Ferhat KENTEL
Aslında küçük değil; biraz uzakta olduğu için küçük görünen ve bizdeki bazı kâbusları çağrıştıran bir hikâye. Hatırlarsınız, Macaristan’ın Budapeşte şehrinde NATO tarafından düzenlenen “Barış için işbirliği” programında stajyerlik yapan Ramil Safarov adlı bir Azerbaycanlı subay gene aynı programda stajyerlik yapan Ermenistanlı Gurgen Markarian’ın kafasını kesmişti. Yatağında uyuyan Markarian’ı baltayla doğrayan adamı Azerbaycan nomenklaturası da “kahraman” yapmış, madalyalar falan vermişti.
Bize çok yabancı değil; Azerbaycan’da da “kahramanlık” ve “vatan hainliği”nin dağıtımı ilginç yollar izliyor...
Ekrem Eylisli’yi linç etmek
Mesela “Ermeniler benim düşmanım değil” diyen, 75 yaşındaki Azeri yazar Ekrem Eylisli’nin evinin önünde bugünlerde birileri ölüm dansları yapıyorlar. “Baltasını kapan gelsin!” diyerek, 75 yaşındaki bir ihtiyarı “Safarov kahramanlığıyla” öldürmeye çağırıyorlar. Kitaplarını yakıyorlar. Azerbaycan devleti tarafından verilen aylık maaşı, ödülleri; nesi varsa hepsi elinden alınmış; karısı ve çocuğu işten kovulmuşlar. Bu arada belli ki çok “vatanperver” bir zengin de Eylisli’nin kesilmiş kulakları için 10.000 Azeri Manatı para ödülü vaat etmiş....
Bir tür devleti, devlet sahipliğini, olunması gerekeni anlatan ve içinden kan kokusu geçen bir hikâye...
Kan kokusunu damarlarında taşıyan, bizim buralardan bir hikâye...
Anayasa ve barış konularında AKP ve BDP arasında süren nispeten olumlu havadan nem kapan CHP, Baykal’ın ağzını kullanarak, “mübadele anayasasına izin vermeyiz, istemezük!” diyerek, bir kabız devlet standardını ya da klişeyi hatırlattı. İsabet oldu; küçük bir hikâye bize her şeyi tekrar yerli yerine oturtma imkânı verdi...
Sonra gene bizim buralardan bir başka hikâye. Kansız ama iç bayıltan cinsinden... Bir ilimizin valisi (ismi lazım değil, polemik olmasın; çünkü zaten aşağıda yansıyacak zihniyetin taşıyıcıları ibadullah mevcut) bir siyasal partinin il başkanlığını ziyarete gider. Beyefendiyi başkan yardımcısı karşılar ve o an kıyamet kopar!
Yanlış yapmayın güzel kardeşim!
Valinin aşağıdaki sözlerini okurken, vurgularını, vücut hareketlerini, beden dilini, gerdan, kaş-göz hareketlerini de gözünüzde canlandırmaya çalışın. Her gün, her “devlet” lafı geçtiğinde ya da “devletimsi” durumlar olduğunda ne kadar çok karşınıza çıktığını göreceksiniz.
“...Burada bir yanlış var. Ben buraya yardımcımı göndermedim. Bunları öğrenin! Kaldı ki, yardımcım da gelse başkan karşılar. Tamam mı! Bunları öğrenin! Öyle şey olur mu! Evet... Bunları öğrenin, yanlış yapıyorsunuz! Olmaz! Eğer yardımcının karşıladığını bilseydim ben, buraya girmezdim, onu söyleyeyim! Anladınız mı! Ben Cumhurbaşkanı’nın temsilcisiyim bu memlekette. Beni il başkan yardımcısı karşılayamaz. Arkadaşlar, siz siyaset adamısınız, siyaset yapıyorsunuz. Maksatlı yapmadığınızı biliyorum ama lütfen protokolü öğrenin. Tamam mı güzel kardeşlerim! Hadi bakalım, evet...”
Sosyal Bilimler Liseleri fazla geldi
Ve içinden otorite geçen son bir hikâye...
Şimdiye kadar Türkiye’nin eğitim alanında gösterdiği neredeyse en muhteşem uygulama olan “Sosyal Bilimler Liseleri” kapatılıyormuş. Önümüzdeki hafta kısmetse bu konuya gireceğim amatoplumu mühendis gibi ölçüp biçerek ya da cerrah gibi kesip biçerek yönetmeye şartlanmış bir devlet otoritesi kendini yeniden gösterdi. Son yıllarda yeni genç nesillerin zihinlerinin biraz olsun “sosyal” çalışmasının önünü açan bu okulları “otorite” hazretleri kapatmaya karar vermiş. Meseleler arasında ilişkiler olduğunu görmek yerine, a, b, c, d ya da e şıklarından birini seçmeye; “hem o hem bu” demek yerine “ya o ya bu” demeye zorlanan zihinler yetiştirmeyi hedeflemiş olan hazretlerin son numarası bu anlaşılan...
“Sosyal” düşünemeyen bir toplumda ya dostsun ya da düşman... ya vatanperver ya da hain...
Yukarıdaki valigiller de bize yeter; bunları ve de haddimizi öğretmek için...
Hadi bakalım, evet!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Hüsran Yaşayanlar İçin Yaşasın Düşman!
9.07.2024 - “Min selamûn kalben li Filistin!”
16.04.2024 - Ayasofya’dan Ram tapınağına ihtişam ve erkeklik
5.02.2024 - Siyaset asla sadece siyaset değildir
12.07.2023 - Özgürlük mücadelesi ve devlet tapıncı…
24.01.2023 - Bağlılık savaşında duyguları yaratmak
26.11.2021 - 2021’de sivil toplumu yeniden düşünmek
2.05.2021 - İrrasyonel çağ – duygusal aidiyetler
16.04.2021 - Erkeklik ve din
10.10.2020 - On yıl sonra “yetmez ama evet”
9.09.2020
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Milletvekili olmak icin, Erdoganin diktatorluk girisimine destek vermen zaten beklenen bir seydi. 80 milyonluk Turkiyede, butun guclerin tek adamin hegemonyasina teslim edilmesi ulkeye buyuk zarar verir. Gucler ayirimi olmadan demokrasi olmaz. Bunu sen de biliyorsun ama sahsi cikarin icin ulkeyi felakete surukleyecek bir sistemin propagandasini yapmaktan utanmiyorsun. Bayramoglu dogrusunu yazmis ve bunu yaparken isini kaybetme riskini de goze aliyor bak. iste bu ulkeye Bayramoglu gibi adamlar lazim.
Hrac Madooglu
Milletvekili olayim diye onurunu hice sayan cok sahtekar var bu ulkede. Ama bir insan milletvekili olacagim diye ulkenin zararina olacak seyleri desteklerse o en kotusu.