukları Türkiye’deki seçim umutsuzluklarına benzemiyor. Türkiye’deki, nihilizm boyutlarına varan umutsuzluğun, tehlikeli noktalara varabilecek bir umutsuzluk olduğunu hiç akıldan çıkarmamalıyız.
Nihilizme varan bir umutsuzluğun büyük toplumsal patlamalarla kendisini ifade etmesi hiç şaşırtıcı olmaz. Bu tehlikeye daha önce defalarca işaret etmiştim. “Mesela” kabilinden birini hatırlatayım:
“Belki bazılarının hoşuna gidebilir, fakat ben ülke nüfusunun kabaca yüzde 20’lik bir bölümünün (bence bu oran artık yüzde 50’dir – A. G.), haklı-haksız endişelerle ve büyük bir umutsuzlukla yaşamasının tehlikelerle dolu bir süreç yaratacağı kanaatindeyim. Nihilizm pasifliğe yol açabileceği gibi önü arkası hesaplanmamış bir sertliğe, bir 'feda' duygusuna da yol açabilir. Ülkedeki siyasi atmosfer, ikinci ihtimalin daha kuvvetli olduğunu gösteriyor.” (Balyoz kararı 'laik nihilizm'i artıracak, Taraf, 25 Eylül 2012).
Durum böyle diye, seçimlerden umudunu kesmiş yüzde 50 nihilizm boyutlarında bir karamsarlığa kapıldı diye iktidardan ilk seçimde yenilmesini elbette bekleyemeyiz. Fakat iktidardan, kendisine şu soruları sormasını bekleyebiliriz: Seçimde beni yenme ümidini kaybettiği için ağır bir yeis içine girmiş yüzde 50’nin bu duygusundan memnun muyuz? Bu insanların bize duyduğu öfkenin, kimliğimizden başka kaynakları olabilir mi? Bu öfkenin, önü arkası hesaplanmamış bir sertliğe yol açmaması için bizim yapabileceğimiz bir şeyler yok mu?
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025