İlker DEMİR
Sosyal medya halkın duvar gazetesi, her hesap sahibi doğal yayın yönetmeni.
Halk varsa devlet durur mu, hemen sosyal medyaya el attı, sanal gerçek yanına, devlet uşağını da ekledi, doğal seleksiyon kısıtlandı.
Esasında atan nabız devlete de yararlıydı ama yüzlerce yıldır otoriter kültürlü yönetim, serbestlik demokrasiye yol açar kaygısıyla yasaklar getirdi.
Şimdi cahil diplomalıların tek kulağı yasakların üstünde, yazmayı bırak yazılanlara beğeni koyamıyor.
Ama korkmayan, dik duran, hukuki yaşamı tarz edinenler, sosyal medyada özgürlüğe birer mesale oluyor.
Yüksek tirajlı gazete ve bol bütçeli TV'lerin yorumcularından daha ufku geniş, ünsüz halk bilgeleri, "sosyal medyada kişiye ait yere devlet karışamaz" diyen mahkeme kararlarını okuyor, en önemlisi suçun ne olduğunu, suç işlemediğini biliyor.
İşte o paylaşımlardan birinde, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın tiyatro gösterisine kadınları almama tutumuna kimi sol yaklaşımı ünsüz bir bilge şöyle yorumluyor:
Siyasetin "Cumhuriyet devrimlerinin gerisine düşmek istemiyoruz, hedefimiz; sınıf mücadelesidir" görüşünde olan herkesi, "Türkçü la bunlar" diye yaftalayıp dibine kadar Kürtçülük yapması ve bunu sosyalizm sanması, yaptığıyla solu sol olmaktan çıkaran eskinin sosyalisti, şimdinin liberallerinin hataları anlaması için illa 'efendiler yarın İslam cumhuriyetini kuruyoruz!' denmesi mi gerekiyor?"
Gerçi bu tespit, essah devletçi "komünist"lerden sık sık duyuluyor ve belki onlardan alıntı yapıyor, ama burada anlamak için soruyor; cevap geliyor:
"Hatayı Meclis Başkanı Kahraman yapmakta, içselleşmiş "terbiye" gereği halk birbirini suçlamakta. Bir liberal bile bu yaklaşıma onay vermez. Ama Yenikapı'ya, tezkereye/işgale/dokunulmazlığa onay veren 6 okçular buna ne der bilinmez. Sol, Cumhuriyetin devrimini, gaspları, kullanacak donanımda olmayan halk için bir kenar süsü kalan hakları da bilir. Kenar süsü diye karşı çıkmaz tabi ki. Ama bu ve gaspedilen hakları hayata sokacak, hızlandıracak öznelerin kıyıma uğradığını da bilir sol. Ve tabi kıyımın devam ettiğini de, kendi olunmazsa devam edeceğini de. Geçmiş kötüydü, şimdiki daha da kötü. Zaman özne olma zamanı."
Cevaba cevap gecikmiyor ama sanki tasvir ve duygu katkısı, devletten, polemikten azade ve iknaya dair olduğuna bir belge sunuyor:
"Güneşli bir sabahtan selam.
Yazılanlar sitemdir, en fazla bir isyandır belki.
'Geçmiş kötüydü, şimdiki daha da kötü.' biçimindeki uzlaşı önerisi tam da sitemin, isyanın nedenini açıklıyor.
Çünkü, tüm paragrafta özenle seçilmiş tek cümle olan "Cumhuriyet devrimlerinin gerisine düşmek istemiyoruz..." ifadesinden ne geçmiş övgüsü, ne de "6 ok acaba ne der" kaygısı taşıyor, aksine 'gelin geçmişin kötü olduğunda anlaşalım' diye çağırıyor.
Türkiye solunun sınıf mücadelesi diye yola çıkıp Kürt ve Türk işçiler ayrımına kadar gelmesinin, Kahraman'ın ve türevlerinin zihniyeti ile gerektiğinde işbirlikçi tavır takınmasının özünde yatan şey'in özeti; özenle seçtiğim o tek cümledir."
Öncelikle bu açıklama ve beklentiyi doğru anlayarak cevaplamak gerekiyor.
Sol, geçmişte ve kimileri hala, açık söyleyemediği veya kifayetsiz kaldığı konularda yetiştirilme tarzı gereği yenemediği milliyetçiliğine teorik kılıf geçirmeye çalıştı, teoriye uymadığını görünce de çözümü sınıf mücadelesini kazandıktan sonraya bıraktı.
Dünyada enternasyonalist olan Türk "sol"u, Türkiye'de, sınıfın asla şart konulamaz dediği hakkı, Kürd hakkını devrimden sonraya şartladı.
Devrim sanki bir cennet vaadiydi.
Sol zaten Müslüman kültürlüydü, o yüzden ertelemeye çarçabuk adapte oldu.
Oysa temel haklar yaşanmadan evrensele varılamazdı, ifade, yaşam, kimlik, inanç, kadın hakları vb ertelenemez haklardı.
Sınıf mücadelesinin dediğine göre, ertelemek, şövenistlik olur da Kürdlerin anadiliyle eğitimi, kültürünü yaşamasını istemesi ve bunu öne alması Kürdçülük olmazdı.
Tepkiler gösteriyor ki, liberallerin bile gerisine düşen eski "sol", ertelenemez hakları, sınıfın ve halkların karşısında, devletle paralel olduğunu bilmeden, iyi niyetle birer "suç"a dönüştürmeye de başladı.
Darılmayın lütfen ama "Türkçü değil ha", şövenistlik bunun adı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025
23.03.2025
14.03.2025
7.03.2025
1.03.2025
18.02.2025
29.01.2025