Ferhat KENTEL
Bizim memlekette çeşitli kesimlerin her durum karşısında inanılmaz bir uyum kapasitesi var. Mesela bir türkücü var; Hrant öldürüldüğü zaman, onu öldüren Ogünlere falan “vatansever” methiyeler düzmüştü.
Bugün sosyal medya, bu “vatansever” türkücünün geçmişte, her dönemin en güçlülerine sürekli methiyeler düzen biri olduğunu hatırlatıyor bize...
Yani onun kahramanlığının sadece en güçlülerin koltuğunun altında, Türkiye’nin en namlı darbecisi Kenan Evren’e ve “onun vatanı kurtarmasına” methiyeler düzerken ortaya çıktığını görüyoruz. Ya da, benzer karakterlerde olduğu gibi ve gayet beklenebileceği gibi, bugünkü namı “FETÖ’nün ele başı”na dönüşmüş olan Fethullah Gülen’e düzdüğü türkü görünümlü methiyelerde de görüyoruz...
Ya da bugün Ali Bulaç’ın tutuklanmasını eleştirdiği için Alev Ekilet’i “FETÖcü” ilan edip, linç etmeye kalkışanlar... 28 Şubat’ın en baskıcı dönemlerinde, birileri başörtüsü için “teferruat” derken, üniversitesinden başörtüsü nedeniyle uzaklaştırılan ve zerre kadar eğilip bükülmeden, düşüncelerinden taviz vermeden, sessiz sedasız entelektüel faaliyetlerine devam eden Alev Erkilet’e bu saldırıları yapanların da bugünün “FETÖ lideri”, dünün “hoca efendisi” hakkında geçmişte yapmadıkları methiyenin kalmadığını bilmek de hiç şaşırtıcı gelmiyor nedense...
Yani her devrin adamları... Güce tapan, güçlünün yanında durarak postunu kurtaran zeki, çevik, kurnaz “vatansever” vatandaşlar...
Ama bu sadece üç-beş vatandaşın meselesi mi? Pek emin değilim...
Kaknüs Yayınları Editörü Mahmut Feyzi Erdal’ın bana yönelttiği “15 Temmuz’da halk ve polisler mücadele ederken TSK içindeki çoğunluğu oluşturan vatansever askerlerimiz niçin bu darbeye karşı başkaldırıda bulunmadı?” sorusunda yatan korkunç şüpheleri biraz deşelim.
Bu sorunun cevabının muhakkak bilinmesi lazım. Ve sivil siyaset otoritesinin istihbarat birimlerinden alacağı bilgiyle bunu cevaplandırması lazım.
Çünkü bu soruya açıkça ve samimi cevaplar verilemezse, Türkiye demokrasisinin tepesinde her daim sallanan darbe belalarından pek kurtulma imkanı bulamayacağız.
Ben ise bu soruya cevap verebilecek istihbarı bilgiye zerre kadar sahip değilim.
Sadece spekülasyon yapabilirim ve yapacağım bu spekülasyonların birisi hariç, hiçbirinden emin değilim.
-Öncelikle şundan eminim: “vatansever askerlerimizin”, “başkaldırıda” bulunmaları söz konusu değildi. Onlardan sadece darbeci ayaklanmayı “bastırmaları” beklenirdi.
-Öte yandan, aslında Türkiye'nin ordusu belki de hiçbir zaman “kahraman” bir ordu olmadı. Birileri bu darbeye kalkışırken, diğerleri (“vatansever askerler”) gözlerinin önünde katliamlar gerçekleşirken, “neme lazım, aman biz karışmayalım” ruh halindeydiler belki de...
-Belki de bütün ordu aslında darbeciydi; dolayısıyla bir kısmı harekete geçerken, diğerleri sağlam kalmayı ve ileride -başka darbeler için- devreye girmeyi beklediler.
-Ya da darbeye karışmayanlar zaten darbecilerin darbe yapacaklarını, ancak onların yeteri kadar güçlü olmadıklarını biliyorlardı. Dolayısıyla ordu içindeki rakiplerini temizlemek için bu mükemmel fırsatı beklediler. “Bırakınız yapsınlar”ı oynadılar ve Cemaatçi darbeciler de açığa çıktılar. Üstelik, asker kurşunu ve topuyla yüzlerce insan şehit olurken, “darbeye karışmayanların” o insanları korumak için kılları kıpırdamadı. Ve gene üstelik darbeciler halkın ve polisin direnişiyle tam manasıyla sopa yerken, onlar parmaklarını oynatmadan kendilerini korudular; hem ordunun içinde hakimiyeti ele geçirdiler hem de düşmanlarını bertaraf ettiler.
Bu onların çok işine yaradı ama devletin yeniden kurulumu ve konsolidasyonu açısından da gayet işlevsel oldu. Yeniden mobilizasyonla, yeniden “milli ruh” eşliğinde...
Ve bu arada sokaklarda konvoylar geziyor, “En büyük asker bizim asker!” diyerek...
Her şey klasik rayına oturuyor yani...
- See more at: http://bas-haber.com/tr/article/2957/zeki-cevik-vatansever-vatandaslarin-ordusu#sthash.6IJ4tt4f.dpufYazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020