İbrahim Kahveci
Yeni bir üniversite kurulması için çok yoğun bir çalışma içindeydi... Bilim ve teknoloji üniversitesi sayesinde ekonomik kalkınma sağlanacaktı.
İdeali çok büyüktü.
Ama dedim ki, “Siz bu üniversiteyi kursanız dahi size bu üniversite yar olmaz. Çünkü siz bilimsel temelle hareket ediyorsunuz. Oysa ülke yönetiminin hareket noktası çok daha başka.”
Nitekim de öyle oldu.
Kurulan üniversitenin kapısına bile gidemez duruma geldi.
Bu anımı neden yazdım?
Şehir Üniversitesinin kapısına kilit vuruldu. Evet, resmen kapatıldı.
Ben buna hiç şaşmadım.
Bilimsel hareketin ülkemizde yerinin olmadığı çok iyi görülüyor.
Nereden mi?
Şehir içinde kalan okulları kapatıp arsalarına kim göz koyabilirdi?
Bir düşünün.
İstanbul içinde eski ve merkezde kalan kaç üniversite şehir dışına atıldı? Şehir merkezlerindeki değerli arsaları ve binalarına nasıl el konuldu?
Yıldız Üniversitesi Davutpaşa gibi bir yere taşındı. Yıldız’daki üniversite ile Davutpaşa’daki üniversite artık aynı mı?
Bizim bilimle sorunumuz var. Hem de çok bilimsel bir sorunumuz var.
‘Ülkenin başına ne gelmiş ise okumuşların yüzünden gelmiştir’ denilmiyor mu? Orta sınıfın belkemiği olan yüksek öğretim görmüş kesimin, vergi politikaları ile çalışma ve emeklilik sistemi ile ezilmesi nedendir?
Okumak ve refah kazanmak BİREY olmanın çok önemli unsurudur. Oysa birey değil itaat eden SÜRÜ politikası uygulanıyor.
Rahmetli Turgut Özal “Orta-Direk” deyip durdu. Oysa şimdi “Taban-Direk” politikası var.
Sermaye zaten teknoloji üretemediği için göbekten siyasete bağlıdır. O nedenle tek özgür hareket orta sınıf üzerinden gelir.
Ama oranın da kapsamı her geçen gün daraltılıyor.
Bilim ve özgürlük; en ağır meselemiz.
Birey ise; en büyük karşıtlığımız.
İtaat ve liyakat yan yana duramaz iki taraf. Tercihimiz atamalardan bellidir.
İşte tüm bu nedenlerle diyorum: Bizi aydınlık değil, karanlık bir gelecek bekliyor.
Kendiniz için bu hapsolmayı tercih edebilirsiniz.
Ama ya evlatlarınız.
Evlatlarımız için de bu karanlık geleceği kabullenebiliyor muyuz?
Evlatlarımızın gözünün içine bakalım. Onlara nasıl bir ülke bırakacağımızı düşünelim.
Rahmetli Özal’ın o zor dönemde ülkeyi dışa açmak adına yaptığı bütün açılımları bir bir yok ediyoruz. Ülke resmen dışa kapanma politikası ve baskısı altında.
TL’nin uluslararası piyasalardaki konvertibilitesini nerede ise bitirdik. Gümrükleri de duvarlarla örüyoruz.
Az kaldı...
“Biz bize yeteriz”
Ama 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan yardım paralarını dahi onlara dağıtamadık. Sahi nerde o para?
15 Temmuz şehit ve gazilerinin parası neden hala verilmedi? Neden yürüyüş yaptı 15 Temmuz gazileri?
Yoksa onlara bile yetemiyor muyuz?
Söylem elbette çok kolaydır. Ama söylem ile eylem uyumlu mu?
Mesela son 5 yıldır adeta yerinde sayan ekonomimiz nasıl oluyor da Dünya’nın en büyük 10. ekonomisi olmaya hiç bu kadar yakın olmamıştı?
Gerçek GSYH sıralamasında 19. sıradayız. Kağıt üstünde 269 milyar dolar artırdığımız GSYH’mız sadece 740 milyar dolara ancak çıktı. Zaten bunun da ne kadarı gerçek bilmiyoruz. (Yoksa satın alma gücü paritesine göre yabancılar için mi bu sıralama?)
Dünya’nın en büyük 16. ekonomisi olmuş ama sonra Hollanda, Endonezya ve S. Arabistan’a geçilmişiz. Ve şimdi 10. büyük ekonomi olmaya hiç olmadığı kadar yaklaşmışız. İyi mi?
***
Şehir Üniversitesi kapatılmış.
İyi ama bugün kapısı açık ama aslında içini kapatmış olduğumuz üniversiteler ne olacak?
Karar Gazetesi manşetini hatırlayın: “Tweet’te var bilimde yok”: “Türkiye’de rektörler araştırması, üniversiteleri yöneten hocaların bilim üretmeyi bırakıp tweet attığını ortaya koydu. Akademik başarısı en düşük 72 rektörün 56’sı günde 100’den fazla paylaşım yaptı. Yüzde
34’ün uluslararası bir makalesi yok. Yüzde 36’nın hiçbir çalışması atıf almadı.
İçi kapanmış, bilimselliği en başından kaybetmiş bu yüksek öğretim düzeni ile yarınımız nasıl aydınlık olacak?
Hiç düşündünüz mü? Ya da azıcık düşünün. KARAR sizindir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025