Barış Soydan
Dolar yeni haftaya 15 TL’yi geçerek başladı. Çok kişiyi şaşırtmış olsa da bence asıl şaşırtıcı olan doların 15 TL’yi geçmesi değil bugüne kadar geçmemesiydi.
Dolar, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımları nedeniyle tüm dünyada yükseliyor. Euro karşısında son iki yılın, Yen karşısında son yirmi en yüksek seviyesini gördü. Sterlin, altın… Neredeyse her şey dolar karşısında değer yitiriyor.
TL’den başka. TL, dolara nasıl direniyor? Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin gözlerindeki ışıltıyla mı? Türk ekonomisinin gücüyle mi? Osmanlı’nın küllerinden yeniden doğması sayesinde mi?
D şıkkı, hiçbiri. Çünkü doların değeri artık serbest piyasada değil, ekonomi yönetiminin makam odalarında belirleniyor. Bu uğurda, eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şenol Babuşçu’nun sözleriyle Merkez Bankası rezerevlerinden haftada 2.5-3, ayda 10-12 milyar dolar harcanıyor.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor? İhracatçılardan ve kur korumalı mevduattan. Rezervleri desteklemek için ihracatçılara döviz gelirlerinin yüzde 40’ını devlete satma zorunluluğu getirildi. Ve kur korumalı mevduat aracılığıyla bir avuç mevduat sahibine kur garantisi verildi. Bu arada şirketlere dövizlerini bozsunlar diye vergi muafiyeti getirildi. Böylece Merkez Bankası’nın eriyen rezervlerine doping yapıldı. Dolar bu sayede 15 TL’nin altında tutuldu.
Ama zurnanın zırt dediği yere gelmiş bulunuyoruz. Doların altı güçlü para karşısındaki değerini izleyen endeks dün sabah 104.20 seviyesine yükselerek 2002 Aralık’ından bu yana en yüksek seviyesini gördü. Ona bağlı olarak da içeride 15 TL eşiğini geçti.
TL’deki değer kaybının tek sebebi, doların tüm dünyada yükselmesi değil elbette. Türkiye’nin dış ticaret açığı (İthalat ile ihracat arasındaki fark) ve ona bağlı olarak cari açık da büyüyor. Savaş nedeniyle başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarında sert yükselişler yaşandı. Bu da Türkiye’nin ithalat faturasını patlattı.
Savaş kısa sürede bitecek olsa cari açıktaki büyümeden korkmaya belki gerek olmazdı. Ama Rusya ve Ukrayna’dan gelen tüm işaretler uzun, belki de çok uzun süreceğini gösteriyor. Bu, emtia fiyatlarının yüksek kalması demek. Aynı zamanda, normal zamanlarda Rusya ve Ukrayna’dan gelen milyonlarca turistin gelmemesi, turizm gelirlerinde beklenen toparlanmanın gerçekleşmemesi demek. (CHP Milletvekili Çetin Osman Budak dün Halk TV yayınında Antalya’da turizmcilerle konuştuğunu, bu yıl Rusya’dan 1.5 milyon turist beklendiğini söylüyordu. Pandemi öncesinde Rusya’dan yaklaşık 5 milyon turist geldiği düşünülecek olursa bu, ciddi bir düşüşe işaret ediyor.)
Öyleyse dolardaki yükseliş sürecek mi? Aceleci hüküm vermemek lazım. Ankara’dan küçük bir azınlığa servet transferini daha da şiddetlendirmek pahasına doları kontrol altında tutmaya yarayacak yeni ürünler geliştirildiği haberleri geliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyon korumalı bir ürün üzerinde çalıştıklarını zaten açıklamıştı. Ben, ekonomi yönetiminin kapalı kapılar arkasında başka ürünler üzerinde çalıştığını da duydum.
İddiaya göre belirli bir tutarın üzerindeki döviz mevduatına TL’ye dönmeleri karşılığında süper faiz verilmesi üzerinde beyin jimnastiği yapılıyor. Bunun için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan döviz tevdiat hesapları (DTH) ile ilgili verilerin istendiği, döviz mevduatlarının detaylı analizinin yapıldığı belirtiliyor...
Kur korumalı mevduat, enflasyon korumalı ürün ya da süper faizli olası yeni ürünler… Bunların hepsi Hazine sırtından küçük bir azınlığa servet aktarımı demek. Tasarruf yapabilmek harcadığından fazlasını kazandırmayı gerektirir çünkü.
Tablo net: İktidar toplumsal adaletin içine etmek pahasına seçime kadar doları tutmaya çalışacak. Bu, doların tüm dünyadaki yükselişi ve cari açıktaki büyüme nedeniyle imkansız bir çaba olsa da…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021