Hadi ULUENGİN

Kurtlar ve Aleviler
15.03.2014
2047

 O çok bildik sözü tekrarlayarak başlayacağım: Kurt puslu havayı sever!


Oysa puslu kelimesi bile artık hafif kalıyor. Bugün kesif bir sis hüküm sürüyor.


Göz gözü görmüyor ve ufuk mesafesi sıfıra düşüyor.


Dolayısıyla kurt sevinçle pençe ovuşturuyor ve korkusuzca ulumaktan çekinmiyor.


Zaten Berkin Elvan’ın cenaze törenini fırsat bilen uğursuzların Burakcan Karamanoğlu’nu katletmesi de işte bu meşum atmosferin sağladığı kolaylıktan kaynaklandı.


***


CİNAYETİ üstlenen DHKP-C’nin internetteki bildirisini okudum.


Doğru mu, yalan mı tam kestiremiyorum ama sahiplenme bana gerçekmiş gibi geldi.


Bu kanaate gerek tedhiş örgütünün desperados ruhiyatını, yani umutsuz fanatik kimliğini; gerekse de “övünerek” (!) sıraladığı ayrıntıları gözönüne alarak vardım. 


Belki yanılıyorumdur... Fakat öyle de olsa, böyle de olsa öz olarak bir şey değişmiyor.


Zira DHKP-C veya değil, tetiği çeken el yüzde doksan dokuz virgül doksan dokuz ihtimalle yukarıdaki türden ruhiyatla donanmış bir beynin gövdesine aittir.


Ve buradan itibaren de mutlaka Alevi meselesine değinmek gerekiyor.


Çünkü Ehl-i Beyt kitleleri kurdun en önce kaptığı kuzunun ta kendisidir!


***


ÖYLE, zira hem Elvan dâhil Gezi olayları sırasında hayatını kaybedenlerin,  hem de aynı direnişe katılanların esas olarak yukarıdaki inancı taşıması tabii ki tesadüf oluşturmuyor.


Cengiz Çandar’ın kullandığı öfke enerjisi ifadesini ödünç alırsam, sözkonusu enerjinin yansıma sosyolojisi Türkiye sosyolojisiyle ters orantılı bir grafik çiziyor. Normaldir!


Normaldir, çünkü Alevilerin Sünni ekseriyete karşı yüzyıllardır birikmiş olan ohaklıve meşru öfkesi ülkenin modernleşme ve şehirleşme trendine paralel olarak ancak son yirmi otuz yıldır nispeten özgür ve kısmen serbest bir dışavurum ortamına kavuştu.


Tabii buna bir de AKP iktidarının aynı Sünni söylemden yola çıkarak hayat tarzına müdahil girişimlerine duyulan yeni tepkileri eklemek gerekiyor.


Dolayısıyla, ezilen bütün azınlıklar gibi Alevilerin de protest gelişmelerde öncü davranması ve genel çoğunluğa kıyasla özel bir çoğunluk oluşturması yadırgatıcı değildir.


Ancaak...


***


ANCAĞI şu ki, siyaseten doğrucu riyakârlıkla pek telaffuz edilmese bile gerek son cinayeti üstlenendesperados şebekenin, gerekse pek çok “solcu”(!)ve ulusalcı grubun yine esas olarak Alevilerden kadro, militan ve taraftar devşirdiği de sır değildir.


Kırmızı kurdele bağlayarak ölüm orucuna yatmak; haniyse hu çekerek lidere biat bildirmek; aynı yöre, aynı köy, aynı semt olarak şu veya bu örgütün ebedi kuyrukçusu olmak, bunların hepsi özü aslında Şia inançlara uzanan bir fanatizmin laikleştirilmiş varyantlarıdır.      


Olguyu yukarıdakiöfkenin uç noktası addedip belki yine bir ölçüde normal sayabiliriz


Ama puslu havayı seven kurdun da kuzuyu zaten böyle kaptığını eklemek zorundayız.


Zira Karamanoğlu’nu katleden tetik, bankayı kundaklayan Molotof veya itfaiyeciyi döven lümpen tabii ki o desperados umutsuzlukta yegâne umudunu, Okmeydanı’ndaki Sünni kalabalığın yeni cenazeyi Elvan’ın Alevi mahallerinden geçireceği hipotezine bağlıyor.


Yani öfkenin haklılığına rağmen o öfkenin hissi ve metafizik boyutu sayesinde var olabilen yukarıdaki tür yapılanmalar aynı zamanda Alevilerin yumuşak karnını oluşturuyor.


Komplo teorisi üretmiyorum. Öyle dış güçlerin maşası olduklarından falan değil,  zihin sistematiği katastrofist, yani felâketçi eksende çalıştığı içindir ki kurtlar tüm hesaplarını bu defa çoğunluk öfkesini provoke etmek ve çelişkileri zirveye tırmandırmak üzerine yapıyor.


Alevilerin kuzu kalmak lüksü yok, pusu ve sisi beraber üflemekle yükümlüyüz!



[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar