Celal BAŞLANGIÇ
Partisinin il kongrelerine canlı bağlantı ile katıldığı 8 Şubat Pazartesi günü, 10 Şubat Çarşamba günü yapacağı konuşmasının reklamını yapmıştı Erdoğan:
“Çarşamba günü Millete Sesleniş konuşmamı izlemenizi özellikle tavsiye ediyorum. Görüntülü bir millete seslenişim olacak, bu görüntülü millete seslenişte inşallah sizlere birçok güzellikleri orada takdim edeceğim.”
Özellikle iktidarı destekleyenleri bir heyecan dalgası sarmıştı.
Müzmin muhalifler ise “acaba başımıza yine ne iş açacak” endişesine kapılmıştı.
Hele Saray’ın beslediği medya “müjde loto” oynuyordu; “yerli aşı bulundu”, “yeni doğal gaz rezervi keşfedildi” gibisinden…
Ancak 10 Şubat Çarşamba’dan bir gün önce, 9 Şubat Salı günü canlı yayında televizyon ekranlarından “Bu akşam ülkemiz adına tarihi bir dönüm noktasına şahitlik etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz” diye başlamıştı konuşmaya Erdoğan.
“Milli Uzay Programı”na göre Cumhuriyet’in 100. Yılında Ay’la ilk temas sağlanacaktı ve daha sonra bir Türk vatandaşı uzaya gönderilecekti.
İşte büyük “müjde”yi patlatmıştı Erdoğan. Bir gün sonra yapacağını duyurduğu Millete Sesleniş konuşmasında başka hangi “müjde”yi verecekti ki, bundan büyüğü ancak “güneş sistemi dışında yeni bir gezegen sistemi keşfettik” gibi bir şey olabilirdi.
Belli ki Erdoğan, istifa ettikten sonra aylardır ortalarda görünmeyen, hatta hakkında kayıp ilanları verilen damat-bakan Albayrak’ın tespitlerine hala daha güveniyordu:
“Cumhurbaşkanımız ‘Ay’a dört şeritli yol yapacağım’ dese inanacak seçmenimiz var.”
Maşallah, kendisi aylardır ortalıkta yok ama fikirleri hala Saray’ın koridorlarında dolaşıyor.
10 Şubat Çarşamba gününe gelince görüldü ki, Erdoğan Millete Sesleniş konuşması falan yapmayacak, sadece başkanı olduğu AKP’nin grup toplantısında konuşacak.
Anlaşılan o ki, Irak Kürdistanı’ından beklediği “müjdeli” haber gelmemişti ve Gare Dağı’na havadan ve karadan yapılan operasyonda PKK’nin alıkoyduğu MİT mensupları, polisler ve askerler ele geçirilememişti. (Bakınız)
Herkes de “Müjdeli Millete Sesleniş” yerine Erdoğan’ın grup konuşmasıyla yetinmek zorunda kalmıştı.
Erdoğan, 10 Şubat Çarşamba günü “siyasi partilere, akademisyenlere, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına, medya mensuplarına, velhasıl tüm fikir ve aksiyon insanlarına“ yeni bir anayasayı hep birlikte yapma çağrısında bulundu.
Tüm siyasi partilerin de bu sürecin içersinde yer almasını ısrarla vurgulamıştı konuşmasında Erdoğan.
Gerçi bu çağrıyı konuşmasının başında yapmış, sonra da birlikte anayasa yapmayı düşündüğü partilerin bazılarına “faşistler” diyerek sözlerini bitirmişti.
Aslında bu karşısında oluşan muhalefet bloğunu dağıtmak için çaresizce kurulmuş bir tuzaktı.
Bir süredir CHP, İYİ Parti, Saadet, DEVA, Gelecek, HDP arasında yoğun bir görüşme trafiği vardı ve hala sürüyordu.
Gerek Millet İttifakı’na dahil olan gerekse de dışında kalan partiler önümüzdeki süreçte “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” hayata geçirme konusunda ortak bir görüş oluşturmuşlardı.
Bu muhalefet partileri üzerinde anlaştıkları parlamenter yapı için görüşlerini ete kemiğe büründürme, sonrasında da ortak bir metne dönüştürme aşamasına gelmişlerdi.
Bu çalışma aynı zamanda önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ortadan kaldıran, yerine “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” getiren bir yeni anayasa anlamına geliyordu.
İşte Erdoğan bu noktada muhalefetten önceliği almak, muhalif partilerin içinde ve muhalefet bloğunda bir çatlak yaratmak için yeni anayasa hamlesi yaptı.
Bu girişimin içersinde “1921 Anayasası ruhu” gibi unsurları yerleştirerek muhalefetin içersindeki milliyetçi-muhafazakar siyasetçileri gerekirse tek tek avlamak fikri de vardı.
Ancak bu tuzağı kurarken Erdoğan gerçek fikrini de gizleyemiyor, sonuçta bu yeni anayasanın (eğer yapılabilirse) mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini daha da tahkim etmeye dönük olduğunu itiraf da ediyor.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni çalışırken karşımıza hep anayasa meselesinin çıktığını da gördük.”
Saray’ın küçük ortağı Bahçeli de yeni anayasanın temel amacının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni daha da tahkim etmek olduğunu hiç saklamıyor:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 9 Temmuz 2018 tarihi itibariyle resmen uygulanmaya başlamış, yönetim hayatımız bu haliyle güçlendirilmiş, kuvvetler ayrımı arasındaki çizgiler netleşmiştir. Elbette yeni sisteme müzahir ve müstahak bir anayasanın yazılması mecburiyet olmasının yanı sıra demokratik bir mükellefiyettir… Parlamenter sistemin tozu ve tortularıyla Türkiye’nin ufkunun perdelenmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni en azından zaafa uğratma riski taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesi, serpilmesi ve taban tutması, devlet ve millet hayatına nüfuz eden kilitlerin açılması bu sayede mümkün olacaktır.”
Belli ki Bahçeli’nin desteğiyle 16 Nisan 2017’de getirilen, daha doğrusu Erdoğan’ın üstüne dikilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin anayasa maddeleri de Erdoğan’a dar gelmeye başladı.
Bu anayasalar Erdoğan’a hep dar geliyor anlaşılan, şimdi bir anayasa değişikliği daha yaparak üstüne uygun yeni bir anayasa arayışı başlamış.
Aslında 16 Nisan referandumundan önceki anayasa maddeleri de Erdoğan’a dar gelmişti.
Bu referandumdan önce, 11 Ekim 2016’daki grup toplantısında şöyle diyordu Bahçeli:
“Karşımızda iki alternatif yol vardır. Biri bizim için en doğru olanı Sayın Cumhurbaşkanının yasal ve anayasal sınırlara çekilmesidir. Bu olmayacaksa ikinci yol fiili duruma hukuki yol aranmasıdır. Bu durum karşısında AKP başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse karşımıza iki seçenek çıkacaktır. AKP bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan diğer maddelerle birlikte TBMM’ye getirmelidir.”
Yani Bahçeli’ye göre; cumhurbaşkanı olarak fiili bir durum yaratmış Erdoğan, yasal ve anayasal sınırlarını aşmıştır. Bu nedenle de Bahçeli, Erdoğan’a göre bir anayasa değişikliği yapılmasına destek vermiştir.
Bahçeli, fiili duruma göre hukuki bir kılıf hazırlayarak Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yolunu açmıştır.
Anlaşılan Erdoğan’a bu da yetmemiş, var olan anayasaya uyabilmesi için yeniden bir anayasa yapılması gündeme gelmiştir.
Ama bu Erdoğan’ın varacağı son noktadır, yeni anayasa tartışmalarını ortaya atarak bir taşla üç beş kuş vurmayı hedeflemektedir.
Birincisi, uzun bir süredir gündem belirleme fonksiyonunu yitiren Erdoğan, kendi gündemini yaratma peşindedir. Çünkü Erdoğan gündemi belirlemeden uzaklaştıkça ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk gibi iktidarın hoşlanmadığı gerçekler öne çıkıyor.
İkincisi, muhalefetin parlamenter sistemi geri getirecek bir anayasa hazırlığına karşı kendi yeni anayasasını koymak istemektedir.
Üçüncüsü, yeni anayasaya koyacağı bazı maddelerle muhalefet bloğundaki milliyetçi-muhafazakar partilerin aklını çelmeyi hedeflemektedir.
Dördüncüsü, bunu başaramazsa bu partiler içindeki milliyetçi-muhafazakar siyasetçileri kendi yapılarından kopartarak yanına çekmeyi amaçlamaktadır.
Erdoğan-Bahçeli ikilisinin yeni bir anayasa değişikliğini değil TBMM’den geçirecek, referanduma bile götürecek gücü yok.
Eğer Erdoğan yeni anayasa için kararlıysa önümüzdeki süreçte Meclis’te yeni “milletvekili borsası” da kurulacaktır.
Şimdilik yeni anayasayı Erdoğan’ın istediği şekilde yapmak, Ay’a ilk Türk astronotu göndermek gibi uzak bir hayal.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak var olan anayasaya uymadığı için 2017’de bir anayasa değişikliği yapılmıştı.
Belli ki bu da dar geliyor Erdoğan’a ve uyabileceği yeni bir anayasa istiyor; görünen o ki bu işin sonu yok.
Erdoğan’ın 10 Ocak Çarşamba günü veremediği “müjdeli” haber aslında bir itiraf oldu; “İpin ucunu yine kaçırdık!”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021