Gülay GÖKTÜRK
Batı entelijansiyasının bir türlü bitiremediği "İslam'la demokrasi bağdaşır mı" şeklindeki bitmez tükenmez tartışma, anlaşılan sonunda geldi "Özgürlükle demokrasi bağdaşır mı" noktasına dayandı.
İnanması zor ama Financial Times'ın son sayısında yer alan makale bu soruya "bağdaşmaz" yanıtını veriyor. Gideon Ranchman imzasını taşıyan makalenin başlığı şöyle:"Özgürlük ile demokrasi birbirine düşman olabilir."
Peki hangi durumlarda olabilir? Ranchman'ın ifadesiyle, Türkiye ve Mısır'da olduğu gibi, "varlıklı ve eğitimli kentsel elitin ülkenin geri kalanının oy üstünlüğüne yenik düştüğü" durumlarda!
İşte böyle durumlarda elitlerin oyunun kuralını bozup, "özgürlük" adına demokrasiyi darbecilere ezdirme hakkı doğar...
"İslamcı ton"..."Otoriter hisler"
Yazı elbette teorik bir yazı değil. Liberalizmin kütüphanesini dolduran ciltler dolusu kitapta bol bol okuduğumuz, özgürlükle demokrasi arasındaki ilişkiyi, önceliği veya gerilimi inceleyen makalelerden birinden bahsetmiyoruz. Sözünü ettiğimiz makale, siyasi pozisyon olarak son derece sıkışık bir duruma düşen Batılı darbeci elitlere can simidi uzatmak üzere yazılmış...
Başvurulan yöntem ise çok tanıdık: Ranchman önce Erdoğan ve Mursi'yi son derece genel ve soyut bazı suçlamalara dayanarak otoriter ilan ediyor.
Bunu yaparken kullandığı deyimlere, dayandığı argümanlara bakın:
Mursi, basına baskı oluşturmuş. (Kaç gazete kapatmış, kaç gazeteci tutuklatmış, bilgi yok.) Kadınların ve azınlıkların haklarını koruyamamış. (Dikkat edin, ortadan kaldırmış diyemiyor ancak koruyamamış diyor.) Topluma gittikçe daha İslamcı bir ton aşılamış. (Dikkat edin; İslam'ın şu kuralını dayatmış diyemiyor, İslamcı ton aşılamış diyebiliyor.) Ve bir de, seçmenden değil, Tanrı'dan emir aldığını düşünen bir partiymiş!
İşte bütün bunlardan dolayı da, "Mısır'daki liberaller, demokratik seçimlerle başa geçen Mursi hükümetinin askerler tarafından devrilmesini, onu başlıca reformlara tehdit olarak gördükleri için desteklemişler." (Yine dikkat edin, reformları engelledi diyemiyor, reformlar için tehdit olarak görüldü diyebiliyor.)
Erdoğan'a gelince...
O da tıpkı Müslüman Kardeşler gibi, temel hakları kısıtlamış, yargıyı baltalamış, gazetecileri korkutmuş ve laik Türkler'in özgürlüklerini tehdit eden bir İslamcı politika izlemiş.
Zaten Recep Tayyip Erdoğan gibi otoriter hislere sahip (otoriter diyemiyor, otoriter hislere sahip diyebiliyor ancak) popülistler başa geçtikten sonra köylerde yaşayan 'gerçek halka' odaklanıp orta sınıfın değer verdiği özgürlükleri rahatça çiğneyebiliyormuş!
Çamur at izi kalsın
İşte bir iktidarı karalamak bu kadar ucuz...
AK Parti hangi temel hakları kısıtlamış? Yargıyı nasıl baltalamış? Laik Türkler'in özgürlüklerini hangi politikalarıyla ya da çıkardığı hangi yasalar ile tehdit etmiş? Hangi alanlarda İslamcı bir politika benimsemiş?
Bütün bunlara somut cevaplar vermenize gerek yok. Bütün mesele imajı bozmak... Darbeci Batı da onların Türkiye'deki müttefikleri de bu "imaj bozma" oyununu çok iyi bilirler. Atarsınız çamuru yapışmasa da izi kalır. Kırk kere "diktatör" derseniz, insanlar sonunda demek ki bunu söyleyenlerin bir bildiği var diye düşünmeye başlar. Sosyal medya da emrinizde nasıl olsa...
Her türlü tahrifatı, tezviratı ve manipülasyonu devreye sokarsınız, istediğiniz "diktatör" profilini yaratırsınız. Bir de on-on beş bin kişiyi sokağa döktünüz mü, tablo tamamlanır. İnsanlar sokağa döküldüğüne göre, diktatörlük var demektir! Siz onun diktatör olduğunu ispatlayamamışsınızdır ama sonunda o yaftadan kurtulmak, diktatör olmadığını ispatlamak da ona düşer.
Tabii o zamana kadar bir darbeyle alaşağı edilmemişse...
Seçim hakkı ilk değil, son
Yazarımız yazısını şu inciyle bitiriyor:
"Bu tür hareketler Batı'da özgürlüklerin seçimden geldiği varsayımını çürütüyor. Aslında Batı'nın kendi geçmişine bakacak olursak seçim hakkının ilk değil son geldiğini görürüz."
Öyle ya... Eğer "demokrasi ve özgürlüklerin beşiği" diye anılan bir coğrafyanın entelektüeli isen Mısır'da darbeci subayları desteklemeyi nasıl *justifike edebilirsin? Ancak demokrasinin karşısına ondan daha üstün bir değerle dikilerek...
Demokrasiyi "özgürlük idealine" kırdırmaya çalışan bu laf kalabalığını bir yana bırakıp duruma bakacak olursak şunu söyleyebiliriz ki, bu başlığı taşıyan böyle bir makalenin Financial Times'ta yayınlanabilmesi, liberal demokrasinin teorisini yaratan Batı'nın kendi entelektüel geçmişinin inkarıdır. Eski kıt'anın hem siyaseten hem de zihniyet dünyası olarak hızla dinozorlaştığının ilanıdır.
Bu gerçekten hüzün verici bir durum. Ama karamsar olmayalım. Malum, siyaset boşluk kaldırmaz. Bakarsınız, liberal demokrasinin ihtiyacı olan yeni soluk hiç beklenmeyen bir yerden gelir. Bakmışsınız, yeni gelişen demokrasiler kendi acılı tecrübelerinden öğrendikleriyle liberal demokrasinin bütün insanlığa örnek olacak yeni örneklerini süzmüşler.
Bu konudaki en kuvvetli adayın Türkiye olduğuna kuşku yok. AK Parti'nin sırtında o kadar büyük, o kadar hayati, o kadar tarihi bir görev var ki...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015