Hasan Bülent KAHRAMAN

Sonradan aydım, meğer Haziran'ın 15'inde Attila Abi (İlhan), 90 yaşına girmiş. Aslına bakarsanız onu 100 yaşına kadar falan yaşar sanıyordum. Hem kendisine öylesine bakar hem de hayatta bir gün fazla yaşamak bir meziyettir diye düşünen kuşaktandı. Tam 80 yaşında iken, Princeton'daydım, bir sabah sevgili kardeşim Büyükelçi Aydın Sezgin vefatını haber verdi. Dondum kaldım. Fakat size ilginç bir şeyden bahsedeyim. Hep 'Allah'ım gibi biliyorum, kalpten öleceğim' derdi. Nitekim kalp krizinden öldü.
Korkardı ölümden. O nedenle ayrıldıktan sonra sadece bir defa kalan işlerini tasfiye etmek için geldi Ankara'ya. Bilgi Yayınevi'nde imza günü düzenlenmişti. Benim de yüksek lisans tezimi savunma günümdü. Çıkınca gittim. Akşamına da birlikte yemek yedik. (İçki içmeyen Attila Abinin oturur oturmaz "Rus salatası, bira" demesini unutmam. Sonra kuzu şiş yemişti.) Ardından da Piknik'le Kent Otel arasını birkaç defa yürüyerek arşınlamıştık.
MESELESİ TOPLUMDU
İlerleyen yıllarda onu İstanbul'da ziyaret ettim, 1996'da Cumhuriyet'te yazmaya başlayana kadar. Ondan sonra görüşmek istemedi. Politik görüşlerimiz bütün bütüne ayrışmıştı. 'Parola vatan işareti namus' diyordu, 'Avrasya'da dolaşan hayalet Sultan Galiyef' diyordu, 'küreselleşmeye hayır' diyordu. Ben de ne diyorsam onları söylüyordum. Bu nedenle beni eleştiren şeyler de söyledi. Zeynep Aliye, kendisine müteşekkirim, Mavi Adam adlı söyleşi kitabında beni ona karşı savunmak zorunda kalmıştı, işe bakın...
Uğraşıları bakımından bir 19. yüzyıl aydınıydı. Toplum, özellikle meselesiydi. Edebiyatçıydı, şair ve romancıydı, sonra siyasetle uğraştı, düşünce ürünleri de verdi. Fakat düşüncelerini derli toplu yazmadı. Gazetelere dağıttı onları. Hepimizin hastalığı olan köşe yazarlığında, birilerinden mülhem olarak, hep yazdığım gibi, bir çölü avuç avuç suyla sulamaya kalkarsınız. Ama İlhan bunu çok etkili bir şekilde yapmayı başardı. Hem üslubu vurucuydu hem de dehasıyla siyasal alanı kullanmasını bildi, konjonktürü yakaladı, şekillendirdi. En büyük merakı cenazesinin nasıl kalkacağıydı. Ulusalcı kesim o cenazeyi sırtladı. Tabutunu askerler taşıdı. Eski milliyetçiler konuşma yaptı. Bütün bunlar onun genel profilini çıkarır ama ayrıntıları vermez. O ayrıntılar henüz irdelenmemiştir.
Beni en çok düşündüren, İlhan'ın alafranga-alaturka tarihidir. Bu çok ilginçtir. 1970'lerin ortasına kadar İlhan tam manasıyla alafranga bir şairdir. 1950'de sadece bir iki ay için Paris'e gitmiştir. Fakat bu onu 'çarpmaya' yeter. Gelir, tekrar gider. Biraz daha uzunca süre kalır Paris'te. Bu arada şiirlerini yazar. İlk kitabı Duvar olgun şiirler barındırsa da bir amatörün kitabıdır. Asıl 'bomba' Kaptan'la ve sonradan Sisler Bulvarı'nı oluşturacak şiirlerle patlar. Bunlar kısmen varoluşçu, bireysel bunalımları kent fonu üstüne işleyen şiirlerdir. Dayanılmaz bir söyleyişi vardır. Olağanüstü kuvvette benzetmeler içerir. Gerçi kitabın 'dışardan içeri' gibi gene bir amatörce 'toplumsal' boyutu da vardır ama bir kalem geçelim. Attila İlhan egzotik bir 'Paris şairi'dir.
Bu serüven dönüşerek devam eder. Fakat bu dönüşüm içe doğrudur. Kaptan'ın, Sisler Bulvarı'nın arka kent fonu önemli ölçüde zayıflamış, haddinden fazla dramatik, hatta melodramatik bir şiir doğmuştur. İşte şu dillere pelesenk olan Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği gibi şiirler bu gergefe dokunur.
Bu arada romanlar gelir. Sokaktaki Adam ilk romandır ama ustalığıyla şaşırtıcıdır. İlhan büyük teoriler yerleştirir roman kişilerinin arkasına ama bütün o dekor, konu, kahramanlar haddinden fazla olmayan, gerçek dışı diyeyim, bir dünyayı anlatır. Toplumda karşılığı olmayan insanlardır. Hep o egzotizim...
1960'ta İlhan artık yeniktir. Sinemayı denemiştir, başa çıkamamıştır. Kafasında büyük işler yapmak hırsıyla yaşar ve gidip gene Paris'e sığınır. Hep şöyle kabul ettim, ikinci Paris'te kendine göre Marksizmi buldu. Üçüncü Paris'te ise cinselliği keşfetti. Yasak Sevişmek şiirleri artık daha ilerisi olmayan Paris'tir.
DÖNÜŞÜM BAŞLAR
Sonra Türkiye'ye döner, sonra dönüşümü başlar. Artık neredeyse unutulmuş bir eski şairdir. Şiirde yeni rüzgarlar eser. Hepsine şiddetle, hırsla, inançla karşı çıkar. İzmir'e sığınmıştır. Ve romana odaklanır. Bu onun 'memlekete gelmesi'dir. Paris'ten Yöndergisine hâlâ alafranga yazılar yazmışsa da, artık onları aşmıştır. Klasik derdimiz olanBatı-Doğu ikilemi üstünde düşünmektedir. Baştan beri yaşadığı Kemalizmi/Atatürkçülüğügit gide koyulaştırır ve sentezini tamamlar. Bu, neredeyse bire bir Ziya Gökalpdüşüncesinin uygulamasıdır. Batıyı teknik olarak kabul eder, gerisinin baştan başa yerli olmasını ister. Şiirinde Osmanlı edebiyatına dönerken Aynanın İçindekiler roman dizisiyle yakın dönem tarihini 'doğrultmaya' çalışır. Hangi Batı gibi gene sarsıcı denemelerini o ara yayınlar. Ama kitabın birinci baskısıyla diğer baskılarını karşılaştıranlar aradaki farkı görecektir. İlkinde dünyayı anlamaya ve tanımlamaya çalışan bir yazardır sonraki baskılarda 'dışarıyı' a'dan z'ye reddeder.
İşte bu dönüşüm onu git gide başka bir yere çekti. Katılaştı. 1980'lerde neo-liberalizm geldiğinde ve solun pabucu dama atıldığında boşluğa düştü. Görüşlerinde haklı çıkmış, özgürlükçü sosyalizm kazanmıştı. O dönemdeki telefonlaşmalarımızı anımsıyorum, 1980'lerin sonuna doğru, kırgın ve çaresizdi. Çünkü düşmanı kalmamıştı. Sol tartışmaları onu Batı'yla yüz yüze getiriyordu. Berlin Duvarı yıkılınca macera bitti.
O kadar hırslı, kavgacı Attila İlhan boş duracak değildi ya, Türkiye'de çok insanın yaşadığını yaşadı ve 'mektepten memlekete' geçmiş birisi olarak bu çizgisini derinleştirdi. 1990'ların ortasında, hayatı boyunca onca kızdığı Cumhuriyet gazetesine döndü, Ulusalcı, Avrasyacı, Galiyefçi oldu, yerlicilik derken en koyusundan millicilik yapmaya başladı,Devrimci-ülkücü buluşmasını sağlamaya çalıştı. Neredeyse alter egosu haline getirdiğiMustafa Kemal'i bir romancı muhayyilesiyle kazdıkça kazdı ve çok kuvvetli üslubuyla da bambaşka bir siyaset kimliğine dönüştürdü.
İlginç olanı İlhan'ın bu dönemde bir başka taraftan da Müslümanlığı keşfetmesidir. Bunu hep 'yüzünden' yaşadı. Fakat oruçtan, namazdan, Müslümanlıktan tek bir kelimeyle söz etmeyen Türk romanında, tek bir Müslüman karakteri bulunmayan Türk romanında ezan kelimesini romanının başlığına taşıdı: Dersaadet'te Sabah Ezanları.. Belki 'yabancı' başlamış, çok yerli ölmüştü ama bu yerliliğin manasını ayrıca düşünen henüz çıkmadı. Oysa bu tarih gayet bize özgü bir tarihtir ve sanırım İlhan, Tanzimat'tan bu yana gelen uzun öykünün son halkasıdır.
Gelmiş geçmiş en büyük romancı muhayyilesiydi, Türk şiirini birkaç kere değiştirdi, dehaya yakın bir zekadaydı, çağının bütün artistik oluşumunu yakalamıştı. Keşke hep edebiyatçı kalsaydı dediğim çok olmuştur. Haydi ondan da vazgeçtim, keşke yaşasaydı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024