Ekin GÜN
Yapılacak olan her seçim öncesinde denilen “bu seçim çok özel” klişelerinin cazibesine kapılmadan ve seçim sonuçlarını analiz etmeye geçmeden önce özeleştirimizi yapalım. Seçimden önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi HDP’nin baraj altında kalacağını düşünüyordum. Lakin oy kullanan seçmen HDP’yi Meclis’e taşımak istedi ve taşıdı. Seçmenin kararı bu yönde olduysa itiraz edecek bir durum yok. Yanıldım. Bu sebepten ötürü öncelikle HDP’yi tebrik ediyorum. İkinci olarak da seçim sonuçlarının tartışılması demokrasinin tartışılması demektir. Sandığa ve demokrasiye inanıyorsak çıkan sonuçlara da inanmamız ve bu noktada sonuçları kabullenmemizden başka bir seçenekte düşünülemez. O nedenle halk ne dediyse doğrudur, bu tartışılamaz ve tartışmaya dahi açılamayacak olan tek hükümdür.
Seçim öncesi konuşmalarında belki de en merak edilen konu HDP’nin barajı aşıp aşmayacağı meselesiydi ve HDP barajı aştı. Eğri oturup doğru konuşmak gerekiyor. Bu noktadan ve hatta makro açıdan bakacak olursak seçimlerin tek galibi HDP’dir. Çünkü bir siyasal parti seçim öncesi koymuş olduğu hedefleri seçimde yerine getirmekle mükelleftir. O nedenle HDP’nin seçim öncesi barajı aşma hedefinin tuttuğunu, geriye kalan üç partinin de tek başına iktidar olma hedeflerinin tutmadığı gün gibi ortadaysa hedefini tutturan partinin seçimlerde başarılı olduğunu ifade etmek yanlış olmaz. Bunun da hakkını vermiş olalım.
Seçim sonuçlarını analiz etmeye geçmeden önce birkaç meseleyi göz ardı etmeden konuşmak da fayda var. Öncelikle halk makarnaya ve kömüre oy vermiyormuş demek ki. Makarnaya ve kömüre oy veren halk AK Parti’nin diğer seçimlerde almış olduğu oy oranını yakalaması için tekrardan oy verirdi. Lakin AK Parti’nin oy kaybettiğini düşünecek olursak demek ki böyle bir durumun aslı astarı yok. İkincisi Erdoğan’ın diktatör olarak iddia edilmesi… Dünyanın hiçbir ülkesinde bir diktatör düşünün ki o diktatörün ülkesinde 12 senedir genel başkanlığını yapmış olduğu bir parti bugün tek başına iktidar olacak milletvekili sayısını tutturamasın. Diktatörler literatüründe ve diktatörlerin ülkesinde koalisyon seçenekleri tartışılmaz aksine koalisyon diye bir kavram olmaz. Diktatör ne derse o olur. Onun için diktatör safsatalarının bu seçimle birlikte son bulacağını umut ediyorum.
Gelelim seçim sonuçlarına… Görünen o ki halkın takdiri dört partinin Meclis’te temsil edilmesi düzeyinde oldu. AK Parti’nin oylarında yaşanan düşüş ve dolayısıyla HDP’ye ve MHP’ye kayan oylar direk olarak bence Çözüm Süreci odaklı. AK Parti’den HDP’ye kayan oylar da AK Parti’nin Çözüm Süreci’ne daha fazla sarılması gerektiği ve reform hareketlerini yavaştan almaması gerektiği yönünde bir uyarı niteliği taşıyor. MHP’ye kayan oylar da ise HDP’nin Türkiyelileşme iddiasıyla Batı’da daha görünür olması sebebiyle milliyetçi hassasiyetle savunma mekanizması oluşturulduğunu gözlemlemek mümkün. Tabi her ne kadar sosyolojik analizin istatistiklere bakarak böyle olduğunu söylesek de durum böyle midir bunu gelecekte göreceğiz. Ama öyle ki MHP’ye verilen oyların AK Parti’yi tek başına iktidar yapmadığı, HDP’ye kayan oyların da HDP’nin barajı aştığını gözlemlersek ağırlıklı bir tercih olarak AK Parti’nin de birinci parti olma münasebetiyle halkın takdirinin Çözüm Süreci’nde “devam” kararı verdiğini söyleyebiliriz.
Bunu söylememizin sebebi HDP’nin barajı geçmiş olmasıyla alakalı bir şey değil. AK Parti’nin birinci parti olmasını korumasıyla ve HDP’nin de Batı’da daha görünür ve Eski Türkiye’de lafı dahi açılmayacak şekilde daha özgür bir şekilde seçim propagandası yapmasında saklı. Çünkü HDP’ye oy veren seçmen HDP’nin en yüksek oyu Kürtlerden aldığını ve bu partinin İmralı’yla görüşmelerde aktif bir rol oynadığını çok net bir şekilde biliyor. O nedenle Çözüm Süreci üzerine izlenen politikaların toplumda bir tahribat etkisi yaratması ancak MHP’ye giden %2-3 oyla ölçülebilir. Mikro açıdan HDP’ye giden oyların mesaj niteliğinde Çözüm Süreci’ne bir karşı hareket olarak gözlem yapmak doğru olmaz.
Yoksa tabiî ki HDP’nin barajı aşmasında “Seni Başkan Yaptırmayacağız” gibi Beyaz Türklerin bam telini okşayan söylemlerin ya da NYT’nin, The Economist’in, Doğan Medyası’nın katkıları tartışılmaz. Lakin halkın Çözüm Süreci’ne “devam” demesi de bence HDP’den daha çok AK Parti’nin birinci parti olmasında saklı. HDP’nin Çözüm Süreci’nden daha çok Beyaz Türklere ilişkin politika yapması onların barajı geçmesini sağlasa da AK Parti’nin birinci parti olma münasebetiyle AK Parti tabanının daha doğrusu kitlesel tabanın Çözüm Süreci’ne desteğinin devam ettiğini yorumlayabiliriz.
Çözüm Süreci kapsamından olayı ele almaya devam edecek olursak Demokrat Parti geleneğinden gelen AK Parti’nin Çözüm Süreci’ni başlatmasıyla beraber Güneydoğu’da ve genel anlamda Kürtler üzerinde yaratmış olduğu rahatlık HDP’nin barajı geçmesini sağladı. HDP her ne kadar bu kazanımlarını kendisine çıkarmaya çalışsa da bu kazanımları sağlamasının temel nedeni AK Parti’nin reform hareketlerinden başka bir şey değil. Kısacası AK Parti büyük resimde tek başına iktidarını kaybetmiş olsa da HDP bu noktada barajı aşan oldu. Çözüm Süreci’nde AK Parti’nin yapmış olduğu ileri adımlar AK Parti’nin bu Çözüm Süreci’nin kurbanı olduğu yorumlarını beraberinde getirebiliyor. Lakin HDP’nin bundan sonra demokratik siyaseti kayıtsız şartsız seçmesi gerektiğiyle ve AK Parti’nin de Çözüm Süreci’nde gelinen bu noktayı bundan sonra daha da ileriye taşımasıyla Çözüm Süreci bu seçim sonuçlarından etkilenmez. Çünkü seçim sonuçlarından çıkan buna yönelik ciddi bir mesaj yok. Ben bu seçim sonuçlarından çıkan mesajın başka sebeplerden kaynaklandığını düşünenlerdenim.
AK Parti 2002’de tek başına iktidara geldiğinde Milli Görüş gömleğini çıkardıklarını ve Milli Görüş çizgisini güncellediklerini her fırsatta dile getirmişti. AK Parti seçmenin gözünde özgün bir hareket olarak doğmuştu. Bu özgün hareket her seçimde kendini yenileyerek devam etti. Ta ki bu seçime kadar. Bu özgün duruşun yenilenme hareketleri sivil toplum olan halkın hep daha ileriyi göstermesiyle ölçülebilir. Çünkü AK Parti toplumun reform dinamiklerini şuana kadar en iyi okuyan ve bunları hayata geçiren bir parti. Özgün ve yenilikçi duruşu her ne kadar bu seçimde onu tek başına iktidar yapmasa da bu konuda AK Parti’nin bir alternatifi yok. Lakin bu özgün ve yenilikçi duruşun bu seçimde AK Parti’yi tek başına iktidara getirememesinin sebepleri arasında bunların topluma iyi anlatılamadığı gerçeği var.
Artık bundan böyle görülüyor ki baraj sistemi Türkiye’de istikrar getiren bir durum olmaktan çıkmıştır. 2002’de %34 ile tek başına iktidara gelen bir parti 2015’te %40 ile tek başına iktidara gelemiyorsa ve seçimlere ilk kez parti olarak katılan HDP %13 gibi bir sayıyla baraj engelini aşıyorsa bu barajın istikrardan daha çok %40 gibi yüksek bir oyun da tek başına temsilini engelleyici bir durum ortaya koyduğunu gösteriyor. Onun içindir ki bundan sonraki seçimler de seçim barajı %5’le ya da tamamen kalkarak bir seçime girilmeli ve AK Parti’nin reform hareketlerinin başlangıç noktası önümüzdeki seçimden başlayarak ilk olarak bu olmalıdır. Çünkü bugün seçim barajı %5 olsaydı şu sonuçlara göre AK Parti tek başına iktidar olurdu. Kısacası bu seçim barajının özgün bir istikrar getirmesinden ziyade kazanımları yok edici bir etkisi olduğunu söylesek yanlış olmaz.
HDP’nin barajı geçip geçmemesi dışında bu seçimde konuşulan başka bir mesele de Başkanlık Sistemi’ydi. Konuşulan diyorum ama aslında konuşulmayan bir mesele oldu bu. Çünkü Başkanlık Sistemi’nin iyi ve güzel olduğu dışında içeriğine yönelik herhangi bir temellendirme yapılmadı. Sadece bu siyasal sistemin artık kriz yarattığı ve böyle devam edilemeyeceğinden ziyade ülkede Cumhuriyet kurulduğundan bu yana hiç denenmemiş olan Başkanlık Sistemi içeriği de doldurularak halka iyi bir şekilde anlatılmalıydı. Çünkü ben bu seçim sonuçlarının Başkanlık Sistemi’ni rafa kaldırdığını düşünmüyorum. Hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan’ı seçimle iş başına getiren bir sistemde siyasal kriz çıkma olasılığı bu seçim de olmasa bile diğer seçimlerde hep vardır. Ve bu krizin çıkma olasılığı da istikrarı zedeleyen bir durum olacaktır. Siyasal sistem ve siyasal rejim adına parlamenter sistemden farklı olan diğer rol modeller de halka iyi bir şekilde anlatılırsa ve bunların içeriği doldurulursa çok daha iyi olacağı kanaatini taşıyorum.
13 senedir birinci parti olma özelliğini koruyan ve 13 senede birçok derin ittifaka ve tezgaha karşı savaşmış olan AK Parti oylarını hala %40’ın altında görmüyor ve birçok ilde birinci olmakla beraber birinci olamadıkları illerde de ikinci olma özelliği taşıyor. Bu açıdan bakacak olursak seçmene göre AK Parti’nin bir alternatifi yok. Bu alternatifin olmaması alternatif yaratacaklardan önce AK Parti’nin alternatif olabileceklerin de rolünü almasıyla eşdeğer bir durum. Böyle bir şey hem AK Parti’yi o özgün ve yenilikçi duruşunu daha da sağlamlaştıracak hem de Türkiye’de dinamik güç olan bu halkın taleplerini de daha çabuk bir şekilde hayata geçirme iddiasını diri tutacaktır.
Bundan sonraki günlerde koalisyon üzerine çeşitli yorumlar ve tahminler yapılacaktır. Ben kendi fikrimi açıklayacak olursam AK Parti’nin hiçbir partiyle koalisyon yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun çok değişik nedenleri gösterilebilir. Benim kendi fikrimce halkın koalisyonlara tepki koyup 2002’de yeni bir parti olan AK Parti’yi iktidara taşımasının çok büyük önemi var. İkincisi AK Parti’nin koalisyon yapacağı kendi gibi özgün, yenilikçi ve reformcu bir partinin karşısında olmayışı da en büyük problem. Bu durum koalisyon yapılan partiye yarar sağlasa da AK Parti’nin sonunu hazırlayan bir sürece doğru yol alır. Üçüncü durum ise ekonomik istikrar koalisyonla olmaz, Çözüm Süreci’ni de AK Parti dışında destekleyen başka parti olmadığı için bugüne kadar edinilmiş olan kazanımlar da çöküş sürecine doğru girer. O nedenle azınlık hükümeti gibi bir mevzu bahis de dahil olmak üzere koalisyon ve başka düşünceler hayata geçirilmemeli, devleti yönetmeye talip olduğunu iddia eden CHP, MHP ve HDP’ye bir “ödül” niyetine top bırakılmalıdır.
Sonuç ne olursa olsun bizi erken seçimin beklediği günlere doğru gideceğimizi düşünüyorum. Hatta seçmenin bu noktada tam karar vermediğini ve bence erken seçime kadar oy vereceği partiyi daha kararlı bir şekilde seçeceğini düşünmek de yanlış olmaz. Tabi yukarıda yazmış olduğum ve başta AK Parti olmak üzere diğer partilerin de bu seçim sonuçlarını iyi etüt edeceğini umarak.
Küfür ve hakaretten başka bir şey bilmeyenler ve Erdoğan’ın sırf başkan olmaması için koalisyonun önünü açarak Eski Türkiye’ye kapı aralayanlar bilmelidir ki umarım bu koalisyon hesapları dahilinde kaybedeceğimiz zamanlar da ekonomik ve siyasal istikrar çok fazla zarara uğramaz. Ve küfür ve hakareti artık ideolojik fikirleri haline getirenler iyi bilsinler ki ben %1-2 oy uğruna celladımla ittifak kurmayı, iyi gün dostu olmayı, Çözüm Süreci’ndeki kazanımlar da en büyük pay sahibi olan Erdoğan’a vefasızlık yapmayı marifet sanan biri değilim.
O nedenle Yeni Türkiye’nin yolu biraz duraksa da bu Yeni Türkiye yürüyüşü daha da güçlenerek devam edecektir. Tıpkı şairin de dediği gibi “yenilgi yenilgi büyüyen zaferler vardır” nidalarıyla…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016