Alper GÖRMÜŞ
DPI için kaleme aldığım “Kürt Sorununa Çözüm Çabaları: Tarafların ve Muhalefetin Pozisyonları (2002-2019)” başlıklı raporun bu son bölümünde, 2019’daki yerel seçimlerin ardından CHP’nin Kürt Sorunu’nun çözümünde inisiyatif alma girişimleri ele alınıyor ve rapor kısa bir “sonuç” bölümüyle bitiyor. (NOT: Bu rapor Demokratik Gelişim Enstitüsü-DPI için hazırlanmıştır ve onun izniyle yayımlanmaktadır.)
Kürt Sorunu’nun çözümü doğrultusundaki üçüncü ve son politik girişimin 2015’in yaz aylarında nihayete ermesinden sonra beklenen şey oldu ve Türkiye, önceki başarısız hamleleri izleyen kanlı süreçlerle kıyaslanamayacak bir şiddet dönemine girdi.
Bu dönemde ABD’nin Türkiye tarafından PKK’nın devamı olarak görülen Suriye’deki Kürt örgütlenmesi ile kurduğu ittifak ilişkisi hızla gelişti. Bir yandan Türkiye’nin bu gelişmeye karşı beslediği endişe ve öfke, öte yandan PKK’nın Suriye’deki bu gelişmeleri “fırsat” olarak değerlendiren yaklaşımı nedeniyle taraflar soruna barışçı çözüm alternatifinden hızla uzaklaştılar.
“Kürt Sorunu” ve “çözüm” kelimelerinin yeniden duyulur hale gelebilmesi ancak 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerinden sonra mümkün olabildi.
AK Parti, 31 Mart’taki yerel seçimlerde propagandasını, büyükşehirlerde seçime katılmayarak CHP ve İyi Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’na zımnî destek veren HDP’yi terörle özdeşleştirme üzerine kurdu. Böylece bir yandan MHP’yle kurduğu Cumhur İttifakı’na milliyetçi oyları çekme hesabı yapıyor, öbür yandan da Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İyi Parti’yi terörle işbirliği yapmakla suçluyordu.
Ne var ki bu propaganda seçimde işlemedi. AK Parti başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehir belediyesini kaybetti ve farkın düşük olduğu İstanbul seçimlerinde “hile” yapıldığı gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) seçimi iptal etmesini istedi. YSK’nın iptal ettiği İstanbul seçimi 23 Haziran 2019’da tekrar edildi ve aradaki fark bu defa hezimet boyutlarına ulaştı.
Yenilenen İstanbul seçimleri öncesinde HDP’ye dair düşüncesi ne olursa olsun, herkesin kabul ettiği bir gerçek vardı: İstanbul’da seçimin sonucunu Kürt oyları tayin edecekti; Kürt oyları kime meylederse seçimi o kazanacaktı.
HDP, seçimde 31 Mart’tan öncekinden farklı olarak göstere göstere Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nu destekleyince AK Parti çareyi Abdullah Öcalan’ın yardımında aramaya başladı. Seçime iki gün kala Öcalan’ın HDP’yi seçimde tarafsız kalmaya çağıran mektubu bu çabanın somut ürünüydü. Ne var ki HDP bu mektuba rağmen İmamoğlu’nun zaferini garantileyen pozisyonunu değiştirmediğini ilan etti.
31 Mart’tan önce başlayan, iki seçim arasında ivme kazanan ve 23 Haziran seçiminden sonra açıkça ifade edilen CHP-HDP yakınlaşmasından sonra Kürt Sorunu’nun gelecekteki çözümü bağlamında yeni bir ihtimalden söz edilmeye başladı.
CHP liderliğinden ve partinin çeşitli düzeydeki yöneticilerinden gelen açıklamalar da CHP’nin Kürt Sorunu’nun çözümü konusunda inisiyatif almada hiç olmadığı kadar hevesli ve kararlı olduğunu ortaya koyuyordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Temmuz 2019’da, CHP’nin Kürt Sorunu’na dair 2015’te hazırladığı “22 Soru 22 Cevap” başlıklı raporu güncelleyeceklerini açıkladı. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/erken-secim-cagrisi-yok-41287060
O açıklamayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun CHP’nin inisiyatif almaya yönelik sözleri izledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 19 Ağustos 2019’da idari bir kararla Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine il valilerini kayyım olarak ataması, HDP ile CHP arasındaki yakınlaşmayı daha da hızlandırdı. CHP, kısa bir tutukluk döneminden sonra, HDP’nin başlangıçtaki “hayal kırıklığına uğradık” eleştirilerini izale etmek istercesine çok daha aktif bir dayanışma tutumu içine girdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır’ı ziyaret edip görevden alınan belediye başkanlarıyla buluşması, bu tutumun zirve noktasını teşkil ediyordu.
İçişleri Bakanı Soylu, İmamoğlu’nun ziyaretine çok sert bir tepki gösterdi ve İmamoğlu’nu “pejmürde etmekle” tehdit etti. https://t24.com.tr/haber/soylu-dan-ibb-baskani-imamoglu-na-tehdit-pejmurde-ederiz,837818
İçişleri Bakanı, bu sözleriyle İmamoğlu’na iktidarın Kürt Sorunu’na bu raporun yazıldığı Eylül 2019’da hangi açıdan yaklaştığını hatırlatıyor ve bu “milli” çizginin dışına çıkmasının kendisi ve dolayısıyla da partisi için olumsuz sonuçlar doğuracağını ima ediyordu.
Bir ziyaret ve ona verilen tepki, Kürt Sorunu’nun bu aşamasında iktidar partisi ile ana muhalefet partisinin 10 yıl önceki pozisyonlarının yer değiştirdiğini gösteriyor: 10 yıl önce, Demokratik Açılım’ın ilan edildiği 2009’da CHP Kürt Sorunu’nu esasen bir terör ve güvenlik sorunu olarak görürken, AK Parti Kürt kimliğine ve Kürtlerin gaspedilmiş haklarının karşılanmasına odaklanıyordu.
Türkiye’de bazı köklü sorunların, onları sorun olarak görmeyen güçlü ideolojik yaklaşımlar ve bu yaklaşımları taşıyan partilerin direnişi nedeniyle çözülemediği hep söylenir. Bu, uzun yıllara sâri sorunların bir türlü çözülememesini açıklamada gerçekten de işlevsel bir argümandır; hatırlanacağı gibi başörtüsü sorunu da çözümsüz geçen uzun on yıllardan sonra nihayet CHP’nin olumlu tutumu sayesinde çözülebilmişti.
İktidar ve muhalefet pozisyonlarının değişmeyeceği varsayımıyla önümüzdeki birkaç yıla bu ölçüyle baktığımızda, AK Parti’nin 2015’ten bu yana gelen güvenlikçi politikalarını sürdürmesinin çok zor olacağını söyleyebiliriz. Çünkü artık, “çözüm” dediğinde karşısında “son terörist yok edilene kadar...” diyen bir ana muhalefet bulunmayacak. Hatta tam tersine, iktidardan hiçbir adım gelmediği halde onu “çözüm” diye zorlayacak bir ana muhalefetle karşı karşıya kalacak.
Sonuç: Oslo’yu da katarsak, AK Parti hükümetleri Kürt Sorunu’nun çözümü doğrultusunda başlıca üç büyük girişimde bulundular, fakat bunların üçü de amaçlanan noktaya ulaşamadan bitti.
Yine de bu süreçleri değerlendirirken, onların hiç yaşanmadığı bir vasatı hayal etmek ve çözüm için atılan adımları bu ölçüyle tartıya vurmak yerinde olur.
Çözüm süreçlerinin hiç yaşanmadığını hayal ettiğimizde, karşımıza bu süreçler boyunca elde edilen kazanımların var olmadığı bir bugün tablosu çıkar ki, bu da bize, tamamına ermese de Kürt sorununun çözümü için atılan adımların ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Bugünden yarına bakıp, sorunun nihai çözümü için aşılması gereken davâsâ engelleri düşünmek ve böylece kötümserliğe kapılmak mümkün... Fakat bugünden düne bakıp, aşılan engelleri düşünmek ve böylece iyimser bir bakış açısına sahip olmak da mümkün.
Bugünden yarına bakıldığında en fazla karamsarlık yaratan unsurun, bir zamanların çözümcü iktidar partisinin, Kürt Sorunu’nun bir terör ve güvenlik sorunu olduğu limanına demirlemesi olduğunu söyleyebiliriz.
Fakat bir ülkenin en önemli sorunu, bir zamanlar kendisine büyük ümitler bağlanmış bir parti pozisyon değiştirdi diye ortadan kalkmaz. Yeni aktörler çıkar ve kaçınılmaz rolü üstlenirler.
Kürt Sorunu, çözümü için kendisine sahip çıkacak yeni aktörlerini bekliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025