Celal BAŞLANGIÇ
Referandumda 'Evet' diyeceklerin tümü, 'Hayır' diyeceklerin çok büyük bölümü tercihlerini Kürtler üzerinden gerekçelendiriyor. Bu durum bile Türkiye'de siyasetin de, sistemin de 'Kürt sorunu' üzerinden kilitlendiğini gösteriyor. Sanki yapılan bir anayasa değişikliği oylaması değil de 'Kürt referandumu'.
HDP Milletvekili Garo Paylan Meclis kürsüsünden “Ermeni soykırımı” diyor.
Bir anda karışıyor meclis. AKP’nin, CHP’nin ve MHP’nin sözcüleri “N’ayır, N’olamaz” kıvamında konuşmalar yapıyor.
Sonra 1,5 saat ara veriliyor görüşmelere. Meclis yeniden toplandığında, üç oturuma katılmama cezası veriliyor Paylan’a AKP, CHP ve MHP’lilerin ortak oylarıyla. Bir de konuşmasının tutanaklardan çıkartılması kararlaştırılıyor.
Oysa konuşmasında tekçi anayasanın halklara neler yaptığını anlatarak “aynı hataya düşmeyelim” çağrısı yapıyor Paylan. “Gelin adını hep beraber koyalım ve yüzleşelim” diyor.
Ayrıca bu kürsüde ilk kez kullanılmıyor “soykırım” sözcüğü. Ancak yaşananlar “dönemin ruhu”na çok uygun.
Çünkü verilen 1,5 saatlik arada yaşananlara ilişkin ciddi iddiası var Paylan’ın:
“Verilen bu arada AKP’nin başbakanından bakanlarına ve grup başkan vekillerine kadar herkes devreye girdi ve MHP ile durumu müzakere etti. MHP, ‘kınama cezası’nı yeterli gören AKP’yi anayasadan desteği çekmekle tehdit etti.”
Paylan’ın bu açıklamasına ne AKP ne de MHP cenahından bir yalanlama geldi. Demek ki AKP, Erdoğan’a tek adamlık yolunu açacak anayasa değişikliği karşılığında MHP’nin eline rehin düşmüştü.
Sonra başka gelişmeler de doğruladı bu “rehin düşme” meselesini.
Her gün HDP’li vekiller birer ikişer gözaltına alınıyor, kimi serbest bırakılıyor, kimi önce bırakılıp sonra yeniden gözaltına alınıyor, tutuklanıyordu.
HDP Milletvekili Altan Tan, bu abuk duruma bir teşhis koymuştu:
“Her gün kendisini savunmak için mahkemeye giden biri nasıl referandum çalışması yapabilir? İkincisi de referanduma gidilirken AKP-MHP ittifakı var. Ancak tüm anket çalışmaları MHP seçmeninin en az yarısının referandumda ‘Hayır’ diyeceğini gösteriyor. Bu gözaltılar görünen o ki MHP’li seçmeni ‘Evet’e razı etmek için yapılıyor.”
Anlaşılan anket sonuçları AKP açısından pek parlak değildi ve bu yüzden rehin düştüğü MHP’nin daha çok oyunu alabilmek için Kürtler üzerinden bir oyun çeviriyordu.
“Evet”ler yetmiyordu AKP’ye ama Umre’ye giden din görevlilerinin “Kafirlere, PKK’ya karşı ‘Evet’ diyoruz Ya Rabbi… FETÖ’cülere karşı ‘Evet’ diyoruz Ya Rabbi…” diye “referandum duası” yaptırması de belli ki yetersiz kalıyordu.
“Hayır”lar fazla gelince “MHP’lileri ikna etmek için” HDP’nin özellikle Kürt milletvekilleri üzerinden oynanan oyunun suyu iyice çıkmıştı. Tutuklu bir HDP’li milletvekili yargılanırken, duruşmasını izlemeye gelen bir başka HDP’li milletvekili mahkeme salonundan gözaltına alınıyordu.
HDP’li Filiz Kerestecioğlu yaşanılan süreci veciz bir şekilde ifade ediyordu:
“Bir alınıyor bir bırakılıyoruz! Özel Yetkili HDP Mahkemesi kurmuşlar adeta.”
Elbette referandumda “Kürt kartı”nı oynamak sadece bununla sınırlı değildi.
“Evet”çi AKP’lilerin ve MHP yönetiminin yanı sıra “Hayır”cı CHP yönetimi de, ülkücüler de referandum kozlarını Kürtler üzerinden paylaşıyordu.
AKP sözcüleri, Cumhurbaşkanından Başbakanına, bakanlarından yandaş medyasına kadar şöyle bir mantık yürütüyorlardı:
“Hayır’cılar bir şer ittifakı kurdu. CHP ve muhalif MHP’liler HDP, PKK, FETÖ, hatta DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütlerle birlikte ‘Hayır’ diyecekler. Sırf bu bile ‘Evet’ demek için yeterli sebep.”
Çünkü, “Evet”i savunacak başka bir malzemeleri yoktu. Neden “Evet” denmesi gerektiği konusunda kendi tabanlarının bir bölümü de dahil toplumu ikna edici referandum stratejileri, sloganları geliştiremiyorlardı.
Buna karşılık CHP yönetimi AKP’nin bu saldırısını, karşı bir Kürt saldırısıyla savuşturmak istiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen gün sosyal medya hesabından AKP’ye sorularını “çözüm süreci” üzerinden yöneltmişti.
“Oslo’da terör örgütüyle masaya kimler oturdu? Masaya oturulması talimatını kim verdi? Türkiyeyi seviyorsan önce bu sorulara cevap ver?”
“İmralı’daki masaya kimler oturdu? Terör örgütü lideriyle başkanlık pazarlığını kimler yaptı? Adaya MİT müsteşarını kim gönderdi?”
Gözünü MHP içersindeki muhaliflerin oylarına diken CHP yönetimi daha çok milliyetçi söyleme sarılıyor, milliyetçiliğin üzerine daha çok abanıyor. Bu yüzden de AKP’ye “Neden kurduğun müzakere masasını devirdin, barışı sağlamadan kalktın” diye sorması gereken CHP yönetimi, milliyetçi oyların sevdasıyla yanlış bir soru soruyor AKP’ye:
“Niye Kürtlerle çözüm masası kurdun?”
Bu yüzden de HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde oy kullandı CHP yönetimi. Hatta sonuçta Muharrem İnce gibi ulusalcı çizgideki bir siyasetçiye “Yanlış yaptık” dedirtti. Çünkü AKP’nin gidişi net biçimde gösterdi ki HDP’lilerden sonra sıra CHP’lilere, ardından bütün kendinden olmayanlara gelecekti.
Ancak bunu görmek bile, örneğin “Soykırım” dedi diye, HDP’li Garo Paylan’a ceza verilmesi için CHP yönetiminin AKP’liler ve MHP’liler ile aynı doğrultuda oy kullanmasını engelleyemedi.
MHP içindeki Evet-Hayır ayrışması da Kürtler üzerinden dönüyor.
“Evet”i savunan Prof. Dr. Namık Açıkgöz de “Hayır”cı ülkücülere sesleniyor:
“Referandumda CHP ve eklentileri şeksiz-şüphesiz ‘Hayır’ oyu verecek. Bundan adım gibi eminim. HDP ve FETÖ de aynısını yapacak. Bundan da eminim. En çok üzüldüğüm husus, partizan ülkücü arkadaşların da ‘Hayır’ blokunda CHP, HDP-PKK ve FETÖ ile saf tutmalarıdır.”
Muhalif MHP’lilerin yayın organı durumundaki Yeni Çağ’a göre ise HDP’lisiyle Hüda-Par’lısıyla Kürtler “Evet” diyecekti. Gazetede referandumla ilgili bir haberin girişi aynen şöyleydi:
“Yandaş medyanın ‘PKK kanadı referandumda Hayır, diyecek, PKK’lılarla aynı safta olmayın, başkanlık sistemine, Evet, deyin’ algı çalışması HDP’den ve Hüda-Par’dan gelen açıklamalarla kırıldı.”
Yeni Çağ’a göre “HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Meclis’te yaptığı basın toplantısında, bebek katili Öcalan ve HDP’nin başkanlık sistemine karşı olmadığı söylemiş”ti.
Yeni Çağ ayrıca “Parti tüzüklerinde ‘Kürdistan’ ve anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesinden bahseden, yeni anayasada Kürtçenin resmi dil olmasını isteyen Hüda-Par’da başkanlık sistemini destekleyeceğini” yazıyordu.
Referandumda anayasa değişikliğine “Hayır” diyecek olan MHP’lilerin başka argümanları da vardı ama onlar da Kürtler üzerindendi:
“Başkanlık sisteminin kaçınılmaz sonucu federasyonlaşmadır. Böyle bir süreç sonuçta Kürtlerin federe bir devlet kurmasına yol açar. Bu yüzden başkanlığı getirecek olan bu anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyeceğiz.”
Gerçek ortada; referandumda “Evet” diyeceklerin tümü, “Hayır” diyeceklerin çok büyük bölümü tercihlerini Kürtler üzerinden gerekçelendiriyor.
Bu durum bile Türkiye’de siyasetin de, sistemin de “Kürt sorunu” üzerinden kilitlendiğini gösteriyor.
“Kürt sorunu” çözülmedikçe de Türkiye’de siyaset üretmenin de, toplumsal barışı sağlamanın da, hatta sınır ötelerinde savaş tamtamlarıyla dolaşan bir ülke olmaktan kurtulmanın da imkanı yoktur.
Sanki insanlar oylarının “Evet” ya da “Hayır” olmasını, Kürtlerin durduğu yere göre belirleyecekler.
Başka türlü söyleyecek olursak, yapılan bir anayasa değişikliği referandumu değil de “Kürt referandumu” yapılıyor görüntüsü var.
Belli ki boşuna çıkmamış bu “Alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete” sözü.
Türkiye “Kürt sorunu”nu çözmek yerine alavere dalavere yaptıkça Kürt Mehmet’in nöbeti hiç bitmeyecek!
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları









































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021