Atilla YAYLA
Şiddet ile uygarlık arasında zıt bir ilişki var. Şiddetin artması uygarlığın gerilemesi, azalması uygarlığın ilerlemesi sonucunu veriyor. Bu durum, hem grup içi hem de gruplar arası şiddet bakımından geçerli.
Bununla beraber, şiddetin toplumsal hayatta sıfırlanması neredeyse imkânsız. Gerek tabiatlarından kaynaklanan gerekse dışardan gelen faktörlerin tesiriyle insanlar birbirlerine karşı tek tek veya topluca şiddete yönelebiliyor.
İnsanlık tarihinde şiddetin bazen arttığını bazen nispeten gerilediğini biliyoruz. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, şiddetin tarihteki en düşük seviyeye düştüğüne şahit olmakta. Ancak, dünya coğrafyasında yer yer yoğunlaşmış şiddet yaşanmakta. Şu sıralarda Ortadoğu böyle bir manzara veriyor.
Ne yazık ki, Türkiye de uzunca bir süredir özellikle Kürt meselesi etrafında bir şiddet sarmalında salınıyor. İnsanlar ölüyor. Öfkeler kabarıyor, nefretler derinleşiyor. Bu çok üzücü bir durum.
HDP'nin 7 Haziran seçimlerinde barajı geçmesi başka birçok kimse gibi benim de sözünü ettiğim şiddet sarmalından çıkılacağı yolundaki umudumu kuvvetlendirmişti. Demokratik siyaset şiddetin dışlanmasına dayanır; sorunların konuşularak, alıp vererek çözülmesini gerektirir. Kürt meselesinde bunun yapılamamasının iki cepheli sebepleri vardı. İlki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin konuyla ilgili politikalarının siyasetçiler değil güvenlik bürokrasisi tarafından belirlenmesiydi. İkincisi ise, Kürt hareketinin politikalarını belirleyenlerin hareketin silahlı kesimi olmasıydı.
2007 seçimlerinden itibaren yaşanan gelişmeler siyasî rejimimizde ilk defa politikacıların güvenlik bürokrasisine üstün konuma geçmesini sağladı. Oslo görüşmeleri ve nihayet barış/çözüm süreci bu sayede gerçekleşebildi. Kesin bir sonuca ulaşabilmek için benzer bir gelişmenin Kürt hareketinde de vuku bulması gerekirdi. Öcalan'ın öncülüğünde bu istikamette bazı adımlar atıldı. Bu çerçevede, HDP doğru bir projeydi. Sanırım Öcalan'ın istediği sadece Kürt meselesine odaklanmayan ve Kürt meselesinde siyaseti kullanan, Türkiye'nin her sorunuyla ilgilenen ve her yerde varlık gösteren bir siyasî parti oluşturmaktı. 7 Haziran seçimlerinin sonuçları projenin bir anlamda başarılı olduğunu gösterdi. HDP oylarını ikiye katlayarak TBMM'ne girdi. Bütün sorunlara rağmen bu gelişme Kürt tarafında da artık iplerin silahlı adamların elinden çıkıp siyasetçilerin eline geçeceğinin bir işareti olarak yorumlanabilirdi.
Fakat, HDP'nin önünde çeşitli engeller vardı. İlki, şiddet sever ve Kürt hareketini kendi sosyalist sistem ütopyasına araç kılmak isteyen Türk soluyla ittifak kurmuş olmasıydı. İkincisi, HDP yönetimi içinde ve tabanında şiddeti benimsemiş, onun etkili, yararlı ve meşru bir yöntem olduğuna inanmış, hatta şiddet eylemciliğini bir tür meslek hâline getirmiş kimselerin bulunmasıydı. Üçüncüsü ise, yıllarını silahlı faaliyet içinde geçirdiği için şiddetten arındırılmış siyasî faaliyetin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını bilme ihtimâli zayıf kimselerden müteşekkil Kandil kadrosuydu.
HDP liderliği arada sırada sert ve demokrasinin ruhuna aykırı söylemler kullandıysa da sonradan hatalarını telafi etme tavrı içinde ilerlemeye çalıştı. Zaman zaman yumuşak, yapıcı, kapsayıcı mesajlar da verdi. Ne var ki, Kandil, muhtemelen inisiyatifi kaybedeceğinden korkarak, HDP'yi sabote edici sözler sarf etti. HDP liderliğini bazen söylediğini yalanlama, tükürdüğünü yalama durumuna düşürdü. Asıl patronun kendisi olduğunu her vesileyle hatırlattı. Sonunda, çözüm sürecinde sözünde durmamış olan taraf kendisi eğilmiş gibi, ateşkesi/çatışmasızlığı bitirdiğini ilan etti. Totaliter sosyalist jargona uygun olarak “devrimci halk savaşı” çağrısı yaptı. Sadece Türklerin değil Kürtlerin de önemli bir bölümünün tepkisini çeken cinayet ve saldırı emirlerini verdi. Uzun zamandır sessiz kalan, bekleyen hükümet de, abartılı olduğu söylenebilecek bir tepki göstererek, Kandil'e bomba yağdırttı.
Kürt hareketinin siyasî kolu güçlü bir grupla TBMM'nde yer almakta. Her türlü demokratik kanalı kullanma, görüş ve taleplerini Meclis'te dile getirme imkânına sahip. Güneydoğu'daki belediyelerin çoğu zaten HDP'nin elinde. Bu şartlar altında Kandil'in kışkırttığı şiddetin hiçbir meşruiyeti olamaz. Bu şiddet tüm Türkiye'ye olduğu gibi Kürt toplumuna da zarar verir. Umarım HDP liderliği yavaş yavaş ta olsa Kürt hareketi içinde inisiyatifi ele geçirecek adımları atarak şiddeti dışlar. Umarım hükümet soğukkanlı ve sağduyulu davranır. Umarım şiddet sarmalı tekrar hortlamaz.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019