Ergun BABAHAN
Sabah’ta uzun yıllar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile televizyon programlarına katıldım. Ne önceden soru verildiğine ne de Erdoğan’ın cevaplar için promptera ihtiyaç duyduğuna tanıklık ettim. Ancak Erdoğan’ın NTV’de bir grup gazeteciyle yaptığı program köprünün altından çok sular aktığını gösteriyor.
Programı izleyen herkes sadece soruların önceden Erdoğan’a verilmekle kalmadığını, cevapların da karşısındaki ekrandan akıtıldığını fark etti. Erdoğan’ın sorulara cevapları motamot okuduğu görüldü. Hitabet gücü ve konulara hakimiyetiyle bilinen bir lider için alışılmış bir durum değil.
Ekibi neden böyle bir yola başvuruyor?
İlk nedeni aldığı ağır ilaçların düşünce sistematiği üzerinde ağır etki yapması. Steven Cook’un makalesiyle gündeme gelen iddialar uzun süre tartışıldı ama İletişim Başkanlığı’nın çabaları ve medya üzerindeki kontrolü sayesinde unutulup gitti. Amerikan Başkanları’nın aksine Türkiye’de Erdoğan’ın sağlık konusu da bir sır. Ülkenin kaderini neredeyse tek başına belirleme gücüne sahip kişinin sağlık durumu bilinmiyor.
Yıllar önce Erdoğan zırhlı aracında bir nöbet geçirip bayıldığında Ömer Çelik balyozla camı kırmaya çalışmıştı. Ardından Ethem Sancak, bir hastane açılışında Erdoğan’a sağlık kartı hediye edip bunu göstermişti. O zamanlar Aydın Doğan’a ait olan Hürriyet gazetesi de büyük bir gazetecilik cevalliyeti gösterip kimlik numarasından kayıtlara ulaşmış ve “Erdoğan turp gibi” manşeti atmıştı.
O zaman gündeme gelen sağlık sorunları görevini yapmasına engel değildi. Ancak televizyon programlarındaki uygulama durumun giderek kötüye gittiği izlenimi oluşturuyor. Erdoğan düşüncelerini toparlayıp kendini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa, mesela Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı birebir görüşme ülke için ciddi bir sıkıntı yaratacak demektir, çünkü aynı sorun orada da yaşanacaktır.
Uygulamanın bir başka nedeni prompter olmadan Erdoğan’ın aklına geleni söylemesi ve sözleri nedeniyle tepki çekmesi olabilir. Çamlıca Cami’nde Sezen Aksu’ya yönelik “Adem ve Havva hazretlerine dil uzatanın dilini koparırız” sözleri bunu tipik örneği. Sezen Aksu’nun dik duruşu ve toplumda Erdoğan’a karşı oluşan tepki Cumhurbaşkanı’nın geri adım atmasıyla sonuçlandı ve o sözleriyle Aksu’yu kastetmediğini açıkladı ve ünlü sanatçıya övgü yağdırdı.
Saray’daki ağır sis perdesi nedeniyle gerçeği bilemiyoruz ama her iki ihtimalin de tek adam rejimi yaşayan bir ülke için büyük risk taşıdığı ortada. Yarım yamalak da olsa demokrasiden uzaklaşmanın kaçınılmaz sonuçları bunlar.
Erdoğan’ı kuşatan güçler yargıyı, medyayı, kurumları yok ettiler ve ülke bir cehenneme döndü. Muhalefetin hedefinin de yarım demokrasi olması bu gerçeğin kesintisiz sürmesine neden oldu. Muhalefet seçici tavrıyla AKP-MHP rejimine büyük destek sağlıyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde Cemaat mensubu olduğu belirtilen kişilere yönelik işkence iddiaları gündemine bile gelmiyor.
Kılıçdaroğlu “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diye popülist bir söylemle Kürtlerin gönlünü ve oyunu kazanmayı hedefliyor ama Kürt coğrafyasında yaşanan insan hakları ihlallerini, zırhlı araç cinayetlerini, uzman çavuş tecavüzlerini gündem bile yapamıyor.
Bu tablo Türkiye’nin yakın geleceği açısından umut vermiyor. Bir de CHP içinde yaşanan iktidar ve adaylık yarışı göz önüne alındığında tablo daha iç karartıcı hale geliyor. İYİ Parti’nin Kürt meselesinde AKP ve MHP’den farklı olmayan duruşu ülkenin en temel ve yakıcı sorununun gerçekçi bir çözümü konusunda umut vermiyor maalesef.
Türkiye Kürt sorununu çözmeden, bölgede demokratik ve insan haklarına dayalı bir yönetim oluşturmadan huzura eremeyecek. Prompter’a mahkum olmuş bir Erdoğan karşısında bile etkili olamayan muhalefet bu gerçeği kabullenmediği sürece Türkiye bu bataktan çıkamayacak.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021