İlhami IŞIK
Erken seçim emarelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, reel siyaset, sanki adım adım bir şiddet ve korku sarmalına yuvarlanıyor. Sokağa egemen olan asık suratlı rüzgâr, biraz daha hızlı eserse, tıpkı adres sormayan bir sel gibi, korkarım, önüne kattığı her şeyi, verebileceği zararı hiç hesaba katmadan silip süpürecektir. Siyasetteki sertleşme her şeyden önce, siyaset yapmanın yol ve alanlarını yok eder. Eğer siyaset normal rutin akışının dışına çıkıyorsa, artık siyasetin yerine başka araçların ikame edildiğinden kolayca söz edebiliriz.
Sertleşen siyaset önce gülümseme yeteneğini köreltir; herkes bir tür tedirginlik içinde teyakkuza geçer. Teyakkuz durumu dile suskunluk olarak yansır ve korku sinir sistemini aşındırmaya başlar. Bu durum bile, özgür iradenin baskı altına alındığı anlamına gelir. Sözel dilin yerini beden dili ya da daha örtülü sembolik göstergeler alınca, insanın aslı yerine gölgesi uzar.
Toplumu germek her zaman bilinçli bir stratejinin ürünü olmuştur. Bulanık suda avlanmaktan hoşlanan avcılar, bilerek suyun berrak görüntüsüne bulanık bulutlar ilave ederler. Eğer toplumu germe siyaseti bilinçli bir tercihin ürünüyse, topuma da bu gerilimden uzak düşmek düşer.
İktidar cephesinde yükselen her ses, toplumsal dengelerin hassas ayarını bozar. Çünkü iktidar güçlü ve zorlu bir erktir. Ona aynı tonda cevap vermek büyük bir maceraya kapıyı sonuna kadar aralamak olur. İktidarın söylem tonuna icabet etmek ne toplumun görevidir ne de sorumluluğudur.
Toplum ve dolayısıyla aklı başında toplum temsilcilerine düşen görev, vakur ve bilgece bir tavırla bu ateşin harını düşürmek olur. Ateşe körükle gitmek, söyleyecek yeni bir şeyi olmayanların soyunduğu bir roldür. Söyleyecek yeni şeyleri olan insanlar zaten, söyleyecekleriyle meşgul olurlar. Söylenmeye değer her şey önce dinlenebilme ihtimalini arar. Dinlenme ihtimali nispi bir sükûnet ve huzur talep eder.
Türkiye’de muhalefetin biricik görevi, özellikle de bu süreçte biricik görevi iktidarın yaktığı ateşi üflememektir. Mümkünse yağmur duasına çıkıp, ateşin doğal yollarla sönmesine çaba göstermektir. Çünkü iktidar merkezli bir gerilim, bir büyük çam ormanı kıvılcımı gibi her an kontrolden çıkıp, bütün ormanı yakabilir.
Gergin bir siyasetin panzehri, soğukkanlı bir bilgeliktir. Muhalefet bu bilgece tavrı, siyasetinin vazgeçilmez yöntemi haline getirmeli. Her şeyden önce muhalefet sokağa çıkmayı aklından bile geçirmemeli. Sokak demek, muhatabın olmayan, eş düzeyinde olmayan birileriyle itip kakışmak olur.
Bütün iktidarlar bu itiş ve kakışlara bayılır; çünkü o manzaralar üstünden halka “bakın, işte bunlar böyledir” deme fırsatını bulur. Bu algı yaratma biçimi tarih kadar eskidir.
Muhalefet, demokratik zeminlerden kopmadan, her demokratik zemini ağırbaşlı söylemi için bir sıçrama tahtası olarak kullanmayı bilmelidir. İktidarın her tasarruf ve eylemine karşı, sadece sözün gücüne sığınmak, bugünlerin ruhunu yansıtan tek çaredir.
Cesaret, kararlılık ve bilgece tutum ve davranışlar, sertleşmeden de hem savunulabilir hem de ifade edilebilir. Çok kararlı olduğumuzun kanıtı sesimizin tonunu yükseltmek değildir. Cesur insanlar aslında olgun insanlardır ve onların bağırıp çağırmaya ihtiyacı yoktur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025