Ekrem DUMANLI
Hafta içinde internete düşen konuşmalar siyaset-medya ilişkisinin ne kadar feci boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.
Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanı’nı arayarak Doğan Grubu’nun sahibi Aydın Doğan hakkında mahkemeleri etkilemeye yönelik sözler sarf ediyor. Doğan’ın beraat etmesinden dolayı sitemkâr bir dille Bakan Bey’den hesap soruyor. O da vaziyeti kurtarmaya çalışırken korkunç bir mazerete sığınıyor ve “O hakim Alevi...” diyor. Vahim!
Daha vahimi de var: Başbakan, davaya üst yargıda müdahale edilmesini istiyor. Demokratik bir ülkede bir başbakan bir medya grubu üzerine bu kadar baskı kurabilir mi? Tabii ki hayır; ancak bunu siyasetçilere gel de anlat. Nitekim Başbakan Erdoğan, konuşmaları kabul etti ve kendini şu sözlerle savundu: “Bundan daha doğal ne olabilir!” Bu itiraf sayesinde bir gerçek daha ortaya çıkmış oldu: Grubun üst düzey yetkilileri haklarını aramak için görüşme yaptığında onlara pişkin bir üslupla “Biz değil; size baskı yapan cemaat!” deniyordu. Aydın Bey’in kurmaylarına fısıldanan ‘yargıdaki cemaat’ yalanı Başbakan’ın fütursuz ikrarı sayesinde resmen tuzla buz oldu. Kim bilir daha neler ortaya çıkacak ve anlaşılacak ki, kendi icraatlarına kalkan yaptıkları hayalî ‘yapı’ siyaset için maskeleme ve perdeleme metodundan başka bir şey değil...
Başbakan, internete düşen bu konuşmaya ‘montaj’ demedi. “Ne var bunda!” pervasızlığı ile kabullendiği konuşmanın adalete nasıl doğrudan müdahale olduğunu umursamadı. Neyi umursuyor ki? Halkın oyunu. Başka hiçbir ölçüsü kalmamış sanki. O yüzden katıldığı bir TV şovunda (‘program’ diyemiyorum ona) Alevi lafının montaj olduğunu, öyle bir şey konuşmadıklarını iddia etti. Oysa daha iki saat önce bir başka TV kanalında eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin de canlı yayın konuğu idi. “O hakim Alevi...” dediğini ikrar etmişti. Başbakan, Sadullah Bey’in Hatay Belediye başkanı adayı olduğunu, Hatay’da Alevi seçmenin bulunduğunu, internetteki ‘montaj’ın bu nedenle yapıldığını iddia ediyordu. Oysaki birkaç saat evvel Sadullah Bey, bu sözü söylediğini ancak kötü bir kastı olmadığını, amacını aşmışsa Alevi vatandaşlarından özür dilediğini söylüyordu.
Bu hadise bize bir gerçeği ispat ediyor: Başbakan Erdoğan, hadiseleri kafasında kurguluyor, olayları başka mecralara kaydırıyor ve kendi ürettiği senaryoya herkesin inanmasını istiyor. Gezi olaylarından bu yana kurgusal inanç seanslarıyla kitleleri kendine meczubane bağlamaya çalışıyor. Tabii bu arada insanları ötekileştiriyor, kutuplaştırıyor.
Başbakan’a ait olduğu iddia edilen diğer bir ses kaydı, başka bir medya grubuna yapılan baskıyı da deşifre etmiş oldu. Demirören Grubu’nun sahibi, Başbakan ile telefonda görüşüyor. O günlerde Milliyet Gazetesi “İmralı zabıtları”nı manşet yapmış, PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı heyeti arasındaki konuşmalar kamuoyuna mal olmuştu. Başbakan, Milliyet’in patronuna öfke saçıyor, ağzına geleni söylüyor; hatta hakaret ediyor. O kadar ileri gidiyor ki 76 yaşındaki Erdoğan Demirören, konuşmanın sonunda ağlıyor ve görüşme hıçkırıklar eşliğinde sona eriyor. Hangi demokratik ülkede bir başbakan medyaya bu kadar müdahale eder, baskı yapar? Konuyu bilenlerin “Daha bu ne ki! Aranan ve azarlanan köşe yazarlarından işten atılması için talimat verilenlere kadar bir yığın rezalet yaşanıyor bu ülkede...” dediklerini tahmin ediyorum. Bir de doğrudan talimat gelince -inanmadıkları olayları bile- haber yapan ve haram helal tanımayan gönüllü emir kulları var; onları tarih tek tek yazacak bir gün...
Dönelim mevzumuza: Başbakan, hıncını alamamış olsa gerek ki kamuoyu önünde de konuyu gündeme getirmiş ve “Batsın böyle gazetecilik!” diye kükremişti. Sonra ne oldu? Gazete önce Hasan Cemal ve bazı gazetecilerin kellesini iktidara teslim etti. Ardından da gazete genel yayın yönetmeni Derya Sazak, baskılara dayanamayıp istifa etmek zorunda kaldı.
Bugünlerde kitap raflarını Sazak’ın yeni çıkan kitabı süslüyor ve ismi de, “Batsın Böyle Gazetecilik!” Doğru. Medyanın iktidar oyuncağı haline getirildiği bir dönemde gazetecilik nasıl yapılacak ki? Bu baskıların gönüllü köleleri bile var olduğuna göre sözün bittiği yerdeyiz. Haram yollarla kurulan havuz medyası her gün yalan uydurarak, iftira atarak iktidarı sonsuza kadar taşıyacaklarını vehmediyor, hem kendilerine hem de iktidar sahiplerine zarar veriyor. Aklı başında biri de kalkıp “Yahu bu memleket üçüncü dünya ülkesi olmaya doğru gidiyor...” diyemiyor. Hal böyle olunca iktidardaki tekebbür, Himalaya Dağları’nı aşıyor, yalan üzerine siyaset bina ediliyor.
Fikrin namusu, düşüncenin şerefi üzerine kurulu gazetecilik, temel hak ve özgürlükler konusunda bu kadar pısırık kalacaksa ve kirli ilişkiler birilerinin ayaklarında pranga olmaya devam edecekse evet batsın böyle gazetecilik! Peki ya yalan ile talan arasına sıkışmış siyaset? Toplumun bütün kesimlerine ağza alınmayacak hakaretler ederek her gün nefret suçu işleyen siyaset... Şayet siyaset bu kadar zehirli bir dil kullanacaksa, hırsızlık bu kadar arsızlığa dönüşecekse, zulüm, başına adalet tacını takacaksa o da batsın demek gerekmiyor mu?
Yeni 28 Şubat daha zalim
Bugün yaşanan zulmün 28 Şubat’tan geri kalan yanı bulunmamakta; hatta çoğu var, azı yok. 28 Şubat, savcıların eliyle ve medyanın desteği ile yapılmıştı. O gün iddia edilenlerle bugün söylenenleri yan yana getirin, yeni 28 Şubatçıların daha zalim olduğunu göreceksiniz. Buyurun size birkaç örnek:
28 Şubat’ta Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında Savcı Nuh Mete Yüksel ne söylemişse bugün Başbakan Erdoğan da aynısını meydanlarda tekrar ediyor. Nuh Mete Yüksel, hayalî bir örgüt şeması çizmiş, o şemanın tepesine Hocaefendi’nin adını yazmış, altta da Hizmet Hareketi’ne destek veren ne kadar kurum varsa onları sıralamıştı. Hocaefendi’ye “dünya imamı” yakıştırması yapan zihniyet her sektör için bir de ‘imam’ uydurmuştu.
Şimdi Başbakan, aynen bu iddiaya sığınmış. Güya Hocaefendi “kâinat imamı” imiş. Yani tek kelimelik fark! Biri dünya imamı demişti, öbürü kâinat imamı diyor! Merak ediyorum, hukuken çürütülmüş bu düşünceleri Başbakan’a kim veriyor? Yahu bu iddialar 8 senelik mahkeme sürecine tabi tutuldu ve Hocaefendi, bu saçma iddialardan oybirliği ile (oyçokluğu değil) beraat etti, o beraat üst yargı tarafından (yine oybirliği ile) onandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz edince Genel Kurul’dan da beraat kararı perçinlendi.
O kadim dosyalara dönüldüğüne göre; ya 2004’te Başbakan Erdoğan’ın imza attığı MGK kararına sadık bir şekilde hükümet ‘cemaati bitirme’ emrini yerine getiriyor ya da suç bulamadığı için eski çöplüklerden yeni malzeme bulmaya gayret ediyor.
Eski 28 Şubatçılar ‘cemaat’i MGK kararlarıyla yok etmeye yeltendi; yeni 28 Şubatçılar da aynısını yaptı ve utanacaklarına övünüyorlar. Eskiler dershane kapatmayı akledemedi; ama eğitim kurumlarına müfettişler vasıtasıyla baskı kurdu. Yeni 28 Şubatçılar dershane kapattı; bu ayıp onlara yeter aslında. Ne var ki o yüz kızartıcı fiillerini meydanlarda höyküre höyküre anlatıyorlar. Eski 28 Şubatçılar yeşil sermaye diye bir şey uydurdu, muhafazakâr şirketleri yaftaladı ve onlarla alışveriş yapılmamasını tavsiye etti. Yeni 28 Şubatçılar banka batırma gibi korkunç bir eyleme teşebbüs etti, çocuklarınızı filan okula göndermeyin, falan gazeteleri almayın gibi çapsız söylemlerin arkasına sığındı...
Daha saymama gerek var mı? ‘İslamcı’ 28 Şubatçılar ‘laikçi’ 28 Şubatçılardan daha saldırgan, daha acımasız çıktı. Eskileri o devranın bin yıl süreceğini sanmıştı; şimdiler bu devrin kıyamete kadar devam edeceğini vehmediyor. Demek ki hiç ders çıkarmamışlar. Oysa zulüm asla kalıcı olamaz. Hele bu topraklarda, hele bu topraklarda...
PANORAMA
“Sürgün İnek” diye bir film var vizyonda. 28 Şubat’ı anlatıyor. Ama nasıl bir anlatım... Kara mizah gibi en zor metotlardan birini kullanan Sürgün İnek, insanların elinden tutuyor ve onları olağanüstü dönemlerin absürt çehresi ile karşı karşıya getiriyor. Film yapımcıları kırk yıl düşünse bu filmin zamanlamasını bu kadar denk getiremez. Tam da yeni 28 Şubat yaşanırken, eski 28 Şubat’a hiciv gözüyle bakmak izleyenler için harika bir fırsat. Filmde ideolojik bir soğukluk yok; tam tersine güldürürken düşündürüyor, düşündürürken insanı sorumlu olmaya davet ediyor. Hâlâ izlemedinizse fırsat kaçmış sayılmaz, mutlaka görmek lazım...
YouTube’u seçimlerden sonra yasaklayabiliriz diyor Başbakan Erdoğan. Facebook’u da seçim sonrası yasak listesine koymuş çoktan ve bunu ilan ediyor resmen. Herhalde sırada Twitter da vardır. Görünen o ki, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayyuka çıkınca hukuken arınma yolunu seçmeyerek bambaşka bir mecraya sürüklenen iktidar, internete topyekûn bir yasak getirerek ülkeyi kendi içine hapsetmek istiyor. 30 Mart sonrasında Kuzey Kore olma yolunda adımlar atmayı düşünen iktidarın demokrasiden vazgeçtiği, muhaberat devleti yolunda yürüdüğü artık kesinleşti. Yeni Türkiye düzeni baskılar üzerine bina edilecek ama unutulan bir nokta var: Parti devletine ne Türkiye razı olur ne de dünya...
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015