Firuz TÜRKER
Ben yıllarımı ifade özgürlüğü için verdim. Çok uğraştım. O zamanlar 141-142 ve 163 diye üç ceza yasası maddesi vardı. Demokles’in kılıcı gibi sallanırdı ifade özgürlüğünün başında. Bunu kaldırır diye CHP ye çok umut bağlamıştık. Ama yapmadılar. Hükümet olur olmaz ‘biz aslında azınlıktayız, gücümüz yetmiyor’ un ardına sığındılar. Devlet Güvenlik Mahkemelerini de kaldırmadılar. Kaldırmaktan geçtim girişimde bile bulunmadılar. Nedense bu ikisini de kaldırmak onların ‘sağ’ dedikleri iktidarlara kısmet oldu. Halbuki bunlar söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmazlardı. 163 e pek karşı da çıkmazlardı çünkü o madde dindarların ifade özgürlüğünü sınırlıyordu.
İGD Beşiktaş şubesinde yöneticilik yaptığım dönemlerde yayınladığımız afiş ve bildirilerden (şimdi kaç yıl olduğunu hatırlamıyorum) epey ceza aldık. Halbuki yaptıklarımızda hiç kimseye hakaret de yoktu. Devlet böyle kesmişti fermanı. Bölücülük, kışkırtıcılık, sınıf ayrımcılığı gibi sebeplerden. Çoğu da 141-142 den.
Toplumu sınıflara bölen biz değildik. Ulusal ayrımcılığı yapan da. Ama bunları ‘ifade ettik’ diye cezalar alıyorduk. Bazı arkadaşlarım vardı yayın yöneticisiydi. Bizim aldığımız cezalar onlarınkinin yanında devede kulak kalıyordu. Bin yılın üstünde cezalar aldılar.
Charlie Hebdo ifade özgürlüğü konusunda yeni bir tartışma başlatmalı bence. İfade özgürlüğü nedir ne değildir diye. Ülkemizde Atatürk’ü koruma kanunu var. Atatürk’ün karikatürünü yaptığınızda ‘ulu önder’ vasfına uymayan bir şekilde (örneğin Charlie’nin Hz. Muhammedi çizdiği gibi) çizerseniz hakkınızda dava açılabilir. Tabi diyebilirsiniz ki ‘ama ölüm cezası değil’. Evet Bu yazdıklarım da Charlie’ye yapılanları onayladığım anlamına gelmez. Sadece Charlie ce ‘ifade özgürlüğü’nün yanlış anlamlandığına yönelik bir eleştiridir.
Efendim Charlie öbür dinlerin liderlerini de böyle resmedermiş. Evet ama Hz. Muhammedi çizemezsiniz. Bunu yapmak o dinin inançlarına göre günahtır. Bir de sadece karikatürünü çizseniz yine başka bir şey. Resmen tahrik eder, aşağılar gibi yaparsanız milyarlarca Müslüman’ı rencide etmiş, onların kutsallarıyla alay (hatta küfür) etmiş olursunuz. Türban yasağı da böyledir. Saçını örten kadın bunu, dinin gereğine inandığı için yapar. Zorla başını açarsanız ‘günaha girdiğine’ inanır. Kurtuluş Savaşı öncesi Antep ve Maraş ayaklanmaları Müslüman kadınlarının peçe ve çarşaflarının Fransız askerleri tarafından yırtılması üzerine çıkmıştır.
Bizim ülkemizde ‘sayın Öcalan’ ya da “Bijî Serok Apo” demek ifade özgürlüğü sayılmamıştır. Ama ‘teröristbaşı’ ya da ‘bebek katili’ demek ifade özgürlüğü sayılmıştır. Bu sloganı attılar diye Antep’de yargılanan 10 kişi hakkında daha yeni ‘beraat’ kararı verilebilmiştir. Uzun yıllar ‘Kürt’ bile denilememiştir. Ahmet Kaya Kürtçe kaset yapacağını ‘ifade etti’ diye neredeyse linç edilecekti
Avrupa’da her ağzına geleni söylemek, aklına geleni yazıp-çizmek konusunda dünyanın en ileri olduğu şartlar vardır. Avrupalı kutsaldı, milliyetti, yüce geçmişti, ulu önderdi pek takmaz çünkü. Ama Amerika, Rusya, Çin dahil, dünyanın diğer yerlerinde öyle değildir. Bazı şeyleri ifade ederken daha dikkatli bir dil kullanmak gerekir. Amaç oralardaki düzeyin de daha yükselmesi ise bunu o insanların sinir uçlarına iğneler batırarak başaramazsınız. Hele Charlie Hebdo şımarıklığı ile hiç olmaz. Ancak provokasyon olur..........
Şimdi ben bu düşüncelerimi yazdım ama bakacağım; bunları ifade özgürlüğüm ne kadar var.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2018
11.08.2018
13.06.2018
3.02.2018
2.02.2018
12.05.2018
20.04.2018
14.04.2018
19.03.2018
9.02.2018