Lale KEMAL

2014, 2015’e kötü miras bıraktı
27.12.2014
1506

 Türkiye, iktidarın, iç ve dış politikalarda yaptığı stratejik hataların bedelini, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık olarak ödemekte olduğu bir yılı geride bırakıyor.

2015 yılının, bir mucize olmazsa Türkiye insanı için daha da tatsız geçmesi olasılığı ne yazık ki yüksek. Son günlerini yaşadığımız 2014 yılı, 2013 yılını kapatırken ortaya çıkan yüksek profilli yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üstünün örtülmesi adına yargı, polis, medya velhasıl toplumun pek çok kesimine yönelik sert tedbirlerin uygulandığı bir yıl olarak hatırlarda kalacak.

Geride bıraktığımız bir yılda yolsuzluk ve rüşvet iddialarına adları karışanların yargı önünde hesap vermemiş olmaları  adalete olan güveni derinden sarstı. Kimi şüphelilerin, bazı gazetelerde, “Bavulla götürdüler”  diye manşetten duyurduğu biçimiyle, el konulan paralarını faiziyle birlikte almış olmaları vicdanları da derinden yaraladı. Traji komik bir biçimde yolsuzlukları ortaya çıkartan pek çok polis ve yargı mensubu adlî takibe uğradı.

Dünyada ise yolsuzluk gibi ülke istikrarını derinden sarsan bu etik dışı, illegal faaliyetlere karşı yakınlarda neler mi oldu dersiniz?.

Avrupa ülkesi İspanya’da bir babayiğit hakim, ülkenin en yüksek makamına dokundu ve Prenses Cristina ve eşinin, vergi kaçakçılığı suçlarından yargı önüne çıkmalarına hükmetti.

Dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer alan Afrika ülkesi Tanzanya’da Devlet Başkanı Jakaya Kikwete, bir işadamından 1 milyon dolar rüşvet almakla suçlanan Konut Bakanı Anna Tibaijuka’yı görevden aldı, keza bir başka bakan benzer suçlardan vekillerin bastırmasıyla istifa etmek zorunda kaldı.

Tanzanya örneğinde de olduğu üzere dünyanın az gelişmiş pek çok ülkesinde de artık yolsuzluğa karşı farkındalık artıyor ve bu etik dışı eylemlere karıştıkları iddia edilenler yargı önünde hesap veriyor.

Türkiye’de ise yolsuzluk olayı bir karşı darbe gibi sunularak millet uyutulmaya çalışılırken ranta karşı başlatılan Gezi protestolarına katılan pek çok insan yine darbe iddialarıyla yargılanmaya devam ediyor.

Uludere’de 34 Kürt vatandaşın, ülkelerinin F-16 uçaklarınca açılan   bombardıman sonucu ölmeleri olayının faili meçhul bırakılmış olması, iktidarın zaten savsakladığı çözüm sürecinin üzerine gölge düşürmeye devam etti, edecek de.

Yüzlerce ölümle sonuçlanan Soma ve Ermenek maden ocağı  facialarında, devlet ve taşeron firmaların kusurlarından hesap sorulmamış olması 2014’e damgasını vuran üzücü ve kötü yönetim tarzını ortaya koyan bir başka olay olarak hatırlarda kaldı.

Soma faciasında, bir protestocuya, adı malum başbakan danışmanının attığı tekmenin cezasız kalmış olması vicdanları derinden yaraladı.

Türkiye’nin, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinden uzaklaşıyor olması uygar dünyadaki görünümüne  ağır yara aldırdı.  Karar vericiler inkar etse de komşu Ortadoğu’ya yönelik izlenen mezhepçi politikalar ve kimi radikal İslamcı gruplara destek verildiği algısı, Arap  dünyasında da Ankara’ya bakışı çoktandır artıdan eksiye çevirdi.

Sonuna geldiğimiz 2014’ün 2013’ten devraldığı basın özgürlüğüne yönelik ağır baskıların, 2015’te de  devam edeceğini öngörebiliriz.

Nitekim, gazetecilik faaliyetlerinin kapsamı içindeyken terör örgütü kılıfı giydirilen medya operasyonu ve 16 yaşındaki bir çocuğun cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla önce tutuklanıp sonra da serbest bırakılmış olması, 2014’ün, son haftalarında 2015’e bıraktığı kötü bir miras oldu. Baskılar artacak, cadı avı olanca hızıyla devam edecek gibi.

Hukuk devleti aydınlığı, hukuksuzluk karanlığı, puslu havayı sever…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar