İlker DEMİR
Ortada açlık grevi yokken yazılsa daha iyi ama gündemin acısı ve hıncı sıcak, sözü olan söylemeli.
Tabii önce mücadelede yitenleri özlem, sevgi, saygı ve dostlukla yadederek.
Sonra soru: Açlık grevi nedir, niçin yapılır?
Açlık grevi rahmetli E. İnönü'nün dediği gibi bir şiddet eylemi değil aksine pasif bir eylemdir.
Genel mutabakata göre açlık grevi, süreli veya süresiz aç kalarak bir haksızlığın giderilmesi bir mesajla herkesi elinden gelen çabayı yapmaya çağıran pasif bir eylemdir.
Açlık grevinin bunun dışında bir işlevi yoktur, beklenmez.
Keza ölüm orucundan beklentiler de benzer kapsamdadır.
Çağrı sonrasında talep edilenin alınamamasına rağmen greve devam ediliyorsa, yapılan fiilen insaf beklemek ya da negatif cezadır.
Bu, hariçten okunan, görünen durumdur.
Görünen durum böyledir, ama bu söylemi hariçten gazele dönüştürmeden yapmak gerekir.
Çünkü açlık grevi ve ölüm orucundakilerin eylemle hemhali ve eyleme yükledikleri ayrı bir merhalededir ve tavsiylerde bu mutlaka hesap edilmelidir.
Unutulmamalı ki o eylemci de ihanet ve kahramanlığın revaçta olduğu bir kültürle yoğruludur.
Ve dönüşü yaşamsal riskli alana giren eylemcinin o güne kadarki birikiminin ve beklentilerinin, eskiden destanlaştırılan grevlerin bir milim altına düşmek istemeyeceğini anlamak gerekir.
Fiziken yaşamasalar da fiilen yaşayanlar az çok bu durumun bilincindedir.
Ama gençliğinde bir gün bile hapis yatmayıp sonradan telafileri oynayan vitrinci, en "devrimci" bir kesim vardır, en keskin hapis, direniş şiirleri yazan, hapistekilere iyi yatma öğütleri veren, en beğenilenleri okuyan, işte onlar açlık grevini de aynı bilmişlikle, en bir bilimsel gözle "analiz"ini yaparlar, onları haketmemeye tahammülle okumak gerekir.
Eylemi ve eylemcinin içinde bulunduğu durumu iyi bilmeden yapılacak septimist bırak ve destansı devam yönlü "önder"lik, kimsenin harcı değildir.
Sadece eylemcinin haklı, olabilir talepleri desteklenir.
Hemen belirtmeli ki, analizin ana kriteri, esası, o eyleme karar veren nedeni, iradeyi ve süreci eleştirmekten uzaklaştıran, sistemin özellikle 80'den sonra adeta kriterleşen tüccar zihniyetin öğrettiği, bir şey elde etme, edememe faydacılığına asla düşülmemelidir.
Zira talebine canını koyan bir insana bu tür niteliksiz faydalarla eylemi bıraktırmaya çalışmak talebe de mücadeye de zaaf ve gölge düşürebilir.
Eylem değersizleştirmeden irdelenmelidir.
Eylemi dışarıdan izleyenler, hele hariçten gazel okuyanlar en başta şuna dikkat etmelidir: Eyleme ve eylemciye bir karar dayatılamaz!
Çünkü ortaya can konan eylemler gönüllüdür, can sahibi karar verir, oylaması olmaz.
Lideri de örgütü de hak örgütü de doktoru da devleti de eylemi bırak ya da bırakma diye bir karar veremez, hakları yoktur.
Bu olmazsa olmaz bir kabuldür.
Ama bir kampanyaya dönüştürmeden, talepler desteklenerek tavsiyelerde bulunulabilir.
Türkiye'de egemen sol, sağa zıddından benzer, katı merkezi örgütlenir, her konuyu herolog önder/lider ya da merkez bilir, her şeye kadir karar vericidir.
Bu İşleyişi ve ağını irdelemeyen açlık grevi ve benzeri eylem analizleri eksiktir.
Bu konuda da doğrudan demokrasi pusulası doğruyu gösterir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.10.2025
17.09.2025
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025
6.06.2025
16.05.2025