Ekrem DUMANLI
Anayasa ayaklar altında. Yasalar keyfî bir şekilde uygulanıyor. Hal böyle olunca “zulüm, adalet külahını başına geçiriyor” ve dilediğini düşman, hain, terörist ilan ediyor.
Oysa kesinleşmiş mahkeme kararı olmaksızın hiçbir kimseye/kitleye böyle ağır ithamlarda bulunamazsınız. Velev ki savcı olun, hakim olun, siyasetçi olun, gazeteci olun…
Kural nedir? Savcılar zanlının lehinde ve aleyhinde delil toplar. Kanun aynen böyle diyor: Lehte ve aleyhte! Bu delilleri mahkemeye taşıdığında araya müdafaa makamı girer. Hukukta müdafaa makamı, adaletin olmazsa olmazıdır. Mahkeme her iki tarafı da dinleyip, delillerini inceledikten sonra bir karar verir. O karar da nihai bir hüküm değildir. Sanıklar hakim kararına itiraz etme hakkına sahiptir. Üst yargı yollarına başvurulması da hukukun vazgeçilmez bir aşamasıdır. Günümüzde nihaî kararın evrensel hukuka bakan boyutları da var. Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkınız; hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikâyet etme hakkınız bulunmakta.
Yani? Demem o ki yandaş medyanın önüne gelen herkese “terörist, terör örgütü” gibi yaftalar kullanması apaçık bir suçtur. Savcı böyle iddia etmiş bile olsa, hiç kimse bir kişi/bir kitle hakkında pervasızca terör örgütü sıfatını kullanamaz. Kullanırsa suç işler! Adama sorarlar, nerede kesinleşmiş mahkeme kararı? Hukukun bütün süreçleri sona ermeden (iddia-müdafaa-hüküm-temyiz, uluslararası başvurular) yaftalama yaparsanız suç işlemiş olursunuz.
Hiçbir şey kanunsuz iş yapmayı meşrulaştırmaz!
Sivil toplum kuruluşları için ısrarla terör örgütü tabiri kullanan nâdanlar, hukuku ayaklar altına alıyor. Ne yazık ki bu hukuksuzluğa devletin ajansı ve televizyonu da çanak tutuyor. Vatandaşın vergileriyle ayakta duranlar, kamu yayıncılığı gibi ciddi sorumluluğu göz ardı ederek anayasayı ve yasaları tanımazsa bunun bedelini elbette adalet huzurunda er geç ödemek zorunda kalır.
Mahkeme kararı olacak ve o karar kesinleşmiş olacak ki siz bazı sıfatları kullanma hakkını elde edebilesiniz. Gerisi laf u güzaftır, bühtandır. Kin ve öfkenizin esiri olmanız kanunsuz iş yapmanızı meşrulaştırmaz. Şu ana kadar “cemaat, hizmet” hakkında bütün süreçlerin tamamlandığı herhangi bir mahkeme kararı yok. Bu nedenle sadece medya değil, siyaset ve bürokrasinin de (MGK dahil) hukuka saygı duyarak hassasiyet göstermesi şart.
Ne çabuk unuttunuz...
Hem ayrıca hatırlatmak isterim ki “paralel yapı” diye kanunlarda tanımı bile olmayan muğlak bir kavramla ilgili herhangi mahkeme kararı yok; ama AK Parti hakkında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tapu gibi bir karar var. Kapatma davasının sonucunda AYM, AK Parti için ne hüküm vermişti: “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği”. Hüküm aynen böyleydi. AYM, hükmü böyle vermiş; ancak bu suçun kapatma cezasını gerektirmediğini oyçokluğu ile karara bağlamıştı. Anasol- M hükümeti döneminde yapılan anayasa değişikliği sayesinde nitelikli çoğunluğa ulaşılmadığından kapatılma kararı para cezasına dönüştürülmüştü. O gün karşı çıkmıştık “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” kararına. Yine de karşıyız, gazete kupürlerinden derlenen iddialara. O gün AK Parti'yi “cebir ve şiddet kullanılmamıştır” hükmü kurtarmıştı. Doğruydu bu yaklaşım.
Ne var ki AK Parti, o günden bugüne kimlik değiştirdi; kendisine yapılan yanlışları bir toplu zulme dönüştürüp başkalarına karşı kullanıyor. Kendi medya canavarlarının ürettiği çarpıtılmış haberlerle savcıları harekete geçiriyor, özel ayarlanmış olduğuna dair yaygın şüphelerin muhatabı olan hakimleri devreye sokuyor ve gazete kupürleri eşliğinde insanlara, gruplara, kitlelere “terörist, hain, casus” gibi ağır suçlamalar yöneltiyor. Yazık değil mi, günah değil mi? Adama demezler mi: İlle de bir suçlu arıyorsan mahkeme kararlarına bakman gerekiyor. O kararlar ne diyor, sen ne diyorsun ey yandaş…
YIRTIK DONLU ADAMLAR KULÜBÜ
“Yırtık donlu Nihat” diye seslendi kendi kendisine Bakan Nihat Zeybekci. Çocukluk günlerindeki fakirliğine vurgu yaptı. Anadolu'nun bağrından ser sefil çıkışını ve bir gün ekonomiden sorumlu bakan oluşunu fırsat eşitliği açısından nazara verdi. Sevimli bir siluet belirmişti ki, “yırtık donlu Nihat'ın” Boğaz'daki lüks yalısı medyada haber oldu. İşin içine imar-mimar konuları da girince o siluet kayboluverdi ve yazık oldu…
Yırtık donlu adam imgesinin tek muhatabı Nihat Bey değil. Düne kadar bir kuru ekmeğe muhtaç insanların bugün servet üstüne servet edindiğini görüyoruz. Zenginleşmek suç mu, günah mı? Tabii ki hayır! Ancak bazı şartlarla: Kamu imkânı ve unvanı kullanılmayacak…
Yırtık donlu adamlar mı görmek istiyorsunuz, lütfen siyasi arenaya ve onunla yakından irtibatlı medyaya bir bakın. Ve o arenanın kenarında tek tek ya da topluca kırıntı toplayan, hedef gösterildiğinde de avcılığa soyunan kişilerin ye kürküm ye eşliğinde yaptığı icraatı seyredin. Vahim duyarsızlık hikâyesinin nedenlerinden biri işte o tabloda!
Yazılarından dolayı hapse girdiğinde eşi dostu para toplayıp çoluk çocuğuna bakıyordu; şimdi hem kendi, hem evlad u iyali paraya para demiyor; üstelik medyanın ve siyasetin tam göbeğinde. Villalarının hadd u hesabı var mı bilinmiyor. 5-10 yıl önce bir gecekonduda kıt kanaat geçinen, çocuklarına burs bulmak için utana sıkıla yardım isteyen kişilerin serveti bugün dudak uçuklatıyor, filoların, villaların hesabı tutulamıyor. Daha düne kadar bir şirketin orta ölçekli bir yöneticisi iken ve zar zor ev geçindirirken bir anda milyar dolarlık işin başına geçen ve sırça köşklerde yaşayanların başarı öyküsünü (!) makul bir şekilde anlatacak ansiklopedi bulunamıyor…
Hele medya dünyasında, hele medya dünyasında! Yırtık donlu adamlar kulübüne her geçen yeni devşirmeler katılıyor. Ömür boyu yazı yazıp fakr-u zaruret içinde vefat eden çilekeş mütefekkirlerimizin, üstatlarımızın kemikleri sızlıyordur herhalde. Onlara son yolculuklarında çoğu kez bir kefen bile bulunamıyordu. Şimdilerde Boğaz'a nazır villalarda yazılar döşüyor “Siyasal İslamcı aydınlar”. Ne çile kalmış ne sancı. Dava ruhu da çökmüş; mukaddes emanet hassasiyeti de.
Yırtık donlu adamlar kulübü kimi hedef alıyorsa ona her türlü iftirada bulunabiliyor. Geçen hafta sıra Akın İpek'te idi. Babadan tüccar bir işadamı Akın Bey; yırtık donlular sevmiyor o yüzden onu. Uyduruk raporlar eşliğinde işyerine polis baskını düzenlendi. Şirketinin içinde yer alan Bugün Gazete ve TV'si Kanaltürk TV'ye ve Millet Gazetesi'ne zıplamak için üretilen evrak, uzmanlarca ve resmî muhataplarınca lime lime edildi. Ne var ki yırtık donlu medya tayfası onlarca yıldır şeffaf ticaret yapan Akın Bey'e uyduruk ithamlarda bulunup sorular soruyor. Akın Bey “Bir kuruş kara para bulsunlar, şirketi kendilerine hediye edeceğim.” diye meydan okudu. Ya yırtık donlu yazar-çizer takımı? Aynı babayiğitlikle aldığınız (gizli-açık) ödemeleri, servetinizdeki fevkalade artışları, çalıştığınız grupların kaptığı ihaleleri, edindiğiniz evleri barkları vs. açıklayabilecek misiniz? Buyurun dinleyelim. Tarih dinlesin bin bir “çile ve gözyaşı ile inşa edilen dava”nın nasıl har vurup harman savrulduğunu! E hadi kıpırdayın, mal varlığınızı açıklayın…
Savcılar Erdoğan'ın asistanı mı?
Nerden çıktı bu anlamsız soru demeyin lütfen. Bugün Gazetesi, televizyonu ve Kanaltürk'ün de içinde bulunduğu İpek Koza Şirketi'ne polis baskını düzenlendiğinde İsviçre medyası şöyle demiş: “Savcılık Erdoğan'a asistanlık yapıyor.” Maalesef dışarıdan bakıldığında da, içeriden incelendiğinde de bu durum bir “asistanlık” imajı uyandırıyor. Keşke böyle olmasa ve yargı bağımsızlığına dair somut örnekler sunulabilse. Yargı bağımsızlığının fiilen ispatlanması sadece savcı-hakim için değil; Cumhurbaşkanı için; hatta hükümet ve ülkemiz için de acil ihtiyaç haline gelmiştir. Savcı ve hakimlerin herhangi bir siyasi oluşuma asistanlık yapacağını, mesleğinin onurunu ayaklar altına alacağını sanmıyorum. Tabii ki nihai hükmü tarih verecek...
Hakaret ve tehdit ha!
Yandaş medya, canlı yayındaki bir saati aşan konuşmamı dinlemiş ve ancak bir-iki cümleyi cımbızlayabilmiş. Güya ben “Ya gidersin ya da gitmek zorunda kalırsın” diyerek Tayyip Erdoğan'a hakaret ve tehditte bulunmuşum. İyi de konuşmanın konusu Erdoğan değil ki! 12 Eylül darbesinin ülkeye bir kâbus gibi çöktüğünü, insanların "bu gitmez" umutsuzluğuna kapıldığını söylüyor, demokrasiye uzun uzun vurgu yapıyor, darbelerin halk tarafından bertaraf edildiğini söylüyorum. Hatta Erdoğan'ın muhatap edildiği 27 Nisan muhtırasını da eleştiriyorum. Konu ile Erdoğan'ın ilgisi yok; olsaydı söylerdim. Mesele bu kadar açıkken yalan ve iftiraya başvuranlar, sizde onur kalmadı mı?
İzzet Hoca'ya kulak verin lütfen
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AK Parti'nin en güvendiği hukukçu ve ceza kanunlarının mimarı olan Prof. İzzet Özgenç, hafta içinde hayatî bir uyarıda bulundu. Hoca, terör vesile edilerek mal varlığı dondurma konusunun iç hukukta ve uluslararası hukuktaki karşılığını ifade etti önce ve ardından şöyle yazdı: “PKK için kullanılmayan bu yetkilerin, terör faaliyeti ve terör örgütü olmadığı çok açık olan birtakım sosyal veya ekonomik oluşumlarla ilgili işletilmeye çalışılması bir akıl tutulmasıdır.” Evet, konu çok açık: Ortada terör faaliyeti de yok; terör örgütü de. Hayali bir örgüt suçlaması ile PKK'ya bile yapılmayan uygulamayı devreye sokacak olan kişiler resmen suç işlemiş olur…
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015