Cemil ERTEM
Başbakan Erdoğan’ın Ortadoğu turu, Ortadoğu, dünya ve Türkiye medyasında adeta Türkiye’ye övgü haberlerine dönüşmüş durumda. Aslında batı medyasının büyük bir bölümü bunu, ‘bakın Türkiye bölgenin kaymağını yiyecek, biz geç kalıyoruz’ arka planı ile veriyor. Nitekim Sarkozy’nin apar topar, Erdoğan’dan önce, Libya’ya kapağı atması bu yayınların, belli ölçüde amacına ulaştığını gösteriyor. Ancak, Sarkozy’nin, dedesi De Gaulle’u aratmayacak Libya hamleleri çok işe yarayacak gibi gözükmüyor.
AB’nin krizi, Ortadoğu’daki değişiminden ayrı değil; hatta bu ikiz değişim dalgasının birbirlerini tamamlayacak iki dinamik olarak tarih sahnesine çıktığını söyleyebiliriz. Sarkozy, Kaddafi’nin Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi izdüşümü olduğunu hâlâ kavrayabilmiş değil. Bunun için bırakın Erdoğan’dan önce oraya gitmesini, Elysee Sarayı’nı Trablus’a taşısa bile, durum Fransa açısından fark etmez. Aslında Ortadoğu’da ilk belli olan, değişimi üstlenen güçlerin, her türlü ‘dış’ baskı ve telkinin dışında kalacağı oldu. Bu, hiç şüphesiz Türkiye ilişkileri için de geçerli. Nitekim Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelil, Libya’nın yeni yönetim biçiminin demokratik şeriat olacağını söyledi. Mısır’da ilk seçimlerde işbaşına gelme ihtimali hayli güçlü olan İhvan ise öyle laiklikle falan alakalarının olmadığını, İslami bir yönetim biçiminin Mısır için en uygun yol olacağını belirtti. Aynı durum Suriye’deki muhalefet için de geçerli. Tunus’da ise iktidarın en güçlü adayı Nahda, reformcu-İslamcı ve dinamik bir yapı. Ama işin ilginç tarafı, Hizb-al Nahda’nın başındaki Raşid Al Gannuşi’nin Müslüman Kardeşler (İhvan) geleneğini oluşturan Seyyid Kutb’un fikirlerini kendisine bayrak edinmesi. Bu gelenek, İslam’ın bir barış ve adalet dini olduğundan hareketle; bunu bu coğrafyada ve giderek dünyada (ümmet) gerçekleştirmeye yönelik yeni bir siyaset (demokrasi) oluşturma çabasında. Bu açıdan ‘Türkiye her haliyle model olacak’ hikayesini bırakalım.
Ancak bu durum, şu an kriz içinde olan küresel kapitalizm için gerçekten uzun vadeli sistemik bir sorun olarak kendini gösterecek mi, bu soru belki de günümüzün en can alıcı sorularından birisi. Ancak ben şimdilerde ‘biz şeriat uygulayacağız’ diyen bu iktidar adaylarının, dünyayı ortadan ikiye bölecek bir sorun olduğunu düşünmüyorum.
Hiç kimse Ortadoğu’da halkın iradesiyle işbaşına gelen ve ‘ben şeriata dayalı bir rejim uygulayacağım’ diyen ülkeleri, Suudi Arabistan’la hatta İran’la karıştırmasın. İran, Şah diktatörlüğü ile somutlanan batı sömürgeci modernizmine, ‘içeriden’ bir tepkiydi. Böyle olunca, bütün var oluşunu batıya, özellikle ABD’ye karşıtlık üzerine kurdu ve bunu yaptıkça da içe kapandı. Bugün İran’a uygulanan ambargo çok önemli değildir; önemli olan İran’ın kendisini izole etmesidir. Halbuki, Arap Baharı’ndan sonra ortaya çıkacak rejimler, İran gibi içe kapalı, ulusal-devletler olarak yapılanmayacaklar; tam aksine, sınırların giderek önemsizleştiği, entegre-demokratik ve açık toplumlar olarak örgütlenecekler. Böyle olunca, bu toplumların, kendi gerçeklerini sistem içinde kabul ettirme ihtimalleri yüksek.
Çürümüş-spekülatif finansal düzene alternatif: Sukuk
Bugün İslam ekonomisinin piyasa çekirdeğini oluşturan, ekonomik varlıkların sahipliğine ve faizsiz işletimine dayalı menkul kıymetleştirme sistemleri, kapitalizmin finansal çürümesinin önüne geçecek en yakın alternatif olarak durmaktadır. IMF’nin İslami ekonomiye dönük 2010 raporunda, İslami bankaların, toksik varlıklara bulaşmadıkları için krize karşı esnek durabildikleri vurgulanıyor ve İslami fonların dünya çapında büyüklüğünün 1 trilyon dolara çıktığı ve 2015 yılında da dünyadaki 1.5 milyarı aşkın Müslüman’ın tasarruflarını çekeceği öngörüsünde bulunuluyordu. Bugün varlığa ve üretim-işletme kârı ortaklığına dayanan bir menkul kıymetleştirme olan Sukuk Sistemi, spekülatif bir bataklığa dönüşmüş dünya finans sistemi için artık güçlü bir alternatiftir. Ortadoğu’daki siyasi değişim, aynı zamanda nasıl iflas edeceğini şaşıran şu anki kapitalizme, finanstan başlamak üzere ciddi bir çıkış noktası sunmaktadır. Bunun kapitalizmin yeni bir yüzü mü yoksa ‘başka bir şey’ mi olacağını zaman gösterir. Ama Türkiye, Ortadoğu’nun giderek ortaya çıkacak zenginliklerine ortak olmak istiyorsa işe, ilk önce hayli geç kaldığı şu İslami fon piyasalarını geliştirerek başlamalıdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018