Ferhat KENTEL
17-25 Aralık yolsuzluk savaşlarının yeni aşaması olan 14 Aralık “inlerine girecez” muharebesi tam gaz devam ederken, “yeni bir toplum” kuran Fransız, Sovyet, Kemalist ya da Humeynici devrimlerde olduğu gibi, Erdoğancı “devrim”de de benzer bir şey oluyor ve “Yeni Türkiye”nin yoluna taş koymaya çalışan “eski Türkiye’nin hain karşı devrimcileri”ne karşı tam teşekküllü bir savaş veriliyor. Ancak gene diğer devrimlerde olduğu gibi, devrimi ele geçiren, paranın kumandasına oturan öncü kadrolar da kendi aralarında amansız bir kavgaya tutuşuyorlar. Yani “devrim kendi kardeşlerini yiyor.”
Bu “devrimci” durumların yarattığı çok net bir sonuç var. Ortalığın siyah ve beyaz renklerden başkasını barındıramadığı zamanlar bunlar. Bu ikiye bölünmüşlüğün sonucu şudur: “Eğer beni desteklemiyorsan, ötekisini destekliyorsun.” “Eğer ötekisine mağdur diyorsan, benim karşımdasın”… Yani devrimci durumda “arada bir yerde durmak” mümkün değildir.
İşte yıllar boyunca AKP’ye saldırılar olduğunda, başörtüsü yasakları olduğunda, Ergenekon, Balyoz meselelerinde “çok kıymetli görüşlerinizin” peşine düşenler, “cemaatin iki gazetecisi serbest bırakılsın” dediğinizde, sizden bir anda buz gibi soğurlar ve etiketiniz hazırdır: “cemaatin adamı”!
Düne kadar AKP’yi savununca AKPci ya da Mustafa Akyol’un dediği gibi, Ahmet Şık’ın ve diğer gazetecilerin tutuklanmasını eleştirince “Ergenekon işbirlikçiliği”, bugün Zaman gazetecilerinin tutuklanmasını eleştirince “paralel işbirlikçiliği” yapıyor konumuna düşebilirsiniz. Bu “rezil zihniyetin” kültür, kimlik, sağ-sol, laik-İslamcı, Alevi-Sünni farkı tanımadan ortalıkta dolaştığı bir ülkede yaşıyoruz.
Buna göre, ötekini “kirletmek” için ve bizim takımın ne kadar mükemmel olduğunu anlatmak için her yol mubahtır. Bu en basit insanî ayrışmalarda başlar; örneğin “düşmanınızın suratında meymenet yoktur”, “içindeki kötülük yüzüne yansımıştır” vs… Tabii ki, bu “insanî” özellikler öteki hakkında zaten kafamızda varolan “ihanet” benzeri tanımlamalarla eşgüdümlü olarak çalışır. “Bizim cemaat/parti” halkı temsil eder, “diğeri halkına yabancıdır” vs.
Tabii, insan bu “halk” ya da “halkı temsil etmek” gibi muhabbetleri bugünlerde duydukça sormadan edemiyor: halk adına konuştuğunu söyleyen bir iktidar zamanında Çağlayan Adliyesi’nde nöbet tutan “cemaatçiler” kim acaba? O başörtülü kadınların “Beyaz Türklere” benzer bir tarafları var mı?
Orada nöbet tutan “halk çocuklarının”, yani beyaz Türklerin nefret ettiği ve “Fethullahçı” adı altında nefret nesnesi haline gelmiş insanların cemaatini tabii ki homojen bir yapı olarak görmek mümkün değil. Ve “Kurtlar Vadisi”nde olduğu gibi, “Şefkat Tepe”, “Tek Türkiye” gibi manipülasyoncu derin devlet mantığında çalışan dizilerden de anlaşılacağı gibi, çok açık ki, devlet içinde (ya da ortak bir “devrim” içinde) bir iktidar mücadelesi var ve bu mücadeleyi yapanlarla Çağlayan’da nöbet tutanlar aynı insanlar değil. Gene kentsel dönüşümü, medyayı, havuzu, kol saatlerini, makaraları parselleyenlerle Kazlıçeşme’deki yığınların aynı olmadığı gibi….
Yukarıdaki kavgada devlet içindeki fraksiyonlar, düne kadar “devrim” yolunda birlikte yürüyenler ve daha başkaları, eski ittifakları bozup, akla hayale gelmedik yeni ittifaklar kurarak varoluş mücadelesi veriyorlar. Aydınlıkçılar, Oda TV’ciler AKP’ye; İşçi Partililer, İdris Naim Şahin gibi (Allah muhafaza!) isimler cemaate destek veriyorlar. Öte yandan, ayrıca zaten “halkı temsil ettiğini” iddia eden AKP’nin, dünya kadar fırsatçı beyaz Türk’ün arkalarını sağlama alma yeri olduğunu ve düne kadar AKP’ye etmediği küfür kalmayanların bugün Cumhurbaşkanının yanına zaten danışman olduklarını ve bu desteklerden gocunan kimse olmadığını hatırlayalım.
Sonuç olarak, aşağıda çok daha geçişken olan dünyalar, yukarıdaki kibirli, çıkarcı, hamasi ideolojik kavgalar sebebiyle gerçekten harap oluyor.
(BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020