Hakan Albayrak
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Ekrem Buğra Ekinci, kendi internet sitesinde bir okuyucusunun yönelttiği “Şehitlerin evvelki günahları af olur mu? Şu halde şehitlik Enver Paşa’nın da günahlarına kefaret olur mu?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“Kul hakkı asla affolunmaz. Diğerlerini Allah dilerse affeder. Enver Paşa şehid değildir. Halifeye isyan edip tahttan indirdiği, nice cinayetleri tertiplediği, son İslâm devletini yıktığı için, kanı heder bir şahıstır. Ruslarla çarpışırken değil, Ermeni bir fedai tarafından tehcirin intikamını almak üzere öldürülmüştür. Şehidlik senaryosu, sonradan sevenleri tarafından uydurulmuştur. (Bkz. Hikmet Özdemir, Üç Jöntürk’ün Ölümü; Ekrem Buğra Ekinci, Sürgündeki Hanedan; Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı’nın Çöküşü.) Anadoluya gelip tekrar iktidarı ele almayı beklerken, Mustafa Kemal Paşa’nın elini güçlendirmek için Rus gizli servisi tarafından öldürüldüğü söylenir ki, pek muhtemeldir.”
***
“İmparatorluğun mezarcıları” olarak gördüğü İttihad ve Terakk Cemiyeti’ni külliyen tel’în eden Ekinci, geçenlerde Medine Müdafii Fahreddin Paşa aleyhindeki görüşleriyle de gündeme gelmişti.
Ben, Osmanlı İmparatorluğu’nu İttihatçıların yıktığı görüşünü paylaşmıyorum; devr-i saltanatının ilk birkaç senesinde Kars, Batum, Ardahan, Niş, Teselya, Dobruca, Kıbrıs, Bosna-Hersek, Tunus ve Mısır’ı elden çıkarmak durumunda kalan (Bosna-Hersek ve Mısır’ın işgali prensipte “muvakkaten”di ama buraları geri alma perspektifimiz başından beri yok gibiydi) Sultan Abdülhamid’e “Enkaz devralmıştı” diyerek gösterdiğim anlayışı bir ölçüde İttihatçılara da gösteriyorum, ama herkes öyle yapmak zorunda değil tabii.
Abdülhamid’in devrilmesi, hürriyetçiliğin istibdatçılığa dönüşmesi, Şerif Hüseyin’in “Biz halifeye karşı değil, bozkurda tapan İttihatçılara karşı savaşıyoruz’ propagandasına zemin hazırlanması, Ermeni meselesinde kuruyu unutturacak kadar yaşın yakılması gibi hususlardaki eleştirilerin birçoğuna katılmakla beraber İttihatçıların hepsinin aynı kefeye koyulmasını yanlış bulurum, ama doğru bulanlar da elbette olacak.
Bunlar bir yana…
Ekrem Buğra Ekinci’nin “Enver Paşa şehid değildir” diye kestirip atması başka bir şey.
Ürpertici bir şey.
Şahsen benim tüylerimi diken diken etti.
***
Enver Paşa, Turan topraklarından eşi Naciye Sultan’a gönderdiği bir mektupta şöyle diyordu:
“Benim hakkımda yanlış propagandalar yapan bir kısım bedbahtların iddia ettikleri gibi, ben bu uzak diyarlara servet aramak, zengin olmak veya kendi hakimiyetimi kurmak için gelmedim. Gerçekte beni senden koparıp buralara kadar sürükleyen, Cenab-ı Hakkın omuzlarıma yüklediği kutsi bir vazifedir. Bu ise cihat vazifesidir. Bu öyle ulu vazifedir ki ona niyet edenleri bile ilahi cennete girmeye hak kazandırır. Allah’a hamd olsun ki ben sadece cihada niyetle yetinmiyorum. Her ne kadar senden ayrı kalmak, senin sevginle çarpan kalbimi paramparça etmekte ise de, bu uğurda böyle büyük bir imtihan vermekten mutluyum. Şu fani dünyevi şeyler içinde, senin sevginden başka benim irademi sarsan hiç bir şey yoktur. Fakat Allah’a şükürler olsun ki Allah’ın emrini yerine getirmede sana olan sevgime dahi boyun eğmedim.”
Böyle bir halet-i ruhiye içinde savaşırken vurulan Enver Paşa’nın şehid olmadığını kesin bir dille söylemek, ancak kör nefretle izah edilebilir.
Yapmayın, Buğra Bey.
***
Cihan Harbi’nden / İttihad ve Terakki hükümetinin tasfiyesinden sonra, herkes İttihatçılara söverken sessiz kalan Said Nursi, “Onlara şiddetli bir karşı koyuş içerisindeydin, şimdi neden susuyorsun?” diye sorulduğunda şöyle demişti:
“Suskunluğumun nedeni, düşmanların onlara şiddetli hücumlar yapmasındandır. Düşmanın saldırı hedefi, onların iyi tarafları olan dirençleri ve İslâm düşmanlarının zehirleme vasıtası olmaktan uzak durmalarıdır. Bence yol ikidir. Terazinin iki kefesi gibi… Birinin hafifliği ötekinin ağırlığını geçer. Ben tokadımı Andranik’le beraber Enver’e, Venizelos’la beraber de Said Halim’e vurmam!”
Bunu da zikretmiş olayım.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021