İlhami IŞIK
Başlığa bakıp, Kürtlerin tercihini çok fazla abarttığımı sananlar olabilir; bu mümkün ama ben öyle düşünmüyorum. Eğer biraz sabrınız varsa ve bana izin verirseniz ben size, Türkiye seçimlerini her zaman etkilemiş olan bariz bir olgudan söz edeceğim. 1946 yılından bu yana Türkiye’de yapılan bütün seçimlerin genel karakterini belirleyen bir seçim/sonuç geleneğinin altını kalın kalın çizeyim.
Söz konusu gelenek de şudur; Türkiye’de tek başına iktidar olmuş bir parti, mutlak surette, Kürt oylarının ezici çoğunluğunu da almayı başarmıştır. Bu ne demektir? Bu şu demektir; Tek başına iktidar ancak Kürt oylarının ekseriyetiyle mümkündür. Bu gerçeklik benim bir öngörüm ya da kişisel tercihim değildir. Seçim sosyolojisinin ürettiği tarihsel bir olgudur.
Önce 24 Haziran seçimin ittifaklar eksenli bir seçim olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu çok önemli ve önemli olduğu kadar da yeni bir durum. Evet, bu yeni bir durum. Çünkü bu durum, siyaset gündeminin merkezine tartışılacak, konuşulacak ve son kertede bir karara varılıp oylanacak olan parlamenter sistemin nihai sonunu son bir kez daha gözden geçirmemize imkan tanıyacak. İlk sonuç şu ya bu şekilde parlamenter sistemin kaderini belirleyecek.
İkinci sonuç, parlamenter sistemin koalisyonlardan muzdarip doğasına, istikrarsızlığa yol açan geleneksel sistematiğine son verip, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek olacak, bunu da anlaşılan o ki, ittifaklar olmadan gerçekleştirmek mümkün görünmüyor. Türkiye’de Demokrasi kültürü ile ittifaklar geleneği çok zayıf, partiler birbirileriyle uzlaşmayı değil, nihayette tekleşmeyi hedefliyor. Şimdi hem ittifak olurken, aynı zamanla da ittifaktan kim ne kazanacak oyunları içine girilecektir. MHP ve AK Parti arasında gizli bir çatışmanın olduğunu tahmin etmek zor değildir. MHP, AK Parti’yi kendisine muhtaç durumda tutmak zorundadır, yoksa AK Parti iktidarını, MHP’nin beklediği gibi bir ortaklıkla kurmaz. AK Parti’nin milletvekili sayısının çoğunluğun altında olmasına, MHP’nin en az muhalefet kadar ihtiyacı var, aksi takdirde ittifak iktidar koalisyonu olarak devam etmeyebilir.
Siyaset dengesinin bu kadar hassaslaştığı bugünün ikliminde, Kürt oylarının değerini küçümsemek hiç doğru bir tavır olmaz. Kürt oylarının değerini kavramış bir zihin öncelikle Kürt oylarını etkileyebilecek değer ve olguları ciddiyetle dikkate almak mecburiyetinde. Yanıtlanması gereken önemli soru şudur? Kürt mahallesi 24 Haziran seçimlerine nasıl hazırlanıyor ve Kürt sosyolojisinin şekillendirdiği coğrafya bu hazırlıklardan nasıl ve hangi ölçekte etkileniyor?
Önce şimdiye kadar Kürt seçmen nezdinde hiç yaşanmamış olan bir gelişmeye dikkat çekmek isterim. Hiç yaşanmamış diyorum çünkü, geleneksel olarak birbirini her zaman düşman saflarında gören iki güç, dolaylı ya da dolaysız biçimde görüşmeler yürütme çabasın içinde görünüyorlar. HDP ve HüdaPar’ın bu çabası hem Türkiye hem de Kürt siyasetinde bir yeniliğe işaret ediyor ve çok ciddi bir durum da yaratıyor.
HDP’nin Barzani taraftarları olarak niteleyebileceğimiz beş Kürt partisiyle kurmaya çalıştığı seçim ittifakının, HDP hanesine taze kan taşıyacağından hiç kuşku yok. Bir de buna HüdaPar eklenirse, Kürt çografyasında en fazla oyu almak AK Parti açısından bir hayli güç olacaktır. AK Partinin birinci parti olarak bu seçimlerden çıkmasının mümkün olmadığını söylemiyorum, tam tersine geçmişten farklı olarak daha güç olacağını hatırlatmak istiyorum.
Eğer AK Parti, çok dikkatli bir seçim politikası izlemese, ve adaylarını bu politikanın gereğini yerine getirecek şahsiyetler olarak belirlemese, bu durumun kendi başına sorun oluşturacağını söylemek abartı sayılmaz.
AK Parti, bir çok bakımdan Kürt açısından da saygı değer olan bir siyasal gelenekten beslenmiş ve bu yanlarıyla Kürtler arasında ciddi bir hayranlık uyandırmıştır. Kürtlerin üzerinde çok durdukları, özgünlük ve özgürlükleri, adil olma iddiasındaki her toplumda yaşamsal yeri vardır. AK Parti bu özgünlük ve özgürlükleri öne çıkarabildiği ölçüde, her zaman ki yerini koruyabilme imkanına sahiptir. Yeter ki bunun gerekleri yapılabilsin.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025