Rize Tanıtım Günleri'ne katılan TC Başkanı Erdoğan:

"Ben Cumhurbaşkanı olarak sevdiklerime diyorum ki;

inanın bu haramdır.

Kasaya, emanet-i ilahi olan bu vücuda zararı var mı?

Var.

Doktorlar da burada.

Öyleyse haram.

Yok elektronik sigara, sigaranın elektroniği mi olur. Bizden müsaade istiyorlar, vermedim, vermem!

Diyanet İşleri Başkanımız da söyledi, ‘haramdır’ dedi."

Peki, Erdoğan bu sözü Başkan olarak mı söyledi, Erdoğan olarak mı, Ak Parti Başkanı olarak mı?

Erdoğan, ister baba, ister dede, isterse yurttaş olsun, der.

Tek tip, çok tip sigara, her şeyi yaparım narasına yol açmazsa ticaretin konusu.

Ticarete dini katkı pazarı büyütmezse, piyasa ekonomisi katkıyı rafa kaldırır.

Öyleyse yanlışlık nerede?

Yanlışlık laik olamayışa yaklaşık bir asırlık ve devam eden suskunlukta, laikliğin tanımının doğru yapılamayışında.

Devletin dini, dini kuruluşu olur da o devlet hiç laik olur mu?

Devlet dini kuruluş kurmayı inananlarına bırakmadı ve TC hiç laik olmadı.

O yüzden Erdoğan sigaraya dini de ilmi de yaklaşır ve burjuva demokrat ve komünistler dışında kimse alnının akıyla onu eleştiremez.

Erdoğan'a tutarlı karşı çıkmak için yüz yıllık susuşa da cevap vermek gerek.

Yapılan iki yüzlülük sadece laiklikte değil ki.

Kürd haklarında da böyle.

Kürd hakları teslim edilmedi, Türklerin ne kadar hakkı varsa onların da olmalı denmedi; diğer halkların da olmadı, halklar kendi hakları ve kültürleriyle korku hissetmeden yaşayamadı.

Keza Aleviler de öyle.

Aleviler de kendi inançlarını hiç yaşayamadı TC kurulduğundan beri.

Hala korku ve acı içinde.

Sorunlar hala aynı tarihi setende.

Heey beyni 100 yıl öncesinde kalmalar!

Her şey artık meydanda.

Kimse, "Çıkarın şapkalarınızı, koyun önünüze.

Aksi halde giremezsiniz halk meclisine." diyemedi.

Halk meclisi bir ürünün haramına helalına değil kişisel ve kamusal halk sağlığı yönünden bakar.

Başkan bir Rize toplanmasında, ister Başkan, ister Yurttaş Erdoğan olarak 'sigara haram' desin, o onun kişisel görüşü, değeri kişisel görüş kadar.