Ferhat KENTEL
Gezi bitmedi; hikayesi ve düşündürdükleri devam ediyor. Böylesine önemli bir olayı, iyi tarafı ve kötü tarafı ile yazmak, ezberlere dayanmadan, kendimizi doğrulamaya çalışmadan yazmak gerekiyor. Gezi üzerine daha çok konuşulacak, çok yazılacak ve Gezi’yi “sindirmemiz” de daha zaman alacak. Kendi adıma da bu uzun düşünme ve yazma, biriktirme sürecine bir yerden başlamam lazım. Ve ne zamandır sayın Necmettin Eroğlu’nun benden talep ettiği köşe yazısını Gezi’ye hasrederek başlayabilirim diye düşündüm.
İşte bu yazı uzun Gezi düşüncesinin bir parçasına dair... Ve belki “Gezi olaylarının” en önemli cephesine değil ama epey önemli bir ipucu sunan bir tarafına dair... Bu vesileyle buradan uzaklara da merhaba!
***
Üç adet TOMA (Toplumsal olaylara müdahale aracı) yani kocaman su tanklı üç polis kamyonu Taksim’in Elmadağ yönüne doğru sol köşesinde öteberiyle oluşturulmuş barikatların arkasına mevzilenmiş üç-beş “devrimciyle” savaş oyunları oynuyorlar. TOMA’lar eylemcilere doğru bir miktar ilerliyorlar, –kimden duyduğumu hatırlamadığım bir tabirle- “prostatlı ihtiyarlar gibi su sıkıyorlar”, sonra tekrar geri çekiliyorlar. Bu sırada kalkanlarında üç harfli bir partinin adı ve “ASAYİŞ” yazan “sosyalistler” biraz iptidai de olsa kendi çapında bir teknoloji içeren topa benzer bir mekanizmayla TOMA’lara gaz bombası gibi bir şeyler ve de molotof kokteyli atıyorlar. Sonra TOMA’lar saldırıyorlar, daha doğrusu küçük su fışkırtmaları yapıp, tekrar geri çekiliyorlar. Bu sefer sıra mücadelenin şanlı tarihine altın harflerle yazılan eylemcilerin molotof kokteyllerine tekrar sıra geliyor. Eylemcilerden birinin kıç cebinin orada bir yerde tabancasının şişkinliği belli oluyor. TV’lerinin başında heyecanlı bir film gibi olayları izleyen bizler, “filmde tabanca görüldüyse o silah patlar” senaryo bilgilerimiz dahilinde “Ne olacak? Yoksa... yoksa...” diye paniklerken, tabanca patlamıyor; daha doğrusu durduğu yerden çıkmıyor bile... Ama orada olduğunu net bir şekilde yönetmen ya da tabancalı aktör bize net bir şekilde gösteriyor; “bakın benim tabancam bile var!” diyor adeta...
Rutinleşen bu su ve molotof değiş tokuş hareketlerine bir müddet sonra sağlam bir heyecan ekleniyor; TOMA’lardan biri alev alıyor! “Eyvah içindeki polisler yanacak!” diye panikliyorum televizyon başında. Ama hayır, TOMA’nın kendi kendini söndürme mekanizması var ve devreye giriyor. Aynı zamanda diğer TOMA’lar da yanan arkadaşlarına dönüyorlar ve söndürmeye başlıyorlar. Bu TOMA’nın ve diğer TOMA’ların içinden polisler iniyorlar. Garip ama gerçek; hiç panik yok, gayet “cool” vaziyetteler. Bu sırada TV’lerinin başında oturan Türk vatandaşları gerilim dolu bu anları panik içinde hafızamıza kaydediyoruz; “acaba söndürebilecekler mi?”
Onlar söndürme işlemiyle uğraşırken “devrimci mücadelenin” neferleri diğer TOMA’lara da saldırırlar mı acaba? Çünkü onlar için vaziyet çok müsait; küçük zaferlerini, diğer TOMA’ları da yakarak muhteşem bir zaferle taçlandırabilirler! Bir anda devrimcilerin ordusu ve polisin ordusu arasında süren savaşta polis ordusu çok kıymetli üç aracını birden kaybedebilir! Devrimcilerin zaferi daha sonra tüm Taksim meydanına yayılabilir. O gün, “Kışlık Saray” olmasa bile, Dolmabahçe Sarayı’nı da ele geçirecek olan “devrimci kuvvetlerin” kazandıkları mevziler ve başarılarla, Türkiye, bırakın demokratik devrimi, “sosyalist devrimi” bile başarıp, direkt sosyalizme atlayabilir!
Ama hayır! “Devrimci kuvvetler” saldırmıyorlar! Bir TOMA yanarken, diğer TOMA’ları da yakma fırsatını tepiyorlar! Adeta iki ordu arasında bir mola anlaşması imzalanmış durumda...
Ne oldu orada? Hani önceki günlerde geceleyin polis mi, zabıta mı, yoksa zabıta kılığına girmiş bilmem hangi derinlikten gelen bir teşkilatın elemanları mı, ya da siyah takım elbiseli başka bir teşkilatın elemanları mı... her neyse kim olduklarını bir türlü “anlayamadığımız” birileri tarafından Taksim-Gezi parkında eylemcilerin çadırlarının yakıldığı, ortalığı gazla donatan saldırıdan sonraki günlerden birinin sabahındayız. Televizyonlar yayına başlamışlar. Taksim’den naklen anarşi, terör, savaş, darbe, devrim (ne isterseniz) yayın var. Yayında her şey var; sonradan öğrendiğimiz kadarıyla o sırada Gezi’nin içinde hâlâ dertlerini anlatmaya çalışan insanların dışında her şey var... Savaş görüntüleri eşliğinde; medya zevkten dört köşe! Çünkü savaş muhabirlerinin cepheden gönderdikleri görüntüler biraz pornografiktir; naklen ölüm, yaralanma ve kan izleyebilirsiniz ve bu her zaman bol miktarda rating yapar...
Evet, ne diyorduk? Taksim-Gezi’de çapulcular ortalığı yakıp yıkıyor, değil mi? Emin miyiz? Yoka Taksim-Gezi’den dışarı doğru özellikle “yakıp yıkma” manzaraları servis etmek için epey bir teşkilat kurulmuş olmasın?
TOMA’lar ve “XXX ASAYİŞ” ordusu arasındaki savaşımsı durum başlı başına, tepeden tırnağa bir senaryo, mizansen ya da daha basit ifadesiyle tezgah olmasın? Yani bu düşman ordular aynı ekibin parçaları ve aynı oyunun ortak aktörleri olmasın? Ve biz, ekranları başında oturan sevgili seyirciler, bu sayede bu “it-kopuk” diye tabir edilen insanlardan nefret etmiş olmayalım? Gezi’nin ruhunu unutup, “ruh” diye sadece, kıçında tabanca taşıyan, molotof atan devrimci bozmalarını mı görmeyi becerdik? Ve bu yüzden mi bugün Taksim-Gezi’yi baştan aşağı karalamak için, mesela Mısır’daki darbecilerle bir tutma cinliğini beceriyoruz? Ve gene bu sayede “komplo var!”, “dışarıdan yöneltilen hainler!” falan teraneleri arasında içeride “tezgah” düzenleyenleri, “dışarıdan komplo geliyor” deyip komploya başlama vuruşunu yapan yerli siyasileri görmemeyi becermiş olmayalım?
Uzun lafın kısası: Ergenekonlarla falan uğraşırken aklımızda bulunsun... Dışarıda komplo falan aramayın. Türkiye devlet tarihi toplumdan gelen iyi şeyleri bastırmak, çarpıtmak için üretilmiş binbir tezgah hikayesiyle doludur. “Dışarıdan komplo geliyor” diyen herkes bizzat burada komplonun şahını üretme kapasitesine sahiptir.
Kaynak: http://eleskirthaber.com/eleskirt/taksim-gezide-bir-tiyatro-performansi
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020